Kategori: Magazin

  • Continental EMEA Bölgesi Strateji, Analitik ve Pazarlama Başkanlığı Görevine Egemen Atış Atandı

    Continental EMEA Bölgesi Strateji, Analitik ve Pazarlama Başkanlığı Görevine Egemen Atış Atandı

    Atamaya ilişkin konuşan Continental EMEA Bölgesi Yenileme Lastikleri Başkanı Ferdinand Hoyos, “Egemen Atış, kapsamlı uluslararası deneyimiyle ekibimizi güçlendirerek lider lastik üreticisi ve lastik çözümleri tedarikçisi olarak konumumuzu sağlamlaştırmamıza katkıda bulunacak” dedi.

    Premium lastik üreticisi ve teknoloji şirketi Continental‘in Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi yenileme lastikleri grubu Strateji, Analitik ve Pazarlama (SAM) Başkanlığı görevine Egemen Atış atandı. 1 Temmuz 2024 itibarıyla görevine başlayan Atış’ın sorumlulukları arasında ürün yönetimi, pazarlama iletişimleri, halkla ilişkiler, e-ticaret, iş analitiği, fiyatlandırma, strateji ve iş geliştirme yer alacak. 

    Atış, son olarak Continental Güney Kore’de görevini yürütüyordu. Güney Kore’deki görevinden önce altı yıl Continental Lastikleri Türkiye Satış ve Ticari Operasyonlar Müdürü olarak görev yapan Atış, Güney Kore’de Continental’in orijinal ekipman müşterileri Hyundai ve Kia’ya hizmet verdiği Seul’den şirketin genel merkezi Hannover’da çalışmalarına devam edecek.

    Continental EMEA Bölgesi Yenileme Lastikleri Başkanı Ferdinand Hoyos, “Egemen Atış, bulunduğu farklı görevlerde değerli bir uluslararası deneyim kazandı ve lastik sektörü hakkında kapsamlı bilgi sahibi oldu. Küresel pazarları derinlemesine anlaması, stratejilerimizi Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’daki müşterilerimizin ihtiyaçlarına paralel olarak geliştirmemize, ayrıca EMEA Bölgesindeki konumumuzu sağlamlaştırarak daha da güçlendirmemize katkıda bulunacak“ dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Nesnelerin interneti ile ürün kayıpları, hasar ve maliyetler önlenebiliyor

    Nesnelerin interneti ile ürün kayıpları, hasar ve maliyetler önlenebiliyor

    Otomotiv endüstrisi, küresel iklim değişikliği ile mücadelede sürdürülebilir çözümler arayışında. Paylaşma ve yeniden kullanma iş modelini temel alan CHEP, teknoloji ve inovasyonla desteklenen ekipmanlari ile müşterilerinin çevresel etkilerini en aza indiriyor. 

    Otomotiv endüstrisi, küresel iklim değişikliği sorunlarına odaklanma çağrılarına yanıt vererek sürdürülebilirliğe yönelik daha fazla adım atmaya yöneliyor. Bu çerçevede, müşterilerinin tedarik zincirindeki operasyonel verimliliğini artırmak için ana şirketi Brambles’ın bir yan kuruluşu olan BXB Dijital ile işbirliği içinde CHEP; IoT (Nesnelerin İnterneti) tabanlı dijital çözümler geliştiriyor. 

    Bir dizi konteynere yerleştirdigi sensörler ile tedarik zinciri boyunca konteynerlerin konumu ve durumunu raporlayan CHEP, böylelikle müşterilerine daha fazla şeffaflık ve değerli bilgiler sağlıyor. Aynı zamanda tedarik zincirinde ileride oluşabilecek mal kayıpları, hasar ve maliyetler gibi verimsizlikler proaktif olarak önlenebiliyor. Avrupa güvenlik standartlarına ve CE/EC gerekliliklerine göre sertifikalandırılan yerleşik sensörle ile CHEP tüm verileri güvence altına alıyor ve üçüncü taraflarla paylaşmıyor. Bu yenilikçi teknoloji ile birlikte tedarik zincirindeki olası aksaklıklara karşı daha hızlı yanıt vermek için önlemler alınırken, malların eksiksiz bir şekilde belgelenmesi ve izlenebilirliği sağlanıyor.

     “CHEP ağına dâhil olmak, israfı azaltmak demektir”

    Otomotiv sektörü tedarik zincirine özel çözümler sunduklarını ifade eden CHEP Türkiye Otomotiv Ülke Temsilcisi Derya Çınar şunları söyledi: CHEP olarak, sürdürülebilirlik ve operasyonel verimliliği artırma hedefimiz doğrultusunda, paylaşım ve yeniden kullanım üzerine kurulu iş modelimizle müşterilerimizin çevresel etkilerini azaltmalarına yardımcı oluyoruz. IoT tabanlı dijital çözümlerimizle konteynerlere yerleştirilen sensörler sayesinde müsterilerimize tedarik zincirindeki verimsizlikleri ortadan kaldirmalarina yardimci olacak bilgiler raporlayabiliyoruz. Gelecekte yeni tedarik zinciri standartları belirleyebilmek için gerekli yetkinlikleri oluşturuyoruz ve bunu her zaman müşterilerimize sunduğumuz hizmeti geliştirmek amacıyla yapıyoruz. CHEP ağına dâhil olmak, israfı azaltmak demektir. Güçlü küresel ağımız sayesinde tırlarının daha az mesafe kat etmesini sağlıyor, böylece konteynerlerin daha hızlı bir şekilde ulaşmasına olanak tanıyoruz. Ayrıca, yüksek maliyetli ve kritik parçaların taşınmasındaki riski ve verimsizliği ortadan kaldıran takip çözümlerimizle de yeni iş birliği fırsatları yaratıyoruz. Tedarik zinciri modelimizle müşterilerimizi karton kutuları yönetmek, depolamak ve geri dönüştürmek veya kendi ambalaj havuzlarını yönetmek için harcamaları gereken zaman ve kaynakları kurtarıyoruz. Plastik konteynerlerin kullanım öncesi bakımını ve onarımını gerçekleştirerek, karton kutulara kıyasla daha sağlam ve otomatik üretimde kullanıma uygun hale getiriyoruz. Ayrıca, müşterilerimizin ambalaj ihtiyaçlarını talep dalgalanmalarına bakılmaksızın her zaman karşılamayı taahhüt ediyoruz. Bu yaklaşım, depo maliyetlerinin boşa harcanmasını ve müşterilerin konteyner bulma zorluklarını ortadan kaldırıyor.”

    “Sektörün verimliliğini ve sürdürülebilirliğini artırmaya devam edeceğiz”

    Sürdürülebilirlik hedeflerine dair de açıklamalarda bulunan Çınar, “Otomotiv endüstrisindeki enerji dönüşümü elektrikli araçların önemini artırıyor ve bu geçişte tedarik zincirinin sürdürülebilirliği önemli bir konu haline geliyor. CHEP olarak otomotiv endüstrisine sürdürülebilir paketleme ve tedarik zinciri çözümleri sağlamada öncü bir rol oynuyoruz. Amacımız yenilenebilir kaynak kullanımını artırmak, atık miktarını azaltmak ve karbon ayak izimizi en aza indirmek. ” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türk Hava Yolları Dört Boeing 777 Kargo Uçağı Daha Sipariş Etti

    Türk Hava Yolları Dört Boeing 777 Kargo Uçağı Daha Sipariş Etti

    Boeing [NYSE: BA] ve Türk Hava Yolları (THY) bugün, havayolu şirketinin küresel hava kargo pazarındaki konumunu daha da güçlendirecek olan dört adet 777 kargo uçağı siparişini duyurdu. Bu siparişle birlikte THY 12 adet 777 kargo uçağı işletiyor olacak.

    Türk Hava Yolları Kargodan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ali Türk, “Kargo filomuzu genişletmeye yönelik bu yeni yatırımımız, hava kargo hizmetleri için artan küresel talebi karşılama konusundaki kararlılığımızın göstergesidir. Boeing 777 kargo uçaklarının filomuza katılması operasyonel kabiliyetlerimizi arttırmakla kalmayacak, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki müşterilerimize sunduğumuz benzersiz hizmet ve verimlilikle lider konumumuzu korurken, dünya çapında hava kargo sektörünün zirvesine ulaşmaya yönelik stratejik vizyonumuzun da önemli bir adımı olacaktır.” dedi.

    THY’nin bu ek 777 kargo uçağı alımı, e-ticaretin hızla büyümesi ve dünya genelinde verimli ve güvenilir taşımacılık ihtiyacı nedeniyle artan kargo hizmetleri talebini karşılamasına yardımcı olacak. Yeni kargo uçakları, THY’nin kargo operasyonlarını optimize etmesini, maliyetleri düşürmesini ve teslimatlarını dünya çapında tüm varış noktalarına zamanında ulaştırmasını sağlayacak.

    Boeing Avrasya Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı Paul Righi, “Boeing 777 kargo uçaklarının şirketin filosuna dahil olmasıyla birlikte, THY’nin kargo operasyonlarının genişlemesini desteklemekten ve THY ile uzun yıllara dayanan ortaklığımızı sürdürmekten gurur duyuyoruz. 777 kargo uçağının yük taşıma kapasitesi, menzil ve esneklik kabiliyetleri ile THY’nin operasyonel verimliliğini en üst düzeye çıkarırken olağanüstü düzeyde müşteri hizmetleri sunmasını sağlayacak.” dedi.

    Boeing 777 kargo uçağı, 102 metrik ton (112 ton) azami yük taşıma kapasitesi ve 9.200 kilometre (4.970 deniz mili) menzili ile dünyanın en kabiliyetli çift motorlu kargo uçağı olma özelliğine sahiptir. 

    265’ten fazla teslimatla 777 kargo uçağı, Boeing’in tüm zamanların en çok satan kargo uçağıdır. Kargo uçaklarında sektör lideri olan Boeing, yeni üretim ve dönüştürülmüş uçaklar da dahil olmak üzere dünya çapındaki özel kargo uçağı kapasitesinin %90’ından fazlasının tedarikçisi konumundadır.

    THY, kargo uçaklarının yanı sıra 777-300ER (Extended Range), Yeni Nesil 737, 737 MAX ve 787 Dreamliner’dan oluşan Boeing uçak filosu işletmektedir.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türkiye'de 16 Büyük Ölçekli Reaktör Kurulması Hedefleniyor

    Türkiye'de 16 Büyük Ölçekli Reaktör Kurulması Hedefleniyor

    Zirve’nin açılışında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, “Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil 3 sahada toplam 12 – 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz” dedi

    Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle hayata geçirilen 10. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES, 2 Temmuz 2024 tarihinde Hilton Bomonti Konferans Merkezi’nde kapılarını açtı. İki gün sürecek Zirve’de nükleer enerji sektörünün sıfır karbon ekonomisindeki rolü,  Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki gelecek planları, en yeni teknolojiler ve sektörün finansmanı gibi başlıklar ele alınacak.

    NPPES’in açılışını; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, ASO Başkanı Seyit Ardıç, NSD Başkanı Alikaan ÇiftçiAkkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko, Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (NNWI) Başkanı Tim Yeo ile Şangay Nükleer Mühendislik Araştırma ve Tasarım Enstitüsü (SNERDI) Uluslararası Projeler Başkanı Min FEI gerçekleştirdi. 

    “Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil 3 sahada toplam 12 – 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, NPPES’te şu konulara dikkat çekti: “Akkuyu NGS’nin 4 ünitesi devreye girdiğinde yıllık 35 milyar kWh elektrik üretilecek. Bu rakam ülkemizin mevcut yıllık elektrik talebinin yaklaşık yüzde 10’una, İstanbul’un talebinin ise yüzde 90’ına denk geliyor. Ayrıca nükleer enerjiden elde edilecek bu elektrik üretimi sayesinde, yılda 35 milyon ton karbon-dioksit emisyonu ile 7 milyar metre küp doğalgaz ithalatının da önüne geçilmiş olacak.”

    Ceylan sözlerine şöyle devam etti: “Haziran 2024 itibariyle dünyada 32 ülkede 416 reaktör işletmede, 19 ülkede ise 59 reaktör inşa halinde. Dünyadaki elektrik talebinin yaklaşık yüzde 11’i, AB ülkelerindeki talebin ise yüzde 22’si nükleer santrallerden karşılanıyor. Nükleer Enerji Ajansı (OECD/NEA) verilerine göre önümüzdeki 15 yıl içinde toplam 110 civarında yeni reaktörün inşaatına başlanması çeşitli ülkelerin nükleer programı dahilinde. Küresel ısınma endişeleri ve yeşil dönüşüm çabaları neticesinde nükleer enerjinin payının önümüzdeki 30 yıl içerisinde önemli ölçüde artması bekleniyor. Ülkemizin 2053 yılı net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmak ve enerjide dışa bağımlılığımızı minimuma indirmek amacıyla yenilenebilir ve yerli enerji kaynakları ile nükleer santraller, baz yük olarak enerji politikalarımızın tam merkezinde yer alıyor. Bakanlığımızın yayımladığı Ulusal Enerji Planımıza göre; nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payını 2035 yılına kadar yüzde 10’un üzerine, 2053 yılına kadar ise yüzde 30 seviyelerine çıkarmayı planlıyoruz. Bunun için en az 20 GW nükleer kapasiteye ihtiyacımız var. 2053 yılında bu hedefi gerçekleştirdiğimiz takdirde dünyanın önde gelen nükleer güç sahibi ülkelerinden biri olacağız. Bu kapasiteye ulaşmak için Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil olmak üzere 3 farklı sahada toplam 12 ile 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz. Bu santrallere yönelik şu anda Çin, Güney Kore, Rusya gibi teknoloji sahibi ülkelerin şirketleriyle müzakerelerimiz devam ediyor. küçük modüler reaktörlerin gelecekte ciddi pazar potansiyeli olduğuna da inanıyoruz. Bu nedenle, bu teknolojilerin ülkemizde ticarileşmesinin önünü açacak, yerli sanayimizin sürece daha fazla dâhil olacağı yenilikçi iş modelleri ile yasal ve kurumsal çerçevenin oluşturulmasına yönelik de çalışmalarımız, teknoloji sahibi ülke ve şirketler ile görüşmelerimiz devam ediyor.”

    Yerlileştirmeyi artırmayı başardık, insan kaynağımız gelişiyor

    Ceylan: “Akkuyu Projesi kapsamında Akkuyu Nükleer A.Ş. tarafından harcanan paranın yaklaşık 5,87 milyar dolarlık kısmı yani yüzde 51’i Türk firmalarından alınan ekipman, malzeme ve hizmetlere ödenmiştir. Bu oran halihazırda bizim gibi ilk defa nükleer santral kuran BAE, Bangladeş, Belarus, Mısır gibi ülkelerle kıyaslandığında önemli bir başarıya ulaştığımızı söyleyebilirim. Bu ülkelerde ulaşılan en yüksek yerli katkı oranı yüzde 20’ler seviyesindedir.  Diğer nükleer santral projelerimizde yerli katkı oranını kademeli olarak artırmayı ve nihayetinde nükleer alanda mal ve hizmet ihraç eden bir ülke haline gelmeyi, nükleer santral işletme ve bakımında öz yeterlilik kazanmayı hedefliyoruz. Akkuyu Sahası’nda büyük çoğunluğu Türk olmak üzere 30 bine yakın kişi çalışmakta. Bu hedefe yönelik olarak 358 Türk öğrenciyi Rusya’ya nükleer mühendislik eğitimine gönderdik.  Amacımız bu sayının en az 600 olması. Santral işletmeye geçtiğinde ise 4 bin personele ihtiyaç duyulacak. İlk etapta bu işletme personelin yüzde 30’unun Türk olmasını planlıyoruz. Sonraki yıllarda ise bu oranın önemli seviyede artırılması öncelikli hedefimiz” diye konuştu.

    Nükleer teknoloji karbonsuz baz elektrik gücü sağlıyor

    Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, “Ülkemiz, Akkuyu sahasında kazandığı tecrübeler ışığında, özellikle sanayinin etkin katılımıyla, uluslararası nükleer tedarik zincirinde söz sahibi olma hedefinde ilerliyor. Ankara Sanayi Odası olarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın Kümelenme Destek Programıyla desteklenen Nükleer Sanayi Kümelenmesi – NÜKSAK, Türkiye çapında 75 öncü sanayicimize hizmet veriyor. Nükleer enerji alanında sanayicilerimizin tedarik zincirine dahil olması için mentörlük hizmeti veren NÜKSAK; bu alandaki girişimciler, start-up’lar ve teknoloji firmaları için bir  arayüz fonksiyonu görmeye devam edecek. Odamız ve Nükleer Sanayi Derneği iş birliğinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın destek ve katkılarıyla düzenlenen Nükleer Santraller Zirvesi dünyanın sayılı nükleer etkinlikleri arasındaki yerini aldı. Ülkemiz adına bir marka değerine sahip bu etkinlik, nükleer teknolojide lider ülkelerin de katılımlarıyla her geçen yıl daha fazla ilgi görüyor” diye konuştu.

    Ardıç sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa Yeşil Mutabakatı dahil Küresel İklim Krizi’nin ülkemiz üzerindeki olası ticari ve ekonomik etkileridir. Özellikle elektriği yoğun olarak kullanan biz sanayiciler de, nükleer enerjinin ülkemiz için ne kadar stratejik olduğunun farkındayız. Sürdürülebilir bir gelecek için enerji kaynaklarımızı çeşitlendirirken, yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte nükleer enerjiyi de etkin bir şekilde kullanacağımıza inanıyorum. Ayrıca Nükleer teknoloji, karbonsuz baz elektrik gücü sağlamasının yanında yenilikçi pek çok teknolojinin gelişimine de öncülük ederek ülke ekonomisine dolaylı katkı da sunuyor.”

    Enerjide arz güvenliği nükleere olan ilgiyi artırdı

    Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ise şunları söyledi: “NPPES, küresel nükleer sektörün oyuncuları ile Türk sanayicilerinin yeni nükleer enerji yatırım fırsatlarını görüştükleri ve iş birliklerine imza attıkları önemli bir platform olmayı başardı. Dünyada gözler yeniden nükleer enerjiye çevrildi. Bu kapsamda COP28’de, 2050 yılına kadar global nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefi deklare edildi. Global nükleer enerji hedefleri, Türk sanayicileri için çok ciddi fırsatlar içeriyor. SMR’ler ve mikro reaktörler, modüler yapıları sayesinde sanayi kalkınmasına büyük katkı sağlayabilir. Türkiye, bu noktada global bir sanayi ve tedarik üssü olma potansiyeline sahip ve  yine teknoloji geliştirme konusunda da avantajlı bir pozisyonda. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın 2050 yılına kadar Türkiye’nin nükleer kapasitesini 20 gigavatın üzerine çıkarma hedefi var. Bu kapsamda hem konvansiyonel hem de SMR ve mikro reaktörlerin geliştirilmesi için görüşmelere başlandı ve uluslararası iş birlikleri sağlamak üzere  kararlılıkla atılan adımları NSD olarak yakından takip ediyoruz.”

    Rosatom SMR alanında da Türkiye’ye çözümler sunabilir

    Akkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı şunları aktardı: “Nükleer Düzenleme Kurumu, Akkuyu NGS’ye Aralık ayında 1. Ünite için devreye alma izni verdi ve böylece başlatma ve ayar çalışmalarının başlamasına izin verildi. Bu, bir NGS inşaatının son aşaması olup, daha sonra güvenli çalışması için temel sağlar. Bu çalışmalar şu anda tüm hızıyla devam ediyor. Akkuyu sahasında şu anda yüzde 80’i Türk vatandaşı olan 34 binden fazla uzmandan oluşan iyi koordine edilmiş, profesyonel bir ekip istihdam ediliyor. Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’nın 2050 yılına kadar Türkiye’nin enerji karmasına 20 gigawatt kurulu nükleer kapasite eklemeyi öngördüğünün farkındayız. Bu iddialı planlar ve Türkiye’nin bu planları uygulamadaki titiz yaklaşımı, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine ulaşma ve nükleer enerjinin kilit bir sütun olacağı düşük karbonlu sürdürülebilir bir ekonomi yolunda istikrarlı bir şekilde ilerlediğini gösteriyor. Türkiye’nin sadece yeni büyük nükleer kapasite için değil, aynı zamanda 5 gigawatt küçük nükleer kapasite için de öngörülen nükleer geliştirme planlarını yakından takip ediyoruz. Bu, toplamda en az 16 bireysel küçük modüler reaktör (SMR) anlamına gelir. Burada Rosatom’un sunabileceği çok şey var. Dünyada eşsiz olan Akademik Lomonosov yüzer NGS’imiz, Rusya’nın en kuzeydeki Pevek kasabası için dört yıllık işletme süresince 860 milyon kilovat-saat elektrik üretti. Rus Uzak Doğusu’nun Sibirya bölgesinde, en son RITM-200 reaktörüne dayalı küçük bir NGS inşası projesini uyguluyoruz. Santralin inşası, merkezi olmayan enerji arzına sahip uzak Arktik bölgelere istikrarlı ve temiz bir enerji arzı sağlayacak. Ve yaklaşık bir ay önce, Rosatom, toplam kapasitesi 330MW olan altı reaktörden oluşan küçük bir NGS inşa etmek için Özbekistan ile bir sözleşme imzaladı. Bu, yurtdışındaki SMR inşası için ilk ticari sözleşmemiz ve bu sözleşme geçen hafta yürürlüğe girdi. SMR ve konvansiyonel nükleer enerji santralleri  birbirleriyle rekabet halinde değildir. Tam tersine, bu ikisi farklı işlevler görür ve böylece birbirini tamamlar.”

    Şangay Nükleer Mühendislik Araştırma ve Tasarım Enstitüsü (SNERDI) Uluslararası Projeler Başkanı Min FEI ise şunları söyledi: “Türkiye büyük bir ekonomiye ve enerji ihtiyacı açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve SPIC verimli görüşmeler yapmış ve yenilenebilir enerji ve nükleer enerji projelerinde iş birliğini derinleştirme niyetinde olmuştur. Açıklık, iş birliği ve karşılıklı saygıya dayalı çok etkili bir çalışma ilişkisi geliştireceğiz. SPIC, Türkiye’nin enerji dönüşümü için çalışmaya devam edecektir. SPIC dünyanın en büyük güneş enerjisi üreticisi, en büyük yenilenebilir enerji üreticisi ve en büyük temiz enerji üreticisi konumunda. Şu anda, SPIC’in 238.65 GW toplam kapasitesinin yüzde 70’ini temiz kaynaklar oluşturuyor ve SPIC, dünyanın düşük ve sıfır karbon hedeflerine önemli katkılarda bulunuyor.

    Lisanslı bir geliştirici ve işletmeci olarak, SPIC şimdi 8 reaktör filosuna sahip ve işletiyor. SPIC’in bir yan kuruluşu olan SNERDI, şu anda EPC müteahhidi olarak 6 Gen-III ileri reaktör inşa ediyor. Bu reaktörler arasında, 2 CAP1400/Guohe 1 ünitesi 2024 sonunda devreye girmeye hazır olacak. Aynı zamanda, SNERDI bu yıl Güney Çin’de 4 yeni ünite inşaatına başlamayı planlıyor.”

    Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (NNWI) Başkanı Tim Yeo açış konuşmasında şunlara dikkat çekti: “Türkiye, henüz kendi enerji tedarik güvenliğinin keyfini çıkaramıyor. Enerjisinin büyük bir kısmı için, ithalata bağımlı ve bu ithalat bağımlılığı bazen fiyat artışlarına ve hatta arz kesintilerine maruz kalmasına neden oluyor. Türkiye’nin kendi nükleer reaktörlerini hızla inşa etmeye başlaması harika bir haber. Türkiye, Fransa, Japonya, Güney Kore, Çin, Kanada ve elbette Rusya gibi potansiyel ortaklarla birlikte 50 yıldır nükleer enerji kapasitesini geliştirme planlarına sahip. Türk hükümetinin akıllıca kararı sayesinde, Türkiye önümüzdeki dört yıl içinde devreye girecek yaklaşık beş gigawatt nükleer enerji kapasitesine sahip olacak. Türk hükümetinin aldığı bu kararın Güneydoğu Avrupa, Orta Asya ve ötesindeki diğer ülkelere de örnek olmasını dilerim. Böylelikle nesilleri tehlikeli ve geri dönülmez iklim değişikliğinin gerçekleşmesini önlemeye yardımcı olunacak ve gelecekteki nesiller Türkiye’ye, hükümetine ve halkına minnettar kalacak.”

    INPPES Fuarcılık tarafından hayata geçirilen 10. Nükleer Santraller Zirvesi, bu yıl Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (New Nuclear Watch Institute – NNWI), Rusya’nın Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği ve Kore Nükleer Derneği tarafından resmi olarak da destekleniyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • 'Avrupa Havalimanları Konseyi' açıkladı:  “İGA İstanbul Havalimanı 'doğrudan bağlantı'da Avrupa'nın zirvesinde"

    'Avrupa Havalimanları Konseyi' açıkladı: “İGA İstanbul Havalimanı 'doğrudan bağlantı'da Avrupa'nın zirvesinde"

    Avrupa’daki havalimanlarının operasyonel mükemmelliği için çalışan ACI Europe (Airport Council International – Europe) “2024 Havalimanı Endüstrisi Bağlantı Raporu” yayınlandı. Avrupa’daki doğrudan ve dolaylı toplam hava bağlantısının pandemi öncesi (2019) seviyelerin %14 altında kaldığının ortaya konulduğu Rapor’da, jeopolitik gerilimlerin ve havacılık sektöründeki yapısal değişikliklerin havalimanlarının performanslarına etkisi vurgulandı. 

    İGA İstanbul Havalimanı’nın performansının ise pandemi öncesi (2019) seviyesine kıyasla yüzde 9 arttığının belirtildiği“2024 Havalimanı Endüstrisi Bağlantı Raporu”nda İGA İstanbul Havalimanı’nın ‘doğrudan bağlantı’ açısından Avrupa sıralamasının zirvesinde yer aldığı ilan edildi. ACI Europe ayrıca, Türkiye’nin küresel aktarma merkezi İGA İstanbul Havalimanı’nın Orta Doğu’ya ‘en iyi’, Asya-Pasifik’te ise ‘en iyi ikinci’ doğrudan bağlantıya sahip havalimanı olduğunu; bu bağlantıların geçen yıla kıyasla yüzde 23 arttığını da açıkladı. 

    İGA İstanbul Havalimanı, havacılık sektörünün küresel liderlerini İstanbul’da ağırlıyor

    “34. Avrupa Havalimanları Konseyi Yıllık Genel Kongresi” 1-4 Temmuz tarihleri arasında İGA İstanbul Havalimanı ev sahipliğinde düzenleniyor. Avrupa’nın en önemli havalimanı etkinliklerinden olan Kongre havacılık sektörünün önde gelen CEO ve üst düzey yöneticileri ile 500’den fazla havalimanı profesyonelinin katılımıyla 4 Temmuz tarihine kadar sürecek. Etkinlik boyunca; üyeler arası iş birliği, bilgi paylaşımı, havacılık sektörünün geleceği ve fırsatlar gibi pek çok konu ele alınıyor.

    Avrupa’daki havacılık sektörünün mevcut durumu, karşılaştığı zorluklar ve gelecek beklentileri, sektörün ekonomik durumuna ilişkin içgörüler ve önümüzdeki yıl için politikaların tartışılacağı Kongre’nin 3 Temmuz’daki açılış konuşmalarını Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, DHMİ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Keskin, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve ACI EUROPE Genel Direktörü Olivier Jankovec yapacak.

    3 Temmuz günü düzenlenecek “Türk Havacılık Pazarı Mercek Altında” başlıklı panelde; İGA İstanbul Havalimanı Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İsmail Polat, Pegasus CEO’su Güliz Öztürk, Antalya Havalimanı Genel Müdürü Gudrun Teloeke ve Wizz Air Birleşik Krallık Direktörü Marion Geoffroy, Türk havacılığında büyümeyi tetikleyen faktörler ve pazarın gelecekteki fırsatları hakkındaki görüşlerini paylaşacak.

    İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, Heathrow Havalimanı CEO’su Thomas Woldbye, Atina Havalimanı CEO’su Yiannis Paraschis, VINCI Havalimanları CEO’su Nicolas Notebaert, Rotterdam Hague Havalimanı CEO’su Wilma van Dijk, Fraport CEO’su Stefan Schulte “Havalimanı Liderleri Sempozyumu”nda bir araya gelecek. Avrupa’nın en önemli havalimanlarının üst düzey yöneticileri, havalimanı endüstrisinin üç stratejik ayağı olan sürdürülebilirlik, yenilikçilik ve farklılaşma konularında havalimanlarının karşılaştığı sorunları ele alacak ve görüşlerini paylaşacaklar.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Global Blue Türkiye 2024 Yılı İlk Beş Ay Tax Free Pazar Verilerini Açıkladı

    Global Blue Türkiye 2024 Yılı İlk Beş Ay Tax Free Pazar Verilerini Açıkladı

    Global Blue Genel Müdürü Selim Şeyhun perakende sektörünün tax free’yi konu olan bölümü ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Selim Şeyhun’un verdiği bilgilere göre ilk 5 aylık dönemde toplam tax free işlemlerinde 2023 yılına göre yüzde 28’lik bir azalış yaşanırken satış tutarlarında ise yüksek enflasyon ve artan fiyatlar sebebi ile yüzde 46’lık bir artış kaydedildi. Türkiye’de yapılan tax free alışverişlerin yüzde 79’luk kısmını moda ve hazır giyim mağazaları oluştururken bu kategoriyi yüzde 12’lik oranla saat, takı ve mücevher sektörü izledi. 2024’in ilk beş ayındaki tek seferde en büyük işlemi Türki cumhuriyetlerden bir turist 7.5 milyon TL üzerindeki saat ve mücevher harcaması ile gerçekleştirdi.

    Tax free alışveriş yapan her turist Türkiye’deki seyahati sırasında 3.3 adet alışveriş yaparken bu alışverişlerin toplamı 40.700 TL’lik harcamaya karşılık geldi.

    Turistlere dijitalleşmenin avantajlarını sunuyoruz

    Global Blue Genel Müdürü Selim Şeyhun, Global Blue olarak Türkiye’ye gelen turistlere en iyi hizmeti sunmayı hedeflediklerini belirterek “Bu kapsamda, oldukça yaygın olan havalimanı iade noktalarımızın yanı sıra tax free alışverişin ağırlıklı olarak yapıldığı AVM ve bölgelerin tamamında bulunan şehir içi iade noktalarımız ile hizmet vermeye devam ediyoruz. Özellikle bu sene ekonomik ve makro birçok sebep ile ülkemizde fiyatlar yukarıda kaldı ve bu da alışveriş tax free alışveriş adetlerinin geçen seneye göre geride kalmasına sebebiyet veriyor. Dolayısıyla ülkemize gelen ve harcama yapan turistlerin en iyi çözüm ve servisi alması kritik önem taşıyor” dedi.

    Global Blue mobil platformunda, turistler ile kendi dillerinde iletişim kurduklarını ve isterlerse KDV iadelerini onlara dijital yollardan sağladıklarını ifade eden Şeyhun, “Bu dijitalleşme süreci, turistlerin işini büyük ölçüde kolaylaştırıyor ve alışveriş deneyimlerini daha sorunsuz hale getiriyor. Turistler, mobil platformumuz üzerinden hızlı ve güvenilir bir şekilde KDV iadelerini alabiliyor, bu da genel müşteri memnuniyetini artırıyor. Global Blue olarak, tüm yatırım ve odağımızı gelen turistlerin sistemi daha fazla, etkin ve kolay kullanmasına yoğunlaştırıyoruz. Dijitalleşmenin sağladığı avantajlarla, Türkiye’nin cazip bir alışveriş destinasyonu olarak öne çıkmasını ve turistlerin tekrar tekrar ziyaret etmelerini sağlamayı amaçlıyoruz” dedi.

    Pazar analizi ve trendler

    2024’ün ilk beş ayındaki verileri aktaran Global Blue Genel Müdürü Selim Şeyhun otel, restoran ve diğer servis sektöründe geçen senelere göre oluşan yüksek fiyatların gelen turistlerin alışveriş için harcayabilecekleri payı azalttığını belirtti. Şeyhun “2024’ün ilk 5 ayında ülkemizi ziyaret eden turistlerin tax free alışveriş işlemlerindeki paylarına baktığımızda, geçen seneye göre ilk 10 milliyetin Azerbaycan hariç tamamında maalesef küçülme görüyoruz. Geçen seneye göre Rus turistler yüzde 41, Suudi Arabistanlı turistler yüzde 7, Kuveytli turistler ise yüzde 51 oranında küçülüyor. Katar’dan gelen ziyaretçiler, ki bu en önemli ziyaretçi gruplarından birini oluşturur çünkü ortalama harcamaları da yüksektir, maalesef yüzde 22 geçen senenin gerisinde seyrediyor” dedi. 

    Ortadoğulu ziyaretçiler

    Ortadoğu’dan gelen ziyaretçilerin Türkiye’deki tax free alışverişin yüzde 37’lik kısmını oluşturduğunu ve işlem başına olan ortalama harcamalarının da diğer grupların üzerinde olduğunu kaydeden Selim Şeyhun şöyle devam etti.  “Dolayısıyla perakende tarafında iyi servis almalarının yanı sıra ülkemizin de bu gruba devamlı bir cazibe göstermesi önemlidir. Covid öncesi, özellikle 2019 yılında Ortadoğulu ziyaretçilerin toplamdaki payı yüzde 43 olarak gerçekleşmişti. Bu gruptaki düşüş, toplam tax free işlemlerine de önemli bir etki yapmakta.”

    Şeyhun Körfez ülkelerinden turistlerin tax free alışverişlerinin Avrupa’da rekor seviyelere ulaşırken Türkiye’de azalma trendinde olmasına dikkat çekti.

    Global Blue verilerine göre Ortadoğu ve Körfez ülkelerinin tax free işlem başına TL ortalama harcaması ilk 5 ayda yüzde 102 arttı. Selim Şeyhun “Katar’dan gelen ziyaretçiler ise her sene olduğu gibi en yüksek tutarlı tax free işlemlerini kimseye kaptırmadılar. Katarlılar tax free işlem başına 36.000 TL harcıyorlar – geçen sene bu tutar 17.000 TL civarındaydı” diye konuştu.

    Çinli ziyaretçilere yönelik strateji geliştirilmeli

    Çinli ziyaretçilerin Covid öncesinde Türkiye’de tax free işlemlerinde yüzde 10’luk payları olduğunu hatırlatan Selim Şeyhun, şu anda ise bu payın yüzde 1 seviyelerine kadar düştüğünü ifade etti. Çinlilerin yaşadıkları deneyim kadar fiyata da önem verdiklerini ifade eden Şeyhun, şu değerlendirmelerde bulundu: “Çinli ziyaretçiler yurtdışına çıkmadan önce nereden hangi ürünü, kaça ve nereden alacaklarını planlamış oluyorlar. Bu nedenle, Çinli turistleri tekrar ülkemize çekmek için onların beklentilerini karşılayan stratejiler geliştirmek kritik önem taşımaktadır. Bu konuda özellikle Alipay ve WeChat Pay gibi, Global Blue sistemlerine de entegre olan dijital cüzdanların perakende sektöründe kabul edilebilir bir hale gelmesi çok ama çok önemlidir.” 

    Rus ziyaretçilerin düşüşü

    “Türkiye’de perakende 2023 yılında Rus ziyaretçilerin yaşanan politik sebepler sebebi ile daha rahat ziyaret edebildikleri bir destinasyon oldu, fakat 2024 yılı ile ziyaret edebildikleri ülke alternatiflerinin de artması ile 2023’e göre alışveriş rakamlarında da azalmalar görüyoruz” diyen Selim Şeyhun, ilk 5 ayın sonuçlarında Rusların işlem adetlerinde yüzde 41 azalma gözlemlendiğini ve bu azalmanın genel satışlara da doğrudan etki yaptığınu ifade etti.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sirena Marine Türkiye'nin en büyük yat ihracatçısı olarak büyümesini sürdürüyor

    Sirena Marine Türkiye'nin en büyük yat ihracatçısı olarak büyümesini sürdürüyor

    Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından hazırlanan Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı Araştırması sonuçlarına göre 2023’te önceki yıla göre 240 basamak birden atlayarak tüm sektörleri kapsayan listede 288. sıraya yerleşen Sirena Marine, “Gemi, Yat ve Hizmetleri” kategorisinde 6. olurken, yat üreticileri arasında da 1. sırada yer alarak Türkiye’nin en büyük yat ihracatçısı oldu.

    Türkiye’nin küresel tekne üreticisi Sirena Marine, 2023’te de dünyanın dört bir yanına ihraç ettiği teknelerle Türkiye’nin en büyük yat ihracatçısı oldu.

    Sirena Marine, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından hazırlanan Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı Araştırması sonuçlarına göre, 2023’te önceki yıla göre 240 basamak birden atlayarak tüm sektörleri kapsayan listede 288. sıraya yerleşti. Sirena Marine, “Gemi, Yat ve Hizmetleri” kategorisinde 6. olurken, yat üreticileri arasında da 1. sırada yer alarak büyümesini sürdürdü. Orhangazi’de faaliyet gösteren Sirena Marine, Bursa genelinde de geçen yıla göre 8 basamak birden atlayarak en çok ihracat gerçekleştiren 11. şirket olmayı başardı. 

    Sirena Marine %100 yerli işçilikle ürettiği tekneleri, sunduğu kalite, yaratıcılık ve el işçiliği ile Amerika ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın önde gelen pazarlarına sunmaya devam ediyor. Üretiminin yaklaşık yüzde 80’ini ihraç eden Sirena Marine, 2023’te ihracatını önceki yıla göre dolar bazında yaklaşık %69 artırarak 98,9 Milyon Dolar’a yükseltti. 

    Sirena Marine, üretimini Bursa Orhangazi’de 150 dönümlük bir alana yayılmış entegre tesisinde, 1150 çalışan ile yürütüyor. Şirketin ayrıca Tuzla’da da bir üretim hangarı ve Yalova’da da yeni bir üretim tesisi yatırımı var. Yabancı rakipleri sadece montaj yaparken Sirena Marine, mobilyasından döşemesine her şeyi kendi tesislerinde entegre olarak yapıyor. Türk işçiliği ile dünyanın en iyi tasarımlarını bir araya getiriyor. 

    2024 için aldığı siparişleri şimdiden tamamlayarak üretim planlamasını dolduran Sirena Marine, bazı modellerinde 2025’i bile kapatmış durumda. Amerika pazarında çok güçlü olan şirket, Amerika’da kendi segmentinde ilk üç arasında yer alıyor. İspanya, İtalya ve Fransa gibi güçlü olduğu diğer pazarlardan sonra Avrupa’da bu yıl İngiltere pazarına da girmeyi hedefleyen Sirena Marine, Asya’da da Çin, Tayland ve Hong Kong gibi ülkeleri radarına almış bulunuyor. 

    Sirena Marine’in, dış tasarımını German Frers, iç tasarımını Cor D. Rover gibi sektörün çok önemli isimlerinin üstlendiği Sirena Yachts serisinde Sirena 58, Sirena 68, Sirena 78 ve Sirena 88 olmak üzere dört modeli bulunurken bu seriye bir süre önce Sirena 48’i de dahil etti. Kendi boyutlarındaki diğer rakiplerine göre benzersiz iç hacmi ile en cömert Sirena Yachts modellerinden biri olan Sirena 48, bugüne kadar 13’ü ABD’ye olmak üzere 27 adetten fazla sattı. Kısa bir süre önce duyurusu yapılan Sirena 48 Hibrit modelinin de Sirena Marine’in satışlarını ve ihracatını önemli orandan destekleyeceği öngörülüyor. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • MediaMarkt Türkiye Yönetim Kurulu'na İki Önemli Atama!

    MediaMarkt Türkiye Yönetim Kurulu'na İki Önemli Atama!

    Bu atamalarla birlikte, Finanstan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi (CFO) ve Ticaretten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi (CCO) görevlerine yeni isimler geldi. 

     

    MediaMarkt Türkiye’nin üst yönetimine iki yeni isim dahil oldu. Mete Uslukılınç 1 Temmuz itibarıyla Ticaretten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi (CCO) olarak MediaMarkt Türkiye bünyesine dahil oldu. Tolga Balta da 15 Temmuz itibarıyla Finanstan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi (CFO) olarak MediaMarkt Türkiye bünyesine katılacak.

     

    2018 yılından bu yana Dyson Türkiye’nin Genel Müdürü olarak görev yapan Mete Uslukılınç, 1 Temmuz itibariyle MediaMarkt Türkiye ailesine Ticaretten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi (CCO) olarak katıldı. Uslukılınç, Eylül 2018’den Ocak 2024’e kadar Dyson Türkiye’de Genel Müdür olarak görev yaptı ve şirketinde büyümesinde önemli bir rol oynadı. Uslukılınç daha önce GfK Türkiye, Philips Türkiye ve Philips B.V. Hollanda gibi şirketlerde yönetici pozisyonlarında çalıştı. Dyson Türkiye’nin kurucu Genel Müdürü olarak, güçlü bir pazar stratejisi ile hacim ve satışları önemli ölçüde artırdı ve doğrudan satışlar için dikkate değer bir e-ticaret sistemi yürüttü. 

    Finanstan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi (CFO) görevini mevcut CFO Spyros Xenos’tan devralacak olan Tolga Balta, MediaMarkt Türkiye ailesinin transfer ettiği bir diğer üst düzey isim oldu. Balta, yıl sonunda emekliye ayrılacak olan mevcut CFO Spyros Xenos ile bir süre birlikte çalışacak. Xenos, 2004 yılından bu yana MediaMarktSaturn bünyesinde, kariyeri boyunca çok sayıda önemli pozisyonda bulundu. 2004’ten 2019’a kadar MediaMarkt Yunanistan CFO’su olarak görev yaptı ve 2020’den bu yana MediaMarkt Türkiye’nin finansal operasyonlarından sorumlu oldu. Xenos, şirketin büyüme ve başarısında önemli bir rol oynadı.

    Tolga Balta ise daha önce Adidas Grubu’nda Avrupa Gelişen Pazarlar CFO’su, PepsiCo’da Avrupa IT Organizasyonu CFO’su, Avrupa Tedarik Zinciri İçecekleri CFO’su ve Doğu Avrupa Operasyon Planlama Direktörü gibi çeşitli pozisyonlarda görev yaptı. Son olarak Reckitt Türkiye ve Orta Asya Bölgesi CFO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi görevini üstlenen Balta; yerel, bölgesel ve uluslararası finans rollerini kapsayan iş ortamlarının değişimine uyum sağlama konusundaki güçlü deneyimiyle, finansal stratejileri yönlendirmede ve büyüme hedeflerini desteklemede önemli bir rol üstlenecek.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • 4 Temmuz'da A101'den Kaçırılmayacak Teknolojik Ürün Fırsatları

    4 Temmuz'da A101'den Kaçırılmayacak Teknolojik Ürün Fırsatları

    Türkiye’nin 81 ilinde ve her ilçesinde, 500’ün üzerinde tedarikçisi ile perakende sektörünün öncü şirketleri arasında yer alan A101, 4 Temmuz’da avantajlı teknolojik ürünleri satışa sunacak.

    A101’de Satışa Sunulan Yeni Nesil Televizyonlar Dikkatleri Çekiyor

    A101 marketlerinde bu hafta akıllı ve işlevsel özellikleriyle dikkatleri çeken TOSHIBA 55UA2263DT/ 55UA2363DT 55″ Ultra HD Android TV 13.999 TL, JVC LT-70VU7405T 70″ 4K Ultra HD Smart TV 24.999 TL, PHILIPS 55PUS7608 55” UHD Smart LED TV 18.999 TL, HI-LEVEL 32” WEBOS HD Ready TV 4.799 TL, TOSHIBA 43UA2263DT/ 43UA2363DT 43″ UHD Android LED TV ise 9.999 TL’ye satışa çıkacak.

    Birbirinden Hesaplı Beyaz Eşyalar A101 Mağazalarında

    REGAL RGL 90 BT/BT 1001/BT 901 Büro Tipi Buzdolabı 4.799 TL, SEG BM 4001 4 Programlı Bulaşık Makinesi 7.599 TL, SEG NF483/ NF4831 No-Frost Buzdolabı 14.999 TL, SEG CM 910/ CM 910 INV 9 Kg Çamaşır Makinesi 8.999 TL’lik fiyatla satışta.

    Kaçırılmayacak Küçük Ev Aletlerinde Bu Hafta

    4 Temmuz’da A101 mağazalarında SINGER M1605 Dikiş Makinesi 3.999 TL, ARZUM AR4069 Practical Dik Süpürge 1.299 TL, KIWI KCC-4325W Koltuk ve Halı Yıkama Makinesi 4.599 TL, PIRANHA 5567 Katlanır Şarjlı Masa Üstü Fan 249 TL, KIWI KFAN-7473 Endüstriyel Fan 1.299 TL, KIWI KWP8520 Stantlı Şarjlı Su Pompası 249 TL, STARCOM ST-54 Akıllı Tartı 249 TL, APRILLA AHC5011 Saç Kesme Makinesi 329 TL olan uygun fiyatıyla satışa sunuluyor.

    A101 Çocukların da Yüzünü Güldürüyor

    DOLU Toy Factory Oyuncak 12V Kumandalı Akülü Araba 5.399 TL, PIRANHA 9971 Bluetooth Kablosuz Çocuk Kulaklığı ise 279 TL’lik fiyatıyla mağazalarda yerini alıyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Akbank'ı Tercih Eden Her Üç Müşteriden İkisi Dijitalden Geliyor

    Akbank'ı Tercih Eden Her Üç Müşteriden İkisi Dijitalden Geliyor

    Akbank’ın dijital dönüşümü tüm iş süreçlerinin merkezine alarak bütünsel bir yaklaşımla gerçekleştirdiğini ve dijital ürün geliştirme konusunda pek çok ilke imza atarak müşterilerin mobil bankacılık deneyimini zenginleştirmeye devam ettiklerini belirten Akbank Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce,  “Akbank olarak akıllı, kişiselleştirilmiş ve kullanıcı dostu dijital bankacılık çözümlerimizle müşterilerimize geleceğin bankacılık deneyimini bugünden yaşatmanın gururunu duyuyoruz. 2021 yılında başlayan uzaktan müşteri olma sürecimizle birlikte kullanıcılarımıza son derece yalın ve akıcı bir deneyim sunarak, müşterilerimizin diledikleri yerden, diledikleri zaman Akbanklı olmalarını sağlıyoruz. Rekabetten farklılaşan deneyimimiz ve yenilikçi kampanyalarımız sayesinde her üç yeni müşterimizin ikisi Akbank Mobil üzerinden müşterimiz oluyor. Dijitali aktif olarak kullanan bu kitlenin yarattığı etki ile dijital müşteri penetrasyonumuz yüzde 85’in üzerine çıktı. Kişi başına aylık ortalama Akbank Mobil’e giriş sayımız 35’i geçti. Kredi kartı satışlarımızın %70’i, ihtiyaç kredilerimizin %90’ından fazlası, vadeli mevduat hesap açılışlarının %85’i dijitalden geliyor. 2023 yılı Akbank’ın ileri analitik ve teknolojiden çok verimli şekilde faydalandığı bir yıl oldu. Milyonlarca müşterimizin mobilden Akbanklı olmasının katkısıyla, 2021 sene sonundan bu yana 5 milyondan fazla net müşteri büyümesi elde ettik ve aktif müşteri bazımızı yüzde 60’ın üzerinde artırdık. Böylece 2024’ün ilk çeyreğinde 13,7 milyon müşteriye ulaştık. Dijital ürün geliştirme yetkinliklerimizle müşterilerimizin mobil bankacılık deneyimini zenginleştirmeye, ülkemizde ilkleri yaratarak sektörümüze öncülük etmeye devam ediyoruz.” dedi.

    Akbank, Akbank Mobil üzerinden hızlı ve kolay bir şekilde Akbanklı olma imkanı sunmaya başlamasının üçüncü yıl dönümünü milyonlarca Akbanklı ile birbirinden cazip fırsat ve kampanyalarla kutluyor. Akbank’ın geniş ürün ve hizmet yelpazesinden faydalanmak isteyenler, Akbank Mobil ile şubeye gitmeden, diledikleri yerden ve istedikleri zaman, dakikalar içinde Akbanklı olmanın ayrıcalıklarını yaşamaya başlıyorlar.

    Mobilden Akbanklı olanlara sunulan özel kampanyalardan bazıları şu şekilde: 

    % 0 faizli Kredi ve Taksitli Avans Avantajı 

    Mobilden Akbanklı olanlar, 6 ay vadeli 10.000 TL’ye varan ihtiyaç kredisi ve 3 ay vadeli
     20.000 TL’ye varan Taksitli Avans kampanyasından yararlanabiliyor. 

    Avantajlı mevduat oranları, yatırım ürünlerinde indirim / iade fırsatları 

    Mevduata özel hoş geldin faizine ek, mobilden Akbanklılara özel avantajlı oranlar sunuluyor.  

    Ayrıca hisse senedi işlemlerinde ilk kez Ak Yatırım hesabı açan müşterilerimiz,  2 ay boyunca Ak Yatırım komisyonu ödemeden sadece yüz binde 2,5 borsa payı ödeyerek, işlemlerini gerçekleştirebiliyor. 

    Seçili fon işlemlerine özel, 50.000 TL ve üzeri seçili fon alımlarında 7.500 TL’ye varan Ak Portföy Birinci Fon Sepeti Fonu hediye kazanabiliyor.

    Yakınlarını Akbank’a davet edenlere 10.000 TL’ye varan chip-para 

    Akbanklılar davet kodu ile mobilden Akbanklı olan her yakını için 300 TL, kredi kartı kullanan her yakını için 700 TL kazanarak toplam 10.000 TL’ye varan chip-para kazanıyor.

    Maaşını veya düzenli gelirini Akbank’a getirenlere 7.500 TL’ye varan chip-para promosyonu 

    Mobilden Akbanklı olanlara özel sunulan “Kazanan Akbanklı” programı ile maaşını veya düzenli gelirini her ay Akbank’a getirenler 7.500 TL’ye varan chip-para promosyonu kazanabiliyor. 

    Üstelik diğer tüm finansal ve ödeme işlemlerinize özel avantajlar da mobilden Akbanklı olan müşterilerimizi bekliyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Emirates ile Dubai'ye uçarak 5 yıldızlı lüks bir otelde ücretsiz konaklamanın keyfini çıkarın

    Emirates ile Dubai'ye uçarak 5 yıldızlı lüks bir otelde ücretsiz konaklamanın keyfini çıkarın

    Emirates, bu yaz Dubai’yi ziyaret etmeyi planlayan tatilseverler için heyecan verici yeni bir kampanya duyurdu. 1 Temmuz 2024’ten 21 Temmuz 2024’e kadar First Class veya Business Class’ta Emirates’ten gidiş – dönüş bileti satın alan yolcular, havayolunun misafiri olarak 5 yıldızlı lüks JW Marriott Marquis Hotel Dubai’de iki gece boyunca konaklamanın keyfini çıkarabilecekler. Premium Ekonomi veya Ekonomi Sınıfında seyahat eden yolcular ise Emirates’in misafiri olarak bu otelde bir gece konaklayıp tatillerine unutulmaz renkler katacaklar.

    Bu özel kampanya, 4 Temmuz 2024 ile 15 Eylül 2024 tarihleri arasında İstanbul’dan Dubai [DXB] ve ötesine Emirates tarafından gerçekleştirilen bir uçuş için havayolundan gidiş-dönüş bileti satın alan ve Dubai’de minimum 24 saat ve üzerinde keyifli bir mola vermek isteyen veya bu muhteşem şehrin tadını ister bir tatil ister iş gezisindeyken çıkarmak isteyen tüm yolcular için harika bir fırsat sunuyor. Kampanya kapsamında Emirates çağrı merkezi, emirates, Emirates bilet ofisi veya seyahat acenteleri aracılığıyla satın alınan uçak biletleri için konaklama talepleri Dubai’ye varıştan en az 96 saat öncesine kadar yapılabilir.

    355 metre yüksekliğinde iki ikonik kuleye sahip olan dünyanın en uzun 5 yıldızlı oteli JW Marriott Marquis Hotel Dubai, ziyaretçilerine nefes kesici bir şehir manzarası keyfi sunuyor. Dubai Su Kanalı’nın yanında merkezi bir konumda yer alan ikonik bina, The Burj Khalifa, Dubai Mall, The Dubai Fountain ve Dubai Opera gibi Dubai’nin en etkileyici cazibe merkezlerinden bazılarına arabayla 10 dakikadan daha kısa bir mesafede bulunuyor. Otel, 12’den fazla ödüllü restoran, bar ve dinlenme salonundan oluşan etkileyici bir koleksiyona ev sahipliği yaparak konukların zengin ve çeşitli yemek deneyimleriyle kendilerini şımartmalarına olanak tanıyor.

    Yenilenmek isteyenler ise geleneksel Türk hamamı, BAE’nin tek Ölü Deniz yüzdürme havuzu, 17 bakım odası, son teknolojiye sahip sağlık kulübü ve diğer fitness olanaklarının bulunduğu huzurlu Saray Spa’nın keyfini çıkarabiliyorlar.

    Dubai’de zamanınızı en iyi şekilde değerlendirin

    Güneşli plajlardan kültürel etkinliklere, dünya standartlarında konaklamadan eğlence tesislerine kadar bu yaz Dubai’yi ziyaret eden her seyahatsever için bir aktivite bulunuyor. İster romantik bir kaçamak, ister aksiyon dolu eğlence arayan bir aile, isterse de yaz tatili yapmak isteyen yalnız bir gezgin olsun, tüm yolcular Emirates ile şehrin en iyi yerlerini daha uygun fiyatlarla keşfedebiliyorlar:

    • My Emirates Pass: Yaz aylarında Dubai’ye seyahat eden yolcular, yaz tatillerini en iyi şekilde geçirmelerini garanti eden My Emirates Pass sayesinde yüzlerce indirim ve ödüllerden faydalanabilirler. Seyahatseverler, Dubai’nin görkemli su parklarını ya da Burj Khalifa At The Top’taki dünyanın en yüksek gözlem terasını ziyaret etmek gibi Dubai’nin yapılacaklar listesindeki turistik mekanlara ve birçok aktiviteye giriş bileti için 30 Eylül 2024’e kadar sunulan indirimden yararlanabiliyorlar. Bu özel kampanyadan yararlanmak isteyen yolcuların, fırsatlara ve indirimlere erişmek için kampanyaya katılan mekânlarda fiziksel veya dijital biniş kartlarını ve geçerli kimlik belgelerini ibraz etmesi yeterli oluyor.
    • Yolcu Sadakat Programı Skywards’un Ortakları ile Sunduğu Avantajlar: Emirates’in ödüllü yolcu sadakat programı Skywards’un üyeleri oteller, havayolları, araç kiralama, mağaza ve banka gibi dünya çapındaki iş ortaklarından mil kazanabilirler. Üyeler, bu milleri bilet ve sınıf yükseltme ödüllerinin yanı sıra konser ve spor etkinlik biletleri için de kullanabilirler. Emirates Skywards hakkında daha fazla bilgi için linkteki adresi ziyaret edebilirsiniz: emirates . Ayrıca Dubai’deyken, Dubai Mall, Arabian Adventures, Emirates Holidays’ın yanı sıra şehirdeki diğer ortaklarımızdan da mil kazanabilirsiniz.

    Emirates, altı kıtada 130’dan fazla noktaya uçuyor ve şu anda İstanbul’dan Dubai’ye haftada 21 uçuş gerçekleştiriyor. Daha fazla bilgi için emirates’u ziyaret edebilirsiniz. Biletler emirates adresinden, Emirates Satış Bürolarından, doğrudan veya çevrim içi olarak seyahat acentelerinden satın alınabilir.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bybit, Türkiye'de kripto pazarı için yükseltilmiş platformu lanse etti ve Narkasa'yı Bybit Türkiye olarak yeniden markalaştırdı

    Bybit, Türkiye'de kripto pazarı için yükseltilmiş platformu lanse etti ve Narkasa'yı Bybit Türkiye olarak yeniden markalaştırdı

    İşlem hacmine göre dünyanın en büyük ikinci web3 platformu olan Bybit, Bybit Türkiye’nin (bybit-tr.com) faaliyetlerini sürdürmek için Narkasa ile ortaklık kurdu. Bybit Türkiye, Türkiye’de yerleşik bir kuruluş olan Narkasa Yazılım Ticaret Anonim Şirketi tarafından işletilen bir markadır.

    Bu stratejik hamle ile Bybit, Türkiye’deki kullanıcılara daha yerelleştirilmiş ve güvenli bir kripto ticareti deneyimi sunma konusundaki kararlılığını göstermektedir.

     

    Önemli Noktalar:

    • 25 Haziran’da Bybit Türkiye, Türk kripto yatırımcılarının ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış kapsamlı özelliklerle donatılarak yükseltildi.
    • Türk lirası entegrasyonu ile Ziraatbank ve Vakıfbank gibi güvenilir ortaklar aracılığıyla Türk Lirası (TL) yatırma ve çekme kolaylığı
    • Gelişmiş işlem seçenekleri ile spot ticaret için çeşitli kripto çiftlerine erişim ve zahmetsiz kripto para alımları için “Tek Tıkla Satın Al” özelliği
    • Bybit özel ekibi ile 7/24 müşteri desteği ile her türlü soruda destek

    Bybit’in kurucu ortağı ve CEO’su Ben Zhou, “Türkiye kripto topluluğuna olan bağlılığımızda önemli bir adım olan yeni güncellenmiş portal Bybit Türkiye’yi tanıtmaktan memnuniyet duyuyoruz” dedi. “Narkasa ile yaptığımız bu iş birliği sayesinde Türk kullanıcıların ihtiyaçlarına göre uyarlanmış birinci sınıf bir web3 platformu sunmayı ve dijital varlık devrimine güvenle katılmalarını sağlamayı hedefliyoruz.”

     

    Bybit Hakkında

    Bybit, 2018 yılında kurulan 25 milyon kullanıcısı ile hacim olarak ilk üçte yer alan bir kripto para borsasıdır. Kripto yatırımcılarının ve tüccarlarının ultra hızlı bir eşleştirme motoru, 7/24 müşteri hizmetleri ve çok dilli topluluk desteği bulabilecekleri profesyonel bir platform sunmaktadır. Bybit, Formula 1’in yapıcılar ve sürücüler şampiyonu Oracle Red Bull Racing takımının gururlu bir ortağıdır.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Halasının sandığından hazine çıktı

    Halasının sandığından hazine çıktı

    Bozkır ailesinin tek erkek çocuğu Ahmet Bozkır’ın en büyük erkek çocuğu olan iş insanı ve iletişimci Haşmet Hun Bozkır, halasının sandığından, kahraman dedelerine ve akrabalarına ait gazi ve şehit madalyalarının gün yüzüne çıkmasıyla yaşadığı gururu bizimle paylaştı. Büyükdedesi Süleyman Bozkır’ın Kafkas savaşları gazisi, büyükdedesi Süleyman Pala’nın Çanakkale savaşı gazisi, büyük dayısı Ahmet Pala’nın Çanakkale savaşı şehidi, dedesi Haşmet Bozkır’ın İstiklal Savaşı gazisi, eniştesi Mehmet Severoğlu’nun Kore savaşı gazisi, kuzeni Mehmet Açar’ın Kıbrıs savaşı gazisi olduğu Haşmet Hun Bozkır, atalarının hikayelerini anlattı.

     

    Dedemin savaş hikayeleriyle büyüdüm.

    Ben sadece Haşmet dedem, Mehmet eniştem ve Mehmet ağabeyimi tanıma fırsatı buldum. Onların kahramanlık öykülerinin yanında insan hikayelerini de dinleme ve yaşama fırsatını buldum. Haşmet dedemin, kendi babasıyla ilgili bir cepheden bir ben gelirdim, bir cepheye babam giderdi dediğini hatırlıyorum. Çocukken bu hikayelerin değerini anlayamasam da, bugün ülkemizin bayrağı özgürce dalgalanıyorsa, biz bu ülkede onurumuzla, şerefimizle hayatımızı sürdürüyorsak, bundaki en büyük pay şehit ve gazilerimizin olduğunu anlıyorum. O yüzden ne yaparsak yapalım göğüslerini vatanları için milletleri için bayrakları için ezanları için siper etmiş atalarımıza olan minnet borcumuzu tam manasıyla ödeyemeyiz. Gazilerimiz ve şehitlerimiz, cesaretleri ve fedakarlalıklarıyla  bizlere örnek teşkil eden kahramanlardır.

     

    Dünya tarihine yön vermiş bir ırkız.

    Altay-Tanrı dağları, Güney Sibirya ve Hazar’ın doğusuna kadar uzanan bölgede gelişen Orta Asya Türk kültürü M.Ö. dört bin yılına kadar uzanıyor. Kurganlarda, anıtlarda yaşayan, motiflerlerle, damgalarla kayalara kazınmış izlerimiz bu yiğitlik, cesaret ve adalet dolu gerçeği taçlandırıyor. Atalarımızın, kervansaraylarda, medreselerde, darüşşifalarda, rasathanelerde, külliyelerde ve medreselerde ürettiği özgün bilgiler insanlık tarihi boyunca bilime, sanata ve düşünce dünyasına hizmet etmiş, insanlığın ortak mirasına damgasını vurmuş. Binlerce yıl içinde 3 kıtaya yayılan olağanüstü yolculuğumuz bugün bizlere benzersiz bir tarihe ve hikayeye sahip olma fırsatı veriyor.   

     

    Yol göstericimiz Ata’mızdır.

    Haşmet dedemiz, Süleyman dedemiz ve Ahmet dayımız, Mustafa Kemal Atatürk’le omuz omuza savaşmış insanlar. Büyü dayımız Ahmet Pala, Çanakkale’de şehit olmuş. Mustafa Kemal Atatürk, benim için her şeyden öte, olağanüstü bir kişiliğe sahip, eşsiz bir insanoğludur. Sadece Türklerin değil, tüm insanlığın ortak değeridir. Vatan sevgisinin, her tür zorluğun üstesinden gelebilme yeteneğinin, dehanın, inancın ve asaletin vücud bulmuş halidir. Mustafa Kemal Atatürk, kendi hayatını bir esere dönüştürebilmiş nadir insanlardan biridir. Hayatı savaş alanlarında geçmesine rağmen, ‘ Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir’ , ‘ Yurtta barış, dünyada barış’ diyen tek komutandır. Bu yüzden kendisi benim ve benim gibi milyonlarca Türk çocuğunun ışığı, yol göstericisi ve gururla söyleyebilirim ki… ATA’sıdır.

     

    Tam bağımsızlık, değerlerimizi sahiplenmekten  geçiyor.

    İşim dolayısıyla, yurtdışını çok geziyorum. Osmanlı döneminde başladığımız batılılaşma serüvenimizde, başlangıçta kültürümüzü ve manevi değerlerimizi koruyarak, sadece onların bilim ve teknolojisine talip olduğumuz hedefimizden çok uzağız. Vatan sevgisi, devlete ve millete bağlılık, milli hâkimiyet, özgürlük,  aile, insana saygı, iyiyi ve doğruyu yüceltme gibi üstün değerlerin şekillendirdiği ve söz konusu unsurların her Türk için kutsal bir bütün olarak görüldüğü günlere geri dönmeliyiz. Bu kopukluğu düzeltebilmek için, her şeyden önce mirasımıza yeniden sahip çıkmalıyız. Kadim Türk  tarihi boyunca, bizi biz yapan ve diğer milletlerden ayıran değerlerimizi yeniden kendimize pusula yapmalıyız.

     

    Kültürel kodlarımızı korumalıyız.

    Diğer ırkları ya da kültürleri eksik ya da zayıf olduğumuz alanlarda negatif duygularla, hamasi sloganlarla aşağılamayı doğru bulmuyorum. Yani kıskançlık yerine imrenmeyi koymamız gerektiğini, eğer bizden üstün özellikleri varsa, pozitif duygularla hedeflerimizi yükseltmemiz gerektiğini, kendimizi karşı tarafının seviyesine, hatta o çıtanın da üstüne çıkarmak için gayret göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunun yolu da batıya hayranlık değil. Sonuçta onların bugün kullandıkları birçok fikir Anadolu’dan ve doğudan gitti. Türkler olarak bizim, bilimde, sanatta, ticarette, kültürde ya da gündelik yaşamımızda her zaman bireysel olarak kendimizin en iyi versiyonunu yaratmamızın, toplumsal olarak da bizi yücelteceğine inanıyorum. Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının başlattığı medeniyet projesini, ancak tarihsel kimliğimizi yeniden oluşturarak, kültürel kodalarımıza geri dönerek tamamlayabiliriz.

     

    Gözüm gibi bakacağım.

    Bu hazinelere ne zaman baksam, Türkiye’nin geçmişine doğru bir yolculuk yapıyorum. Bir araziyi çevirip, buraya ‘ vatan’ dediğinizde, oranın kendiliğinden bir vatan haline gelmediğini anlıyorum. O yüzden madalyaları, ıslak imzalı beratları, terhis belgelerini, nüfus cüzdanlarını, pasaportları, askeri kimlikleri, savaş notlarının bulunduğu not defterlerini evimin en güzel köşesinde sergileyecek ve gereken manevi değeri vereceğim. Kurtuluş mücadelesi verenlerin bir evladı olarak, atalarımdan kalan kutsal emanetlere gözüm gibi bakacağım. Allah’ın izniyle, bu gururu nesiller boyu taşıyacağız.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Jolly'den Serinleten Yaz Fırsatları

    Jolly'den Serinleten Yaz Fırsatları

    Yaz tatilinizi henüz planlamamışsanız ya da ikinci tatili düşünüyorsanız Jolly’nin yaz fırsatları yüzünüzü güldürecek. %50’ye varan indirimler, avantajlı ödeme seçenekleri ile hayalinizdeki tatili ertelemeyin, yerinizi hemen Jolly’den ayırttın.

    “Tatil bir ihtiyaçtır” diyen ve herkesin tatil yapması için özel fırsatlar hazırlayan Jolly’de, % 50’ye varan indirim fırsatları sizleri bekliyor.  Ege ve Akdeniz’in birbirinden güzel otellerinde geçireceğiniz tatiliniz için %25’ini şimdi ödeyip kalanını tatilden hemen önce vade farksız 9 taksit imkanı ile tamamlayabileceğinizi biliyor musunuz? Üstelik kesintisiz iptal hakkı ile de tatiliniz tam anlamıyla güvence altında.

    Jolly, yaz fırsatları ile ilgili ayrıntılı bilgi almak üzere www.jollytur.com, Jolly mobil uygulaması, 444 0 644 no’lu çağrı merkezi, yetkili acenteleri ya da Jolly merkez ofislerine davet ediyor!

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • 2024 yılı için hedef 9,5 milyon e-ticaret çağrısı

    2024 yılı için hedef 9,5 milyon e-ticaret çağrısı

    İletişim (çağrı) merkezi sektörünün öncü oyuncularından Procat, geçtiğimiz bir yıl içinde toplamda 6,3 milyon etkileşim gerçekleştirdi. Türkiye genelinde en fazla dört büyük şehirden çağrı karşıladığını belirten şirket, ağırlıklı olarak cuma ve pazartesi günleri çoğunlukla kargo takibi amacıyla aramaların karşılandığını açıkladı. 2024 yılının ilk çeyrek verilerine göre portföyündeki e-ticaret şirketleri için tüm kanallarda yaklaşık 2,6 milyon çağrı cevaplandırıldığını söyleyen Procat COO’su Mustafa Murat Gül, yılı yaklaşık 9,5 milyon çağrı ile 6,4 milyon tüketiciye hizmet vererek kapatmayı öngördüklerini açıkladı. 

    Teknolojinin her geçen gün gelişmesi sonucu Z kuşağının günlük hayatta daha aktif rol alıyor. Bununla beraber her yaş grubunda internet ve akıllı telefon kullanımının artmasının da etkisiyle e-ticaret hızla yaygınlaşıyor. Geleneksel alışveriş yöntemleri yerini e-ticarete bırakırken büyüyen e-ticaret sektörüyle birlikte iletişim (çağrı) merkezlerine olan ihtiyaç daha da artıyor. Bu noktada ileri teknolojisi ve yüksek kaliteli hizmet anlayışı ile öne çıkan iletişim (çağrı) merkezi sektörünün lider temsilcilerinden Procat, 2024 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre e-ticaret çağrı karşılamalarında yüzde 640’lık bir artış gerçekleştirdiğini açıkladı. Geçtiğimiz bir yıl içinde toplamda 6,3 milyon etkileşim gerçekleştiren Procat’in COO’su (Chief Operating Officer) Mustafa Murat Gül, e-ticaret sektörüne ışık tutan veriler kapsamında şirketin 2024 yılı öngörülerini paylaştı. 

    Yıl sonu öngörüsü 9,5 milyon çağrı ile 6,4 milyon tüketiciye hizmet vermek

    E-ticaret çağrılarına ilişkin değerlendirmede bulunan Mustafa Murat Gül; “2024 yılının ilk çeyrek verilerine göre; portföyümüzde yer alan e-ticaret firmaları için tüm kanallarda yaklaşık 2,6 milyon çağrı cevapladık. Tekil müşteri olarak baktığımızda ise yaklaşık olarak 1,8 milyon tüketiciye hizmet vermiş olduk. Sektörlerin dinamiklerine göre değişmekle birlikte daha çok kargo takip süreçleriyle ilgili çağrıları çözüme kavuşturduğumuzu söyleyebiliriz. Bu noktada 2024 yılını 9,5 milyon çağrı ile kapatacağımızı ve bu doğrultuda da yaklaşık 6,4 milyon tüketiciye hizmet vereceğimizi öngörüyoruz. E-ticaret dünyasında yaklaşık 46 milyon kullanıcı olduğunu göz önüne aldığımızda Procat olarak bu kullanıcıların yüzde 14’üne hizmet vermiş olacağız.” açıklamasında bulundu. 

    Çağrıların yoğunluğu akşam saatlerinde zirveye ulaşıyor 

    Gelişmiş ses teknolojileriyle müşteri memnuniyetini merkeze alan bir şirket olarak e-ticaret sektöründe yüzde 42 oranında yazılı kanalda, yüzde 58 oranında ise sesli kanalda hizmet verdiklerini belirten Gül; “Portföyümüzdeki şirketlerin yüzde 38’ini gıda, yüzde 24’ünü giyim, yüzde 38’ini ise diğer sektörler oluşturuyor. Türkiye genelinde hizmet veren bir şirket olarak e-ticaret alanında en fazla dört büyük şehirden çağrı alıyoruz. Bu çağrıların yüzde 57’sini kadın tüketiciler gerçekleştiriyor. Çağrı yoğunluğu ise en çok 19.00 ila 22.00 saatleri arasında gerçekleşiyor. Hizmet verilen sektörlere göre yoğunluk oluşabilecek günler de değişmekle birlikte genellikle cuma ve pazartesi günleri çağrı yoğunluğu yaşanıyor diyebiliriz. Sektörün dinamikleriyle doğru orantılı olarak ilkbahar ve sonbahar aylarında yoğunluk yaşanırken, kış ve yaz ayları ise daha sakin bir seyirde ilerliyor.” diye konuştu.

    Sektör yüzde 25 büyüyecek

    E-ticaretin geleceği hakkında konuşan Gül; “Genç neslin giderek çok daha aktif olması, internet kullanımının artması, akıllı telefonların hayatımızda etkin rol oynaması ve tüketicilerin zamanlarının çok kıymetli hale gelmesi sonucu e-ticaret hızla yaygınlaşıyor. Birçok şirket artık e-ticaret üzerinden de hizmet vermeye başladı, hali hazırda hizmet verenler ise her geçen gün yeni teknolojilerle müşteri deneyimini geliştirme yolunda ilerliyor. Biz de bu büyümeden payımızı alıyoruz aslında. Avrupa ve Türkiye’de faaliyet gösteren, hatta ürün ve hizmetlerini yurt dışına da sunarak yeni pazarlara açılan çok sayıda firmaya iletişim merkezi hizmeti veriyoruz. Beklentimiz ise e-ticaret sektörün yüzde 25 büyüyeceği yönünde.” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türk gıda sektörü ABD pazarında büyüyor

    Türk gıda sektörü ABD pazarında büyüyor

    Dünyanın en büyük gıda ürünleri ithalatçısı konumundaki ABD’de payını artırmak isteyen Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ve Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği 23-25 Haziran 2024 tarihlerinde New York’ta gerçekleşen Summer Fancy Food Show Fuarı’na katılarak Türk gıda ürünlerini Amerikalıların beğenisine sundu.

    Ege İhracatçı Birlikleri milli katılım çatısı altında 35 ihracatçı firma iki ihracatçı birliği olmak üzere 37 stant açıldı.

    1955 yılından bu yana 68. defa düzenlenen Summer Fancy Food Fuarı’na 60’ı aşkın farklı ülkeden 2000 binden fazla firma stant açmış, 30 bin kişi ziyaret etti.

    Türkiye Milli Katılım Organizasyonu Ege İhracatçı Birlikleri tarafından gerçekleştirilen Summer Fancy Food Show Fuarı’nın ABD’nin en büyük gıda fuarı olduğunu aktaran Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, “New York Summer Fancy Food Show Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu 25 yıldır başarılı bir şekilde organize ediyoruz. ABD’ye hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatımız 2023 yılında 680 milyon dolara ulaştı. Önümüzdeki dönemde sektörümüzün ABD’ye ihracatını 1 milyar dolara çıkarmayı istiyoruz. Fuara Türkiye Gıda İhracatçıları markası çatımız altında Sektör Kurulu bünyesindeki 6 Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak ortak katılım sağladık. Ege İhracatçı Birlikleri olarak ABD’ye yönelik yürütülen Türk Gıda Ürünlerinin Tanıtımı projesi kapsamında, Summer’24 Fancy Food Show fuarı ile eşzamanlı olarak ABD’li  Corporate Şefler, satın alma yetkilileri, distribütör, broker partner kurum temsilcileri, basın temsilcileri ve yabancı diplomatların  davet edildiği New York Başkonsolosluğumuz Türk Evi’nde gerçekleştirilen resepsiyonda sektörümüzün seçkin ürünleri hem Türk mutfağına ait reçetelerde hem de diğer dünya mutfaklarından seçilen reçetelerde kullanılarak davetlilere ikram  edildi. Servis edilen reçeteler büyük beğeni topladı. Sektörümüz hakkında detaylı bir bilgilendirme yaptık.” dedi.

    Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, “ABD pazarında bilinen levrek, çipura ve peynir çeşitleri ve Türkiye’nin son yıllarda ihracatta yıldız ürünlerinden olan Türk somonunu sergiledik. 2023 yılında Türkiye’nin ABD’ye su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatı yüzde 18’lik artışla 105 milyon dolardan 123 milyon dolara çıkmıştır.  Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği olarak bu ihracatın 79 milyon dolarlık büyük dilimini yaparak Türkiye’nin ABD’ye yaptığı su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatının yüzde 64’ünü tek başımıza gerçekleştirdik. Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü olarak ABD’ye ihracatımızı orta vadede 250 milyon dolara çıkarmak istiyoruz. İhraç ettiğimiz ürünlerde balık 76 milyon dolarla açık ara önde yer alırken, süt ürünleri ihracatımız 17 milyon dolar, tabii bal ihracatımız 12,5 milyon dolar ve yumurta ihracatımız 3 milyon dolar seviyesinde.” diye konuştu.

    Fuarın ilk gününde @Turkish Coffee Lady ile stantlarda gerçekleştirilen Türk kahvesi tadım etkinliği eşliğinde ziyaretçilere Türk baklavası ve Türk lokumu ikram edildi. Stantta yer alan sergi rafında Türk ürünleri tanıtıldı. TGİ Magazin ve Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki birliklerin katalogları stantlarda sergilendi. Milli katılım trend alanında sektörlerin ürünleri ile hazırlanan tarifler ziyaretçilere ikram edildi.

    New York Summer Fancy Food Show Fuarı’na Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Öztürk, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih İşliel ve Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Kalpaklıoğlu’ndan oluşan bir heyet katıldı.    

    Türkiye’nin New York Başkonsolosu Reyhan Özgür, New York Ticaret Müşavirleri Filiz Köseyener, Bilgehan Ramazan Caner ve Osman Nuri Gökbulut fuar sırasında stantları ziyaret etti.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Seğmen Gıda, halka arzdan sağladığı fonla dünya markası olmasını sağlayacak yatırımlar yapacak

    Seğmen Gıda, halka arzdan sağladığı fonla dünya markası olmasını sağlayacak yatırımlar yapacak

    Faaliyete geçtiği 1991 yılından bu yana Türkiye ekonomisinin önde gelen şirketlerinin halka arzına liderlik eden Gedik Yatırım, şimdi de ülkemizin gıda imalat sanayinde önemli markalarından biri olan Seğmen Gıda’nın halka arzına liderlik ediyor.  

    SPK’dan alınan onay sonrası geçtiğimiz hafta yatırımcılara satışa sunulan payların satışıyla, 1.050.000.000 TL kaynak sağlayan Seğmen Gıda, halka arzdan gelen bu fonu kullanarak, gelecek dönemde daha güçlü bir finansal yapıya ulaşmayı hedefliyor. Seğmen Gıda, SEGMN koduyla 4 Temmuz’da Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlayacak. 

    Halka açılmanın getirdiği avantajla sermayesini daha güçlü hale getiren Seğmen Gıda, bu sermaye katkısıyla mevcut tesislerinde daha entegre ve modern bir yapıya dönüşmeye, yeni yatırımlara, kurumsallaşma, şeffaflık ilkelerini benimsemesiyle de sonsuza uzanan bir işletme yapısına bürünmeyi başaracak konuma geçecek. 

    Halka arzdan sağlanan önemli kaynak da büyük bir kaldıraç olacak

    Gedik Yatırım Genel Müdürü Ersan Akpınar; “Seğmen Gıda, bir asra yaklaşan köklü geçmişi, modern üretim tesisleri, sağladığı önemli istihdam imkanlarıyla Türkiye ekonomisinin ve gıda imalat sanayisinin lokomotif şirketlerinden biri. Şirket “Sektöründe dünya markası şirketlerden biri olmak” yolunda kararlı adımlarla ilerlerken, halka arzdan sağlanan önemli kaynak da büyük bir kaldıraç olacak. Biz Gedik Yatırım olarak kurumsallaşma yönünde hareket eden, yeni yatırım ve ürünlerle birlikte geleceğe yönelik sağlam adımlar atacak olan Seğmen Gıda’nın halka arzına aracılık etmiş olmaktan dolayı mutluyuz” diye konuştu. Ersan Akpınar, 2024 yılı ve sonrasında birçok yeni halka arza liderlik etmeyi planladıklarını sözlerine ekledi.

    Halka arz fonu yatırımlara gidecek

    Seğmen Kardeşler Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Özcanlı, şirket kurumsal kimliğinin güçlendirilmesi, marka bilinirliği ve tanınırlığının pekiştirilmesi, kurumsal yönetim, şeffaflık ve sürdürülebilirlik ilkelerinin daha güçlü şekilde uygulanması, yeni yatırımlar ve ürünlerle pazar payını artırarak daha yüksek büyüme oranlarına ulaşılması hedefleriyle halka arz kararı alındığını belirterek, “Şirketimizin çok güçlü bir mali yapısı var. Şirket’in finansal borçluluğu düşük seviyede olduğundan halka arzdan sağlayacağımız gelirle borç ödemeyeceğiz. Bunun yerine elde ettiğimiz kaynağın yarısıyla işletme sermayemizi güçlendireceğiz, diğer yarısını yeni yatırımlar ve yeni ekip, ekipman ve mevcut ekipmanların renovasyonları ile robotik teknolojiler gibi alanlardaki yeni çalışmalara yönlendireceğiz” dedi.

    Gıda sanayinde asırlık yolculuk geleceğe uzanıyor

    Üç kardeşin el ele vermesiyle 1938 yılında temelleri atılan Seğmen Gıda, 1958 yılında kurulan kollektif şirketle toptancılığa ve küçük çaplı imalata başladı. 1970’li yıllarda ilk fabrikasını Ankara Siteler’de kurdu. 1975 yılında gelişmiş teknoloji ürünü makineler ithal ederek üretim kalitesini artırdı. 1987 yılında anonim şirkete dönüşen Seğmen Gıda, üretim sürecini yeni fabrikasında sürdürerek sürekli gelişim kaydetti. 

    Ana faaliyet konusu reçel, bal, fındık kreması, helva, tahin, pekmez üretimi, paketlemesi, baharat paketlemesi ve satışı olan Seğmen Gıda’nın üretim tesislerinin önemli bir bölümü, Ankara Sincan’daki 1. Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteriyor. Osmanlı Fabrikası, Hazar Fabrikası 1 ve 2 isimli üç ayrı kurulu tesiste; reçel, bal, helva, fındık kreması, helva, tahin, pekmez, meyve sosları üretiliyor ve paketleniyor. Baharat grubunda ise tedarik edilen ürünlerin paketlemesi yapılıyor.  Uzun bir süredir yatırım projesi üzerinde çalışılan ve geçtiğimiz 15 Mayıs’ta açılışı yapılan Afyon Soğuk Hava ve Meyve İşleme Tesisi ise şirketin büyüme hedeflerine büyük güç kattı.

    Gıda sektöründe Ar-Ge’nin önemine inanan Seğmen Gıda, yeni ürünler üzerinde yaptığı çalışmalarla sektöründe öncülük misyonunu sürdürürken, teknoloji ve modernizasyon yatırımlarıyla sürdürülebilir üretimini gelecek yıllara taşımaya devam edecek.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • QNB Sigorta Çalışanları, Kurum İçi Girişimcilik Programı i.deaL'de Yenilikçi Fikirler İçin Yarıştı

    QNB Sigorta Çalışanları, Kurum İçi Girişimcilik Programı i.deaL'de Yenilikçi Fikirler İçin Yarıştı

    Programda finalist olarak seçilen QNB Sigorta çalışanlarının kurduğu 5 farklı takım yarıştı. 6 hafta süren yoğun bir programdan geçen takımlar iş fikirlerini müşteriler, paydaşlar ve iş birimleriyle doğrulama şansı yakalarken farklı eğitimlerle de desteklendiler. QNB Finansbank ve QNB Sigorta üst yönetiminin de katıldığı ve 12 Haziran’da gerçekleşen final gününde yatırımcı sunumlarının oylanmasıyla dereceler belirlendi ve şampiyon takımlara ödülleri takdim edildi. 

    Türkiye’nin en büyük özel bankalarından QNB Finansbank’ın yüzde 100 iştiraki olarak faaliyetlerini sürdüren QNB Sigorta’nın kurum içi girişimcilik programı i.deaL’in şampiyonları belirlendi. QNB Sigorta çalışanlarının sigortacılık ve komşu faaliyet alanlarındaki iş fikirlerini keşfetmek, yeni iş fırsatlarını değerlendirmek ve kurum içindeki inovasyon kültürünü desteklemek üzere tasarlanan programın bu yıl ilki gerçekleşti. Kurum içinde duyurular ile başlayan başvuru sürecinin sonunda belirlenen finalistler süreç boyunca QNBEYOND tarafından mentorluk ve eğitimlerle desteklendiler.

    Finalist takımlar, program süresince hem pazar araştırması hem de derinlemesine empatik müşteri görüşmeleri ile problemleri doğrulamaya çalıştılar. Takımlar, sonrasında elde ettikleri iç görülerle birlikte problemlere uygun çözümlerini tasarladılar. Problemlerini daha iyi görselleştirebilmek ve müşteri yolculuklarını resmetmek üzere, her bir projeye sağlanan uzman rehberliğiyle desteklendiler. Prototiplerini oluşturdukları çözümleri çeşitli yöntemlerle test eden takımlar; teknik, hukuk ve uzman iş birimi görüşleri de alarak fikirlerinin olgunlaşmasını sağladılar. Son olarak gelir modelleri ve rekabet analizi üzerine çalışan takımlar, final gününde yatırımcı sunumu gerçekleştirdiler. Programa dahil olarak tasarım odaklı düşünme, yalın kanvas, yatırımcı sunumu gibi eğitimler alan finalistler, süreç boyunca yetkinliklerini geliştirecek farklı deneyimler elde etme şansı yakaladılar.

    Etkinliğin finalinde konuşan QNB Sigorta Genel Müdürü Pınar Kuriş, QNB Sigorta’nın hem açık inovasyon hem de kurum içi inovasyona verdiği önemi vurgulayarak, “Girişim iş birliklerinde olduğu gibi, i.deaL programımızda da QNB grubunun yaratıcı fikirlere değer katan merkezi QNBEYOND ile birlikte çalışmaktan dolayı çok mutluyuz. Kurum olarak mevcut ürün ve hizmetlerimizi mükemmelleştirmeye odaklanırken aynı zamanda sürekli olarak yeni ürünler, hizmetler ve pazarlar üzerine çalışıyoruz. Her an yeni inovasyonların ortaya çıktığı bugünün dünyasında bu şekilde çift yönlü olmayan kurumların işleri her geçen gün zorlaşıyor” dedi. 

    Girişimci ruhla iş fikirlerini geliştiren tüm QNB Sigorta çalışanlarına çalışmaları için teşekkür eden Kuriş, yeni fikirleri denemek ve yeni iş yapış şekillerini benimsemek üzere programı ilerleyen dönemlerde de sürdürmek istediklerini vurgulayarak i.deaL’in QNB Sigorta ve QNB Sigorta’lıların girişimcilik kaslarını güçlendirerek çevik iş yapma modelleri için ateşleyici bir güç olacağına inandığını vurguladı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı