Kategori: Magazin

Alanında ilk olan bu araştırma, Türk girişimcilerin küresel çapta çalışmalarını incelerken, Türkiye’deki ekosistemle olan bağına da ışık tutuyor. Böylece Türkiye’den daha fazla girişimin dünyaya açılması ve ekosistemin güçlenmesi için veri odaklı öneriler sunuyor.

Endeavor Türkiye ve Akbank iş birliğiyle hazırlanan ‘Uluslararası Ağların Etkinleştirme Türk Girişimcilik Ekosistemini Güçlendirme Raporu”, Türkiye’nin büyüyen şirketleri için uluslararası alanda faal Türk girişimcilerin taşıdığı değeri ortaya koyuyor. 

Alanında ilk olan bu araştırmanın Türk girişimcilik ekosisteminde henüz dokunulmamış bir potansiyele işaret ettiğini belirten Akbank Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı ve Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Civelek Yüce; “Akbank olarak inovasyon merkezimiz Akbank LAB, kurum içi girişimcilik platformumuz Akbank+, uluslararası kurumsal girişim sermayesi kolumuz Akbank Ventures ve start-up ve teknogirişimcilere özel hizmet sunduğumuz Akbank Girişim Bankacılığı gibi önemli atılımlara sahibiz. Endeavor Türkiye başta olmak üzere farklı kurumlarla iş birliği içerisinde girişimcilere yönelik özel programlar ve destek mekanizmaları sunuyoruz. 

Tüm bu inisiyatifleriyle ekosistemin öncüleri arasında yer alan Akbank olarak, Türkiye’nin uluslararası bağlarını güçlendirmemiz, deneyim, uzmanlık ve know-how paylaşımına hız katmamız gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizde bir ilki temsil eden Endeavor Insight araştırması da Türkiye’nin bu anlamda yurt dışında önemli bir kaynağa sahip olduğunu gösteriyor. Türkiye girişimci ağı bugün ABD’den Birleşik Arap Emirlikleri’ne çok geniş bir coğrafyaya yayılmış durumda. Uluslararası arenada faal olan girişimcilerimiz yüksek teknik bilgi gerektiren işlerde uzmanlaşıyor. Yapay zeka, makine öğrenimi, yazılım gibi geleceğin teknolojileri alanında uzmanlığa sahipler ve sergiledikleri performansla da fark yaratıyorlar. Bu deneyimi ve kaynağı da Türkiye’ye aktarmaya, böylece daha fazla girişimin dünyaya açılmasında rol almaya hazır ve istekliler. Bunu sağlayabilmek için Endeavor araştırmamızın veri temelli önerilerinden faydalanmak, sistemli bir iletişim ve dayanışma ağı yaratmak büyük önem taşıyor. Akbank olarak bu adımların atılmasına öncülük etmeyi bir misyon olarak ele alıyoruz. Hem finansal hem de finansal olmayan destek mekanizmalarının oluşturulması, deneyim paylaşımı ve ekosistemin güçlendirilmesi için yenilikçi çözümler geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.

 

Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli ise;  “Endeavor olarak, tüm girişimci adaylarına ve Endeavor Girişimcilerine özellikle son 5 senedir altını çizerek verdiğimiz mesaj, her zaman global düşünmeleri yönünde. Bugün duyurduğumuz araştırma ile, yurt dışındaki Türk girişimcilerin ayak izini sürerken, ekosistemimizi geliştirmek adına bu ağın ne kadar değerli olduğunu, veriler ile görme fırsatına erişiyoruz. Türkiye’den dünyaya açılan girişimcilerimizin yarattığı değeri ve bu süreçte edindikleri deneyimleri paylaşmak, ülkemizin girişimcilik ekosistemini daha da güçlendirmek için büyük bir öneme sahip. Global arenada başarılı olmanın yolu, sadece yenilikçi fikirler geliştirmekten değil, aynı zamanda bu fikirleri dünya çapında hayata geçirebilecek bir vizyon ve strateji oluşturmaktan geçiyor. Bu bağlamda, girişimcilerimizin küresel düşünme yeteneği, başarının anahtarı.

Birlikten kuvvet doğar, sözünü hepimiz çok iyi biliriz. Girişimcilik ekosisteminde de bu prensip büyük bir geçerliliğe sahip. Farklı coğrafyalarda iş kurmuş girişimcilerle kurulan işbirlikleri, yeni pazarlara açılma ve farklı bakış açıları kazanma noktasında yakın gelecekte önemli fırsatlar sunacak. Birlikte çalışarak, güçlü bir sinerji yaratabilir ve Türkiye’nin girişimcilik alanındaki potansiyelini en üst seviyeye çıkarabiliriz.

Endeavor olarak bu araştırmayı bir başlangıç olarak görüyor ve bu bağlantıların kuvvetlendirilmesi adına Akbank’la birlikte uzun vadeli çalışmalarımıza başlıyoruz. Çalışmalarımızdaki en büyük destekçilerimizden Akbank’a teşekkür ederken, yurt dışında başarıya ulaşmış ve bu çalışmaya katkı sağlamış tüm girişimcilere başarılarının devamını diliyorum” şeklinde konuştu.

 

Türkiye’nin Uluslararası Arenadaki Girişimcileri Güçlerini Türkiye’ye Sunmaya Hazır

Endeavor Insight, alanında ilk olan bir araştırmayla, yurt dışında çalışmalarını sürdüren 400 Türk girişimciyle yapılan görüşmelerle girişimcilerin Türk girişimcilik ekosistemini destekleme potansiyellerini değerlendirdi. Araştırma yurt dışındaki Türk girişimcilerin küresel faaliyetlerine ışık tuttu:

• Yurt dışındaki Türk girişimcilerin %50’sinden fazlası Amerika Birleşik Devletleri’nde ve %20’si İngiltere’de faaliyet gösteriyor. Almanya ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi farklı bölgelerde de Türk girişimcilerin faaliyetleri bulunuyor.
• Türk girişimcilerin faaliyetleri yapay zeka ve makine öğrenimi, tüketici uygulamaları ve yazılım, kurumsal yazılım ve reklam teknolojileri gibi alanlarda yoğunlaşıyor. Bu, Türkiye’deki yerel ekosistemle de paralellik gösteriyor. 
• Girişimcilerin %70’ten fazlası Türkiye’de ekiplerle çalışıyor veya ülkede operasyonları bulunuyor. Ayrıca girişimcilerin %35’i, çalışanları arasında daha sonra kendi girişimini kuranların olduğunu belirtiyor.
• Araştırmaya katılan girişimcilerin %69’u mentörlük yapıyor ve bu grubun %53’ü Türkiye’deki girişimcileri destekliyor. 
• Yurt dışındaki girişimcilerin %40’ı Türkiye’de yatırım yapmaya istekli olduğunu belirtiyor.
• Kendilerine Türkiye’deki girişimci ekosisteminin gelişimi için mentorluk yapma, yatırım yapma veya ağlarındaki insanlarla tanıştırma konusunda ne düşündükleri sorulduğunda, girişimcilerin %97’si yardımcı olmaya istekli veya çok istekli olduğunu bildirdi.
• Ancak girişimcilerin yaklaşık %90’ı Türkiye’deki ekosistemle bağlantı kurmalarını sağlayan bir mekanizma olmadığını belirtiyor. Bugüne dek sağlanan ilişkiler bireysel çabanın ürünü.

Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini güçlendirecek adımlar

Endeavor Insight araştırmacıları, yurt dışındaki Türk girişimcilerle yapılan görüşmelerden yola çıkarak ekosistemi güçlendirecek adımları belirledi.  

1. Yurt dışındaki ağın şekillenmesi: Yurt dışındaki Türk kurucuların Türkiye’yle ilişkilerini devam ettirmek amacıyla fırsat ve teşvikler yaratılabilir.

2. Destek mekanizmalarının şekillendirilmesi: Kurucuları eşleştiren ve birbirleriyle iletişimini sağlayan mekanizmaları geliştirilebilir.

3. Pazarlara açılım ve küresel politikaların desteklenmesi: Yerel destek kuruluşlarının girişimcilerin yeni pazarlara açılmasına hizmet sunma kapasitesi artırılabilir.

4. Geri verme kültürü oluşturulması: Yerel ekosistemi desteklemek amacıyla kilit pazar ve segmentler konusunda en bilgili Türk kurucular teşvik edilebilir.

5. Rol modellerin öne çıkarılması: Yerel ekosisteme halihazırda katkı sağlayan Türk asıllı kurumların görünürlüğü artırılabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye ve ABD’de farklı bankalarda 25 yılı aşkın tecrübesi bulunan Mustafa Aşık, Şekerbank’ta bireysel segment, özel bankacılık ve dijital bankacılık alanlarından sorumlu olacak. 

Bankacılık kariyerine 1998 yılında Citibank New York’ta finansal analist olarak başlayan Aşık, 2002 yılında katıldığı JP Morgan Chase Bank’ta 2003 yılında New York Şube Müdürü olarak atandı. 2006 yılında HSBC Bank bünyesine katılan Aşık, HSBC New York’ta şube müdürü ve ardından bölge müdürlüğü faaliyetlerinden sorumlu yönetici olarak çalıştı. 2012 yılı itibarıyla kariyerine HSBC Türkiye’de devam eden Aşık, özel bankacılık alanındaki birçok projenin kuruluş aşamasında önemli görevler üstlenerek Bireysel Bankacılık Birikim Yönetimi, Satış ve Sermaye Piyasaları Aracılık Hizmetleri Kıdemli Yöneticiliği ve Özel Bankacılık Grup Başkanı görevlerinde bulundu. Aşık, 2020 yılından bu yana ING Türkiye’de bireysel ve özel bankacılık bölümlerinden sorumlu direktör olarak çalışmaktaydı. Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi İktisat bölümünde tamamlayan Aşık’ın Rochester Institute of Technology’de finans alanında Executive MBA derecesi bulunmaktadır. 

Üstlendiği sosyal değer yaratma odaklı bankacılık stratejisiyle 70 yıldır özel sermayeli mevduat bankaları arasında farklı bir yer edinen Şekerbank’taki yeni görevine ilişkin Mustafa Aşık şunları söyledi: “Şekerbank’ın Türkiye geneline yayılmış köklü şube ağı ve Anadolu bankacılığındaki gücü büyük bir potansiyeli ortaya koyuyor. Transformasyon programı kapsamında son beş yıldır dijital kanallara yapılan önemli yatırımların bu köklü miras ile birleşmesiyle Şekerbank’ın global çapta örnek bir başarı hikayesine dönüşme yolculuğunda bu önemli görevi üstlenmekten büyük gurur ve heyecan duyuyorum.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Avrupa’nın lider tüketici elektroniği şirketi CECONOMY AG, 2023/24 mali yılının ikinci çeyreğinde satışlarını yüzde 6,5 artırarak 5,3 milyar Euro’ya yükseltti. Şirket, ilk çeyreğe kıyasla tüm bölgelerde trendde iyileşme kaydederek hem fiziksel mağaza hem de çevrimiçi iş kollarında büyüme elde etti. CECONOMY AG, yılın ilk yarısında satışlarını bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4,8 artırarak 12,3 milyar Euro’ya yükseltti.

 

Kazançlar tarafında, düzeltilmiş FVÖK bu çeyrekte bir önceki yıla kıyasla 26 milyon Euro artarak 5 milyon Euro’ya yükseldi. İlk altı ayda düzeltilmiş FVÖK bir önceki yıla kıyasla 44 milyon Euro, yani yüzde 21 artarak 253 milyon Euro’ya çıktı (2022/23’ün ilk yarısı: 209 milyon Euro). Satışlar ve ürün marjındaki iyileşmenin yanı sıra sıkı maliyet kontrolünün devam etmesinin; Hizmetler ve Çözümler, Pazaryeri ve Perakende Medya büyüme alanlarının olumlu gelişiminin ve özel markalı ürünlerin Grubun satış karmasındaki payının artmasının bu sonuçta katkısı oldu.

 

Tüketiciyi merkeze alan dönüşüm stratejisi mali başarı getirdi

CECONOMY AG CEO’su Dr. Karsten Wildberger, ilk yarı sonuçlarıyla ilgili olarak şunları söyledi: “2023 yılı sonunda sergilediğimiz güçlü performansın sonrasında ikinci çeyrekte ivmemizi daha da artırdık. Yarı yıl sonuçlarımızın da ortaya koyduğu gibi, sadece söz vermiyor, harekete de geçiyoruz. Zorlu bir ekonomik ortamda satışlarımızı kayda değer ölçüde artırmayı başardık. Neredeyse tüm ülkelerde hem çevrimiçi hem de çevrimdışında pazar payımızı yükselttik. Kârlılığımızı da önemli ölçüde artırdık. Tüm bunlar dönüşüm stratejimizi istikrarlı bir şekilde uyguladığımızı gözler önüne seriyor. Stratejik büyüme alanlarımız olan Hizmetler ve Çözümler, Pazaryeri ve Perakende Medya alanlarında önemli büyüme kaydettik. Bu başarıları, müşteriyi merkezine alan gelecek dönüşümümüzün tutarlı bir şekilde uygulanmasına borçluyuz.”

 

Satışlarda büyüme elde edilen ülkeler arasında Türkiye de var

CECONOMY ikinci çeyrekte 11 ülkeden 8’inde pazar payı artışı kaydederek güçlü ivmesini sürdürdü. Özellikle Türkiye, İspanya, BeNeLüks ülkeleri (Belçika, Hollanda ve Lüksemburg) ve Avusturya’da iyi bir satış büyümesi elde edildi. Kârlılık, İspanya ve BeNeLüks ülkelerinde de arttı. En büyük tek pazar olan Almanya’da, satışlarda görülen hafif düşüş, daha yüksek ürün marjı ve sıkı maliyet disiplini ile telafi edildi.

 

Çevrimiçi ticaret toplam satışların neredeyse yüzde 25’ini oluşturuyor

İkinci çeyrekte, CECONOMY ve MediaMarktSaturn’ün çevrimiçi iş kolu tüm bölgelerde büyüyerek yüzde 8,8’lik artışla 1,2 milyar Euro satış rakamına ulaştı (2022/23 2. Çeyrek: 1,1 milyar Euro). Polonya ve İsviçre’de yeni internet mağazalarının başarılı bir şekilde faaliyete geçmesi de olumlu bir etki yarattı. Yılın ilk yarısında Grup, yüzde 24,9’luk bir çevrimiçi pay elde etti (2022/23’ün ilk yarısı: yüzde 24,0).

 

Müşteri memnuniyetinde artış sürüyor

CECONOMY ve MediaMarktSaturn müşteri deneyimini ve müşteri memnuniyetini (NPS = Net Tavsiye Skoru ile ölçülür) sürekli olarak iyileştirmeye odaklanıyor. NPS, ikinci çeyrek boyunca 58 puana ulaşarak ilk çeyrekteki en yüksek seviyeyi bir kez daha aştı. Geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında Grup, NPS’yi 5 puan artırmayı başardı.

 

Sağlam finansal yapı, ürün bulunabilirliğinde iyileşme ve güçlü likidite

Serbest nakit akışı yılın ilk yarısında 229 milyon Euro’ya ulaşarak önemli ölçüde iyileşen ürün bulunabilirliği ile 897 milyon Euro tutarında güçlü bir likidite pozisyonu sağlandı. CECONOMY ve MediaMarktSaturn CFO’su Dr. Kai-Ulrich Deissner, “İkinci çeyrekte hem ana faaliyet alanımızda hem de büyüme alanlarımızda satışlarda ve FVÖK’te artan bir ivme kaydettik. Aynı zamanda, güçlü likidite pozisyonumuz da finansal istikrarımızı pekiştiriyor. Bir önceki çeyreğe kıyasla iyileşen maliyet oranından da görülebileceği üzere, yeniden yapılandırma tedbirleri sonuç veriyor. Sermaye piyasasına sunduğumuz orta vadeli hedeflere ulaşmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz,” yorumunu yaptı.

 

CECONOMY, 2023/24 mali yılının tamamına ilişkin görünümünü belirledi. Şirketin, kur ve portföye göre düzeltilmiş toplam satışlarda hafif bir artış ve şimdi 290 milyon ila 310 milyon Euro aralığında düzeltilmiş FVÖK beklentisi bulunuyor. Ayrıca tüm segmentlerin satış büyümesine katkıda bulunması bekleniyor. Düzeltilmiş FVÖK’te beklenen iyileşmenin ise öncelikle Batı/Güney Avrupa segmentinden gelmesi söz konusu. Karsten Wildberger, konuyla ilgili olarak, “Ekibimizin yılın ilk yarısındaki etkileyici performansı, yılın geneli için ve umut veriyor. Özellikle gelecekteki yenilenme hedefimizle paralel olarak başarılarımıza yenilerini ekleyeceğimizi bizlere gösteriyor,” dedi.

 

Farklı kollarda güçlü büyüme

CECONOMY, kurumsal stratejinin temel taşlarından biri olan yüksek karlılığa sahip Hizmetler & Çözümler iş kolunda ikinci çeyrekte satışlarını yüzde 14,5 artırarak 349 milyon Euro’ya yükseltti (2022/23 2. Çeyrek: 311 milyon Euro). Şirket, uzatılmış garanti ve cep telefonu sözleşmelerinde sunduğu hizmetler sayesinde, Operatif Hizmetler ve Çözümler segmentinde kazanımlar elde etti.

 

MediaMarktSaturn’ün ürün yelpazesinin bir parçası olan Pazaryeri hizmeti de olumlu biçimde gelişmeye devam ediyor. CECONOMY hem ikinci çeyrekte hem de yılın ilk yarısında Pazaryeri satışlarını (brüt mal değeri) iki katından fazla artırdı. Mart ayı sonu itibariyle, toplam 1,7 milyondan fazla ürüne sahip yaklaşık 1.300 satıcının platformda temsil edildiği belirtiliyor. Pazaryeri hizmeti Mart 2024’ün başında Hollanda’da da hayata geçirildi. Şirket, bu platformu yılın ilerleyen dönemlerinde İtalya’da da kullanıma açmayı planlıyor.

 

CECONOMY ayrıca stratejik öneme sahip Perakende Medya segmentinde de ciddi bir büyüme kaydetti. Grup, ikinci çeyrekte kazançlarını bir önceki yıla göre neredeyse 5 kat artırdı. Kazançlar, mali yılın ilk altı ayında üç katına çıktı. CECONOMY, tüm pazarlarında Perakende Medya ürün ve çözüm yelpazesini genişletmeye devam ediyor. CECONOMY’nin Perakende Medya ürün yelpazesi artık Pazaryeri satıcıları için reklam ürünlerinin yanı sıra tüketici davranışlarına ilişkin içgörülere dayanan yeni çözümleri de içeriyor. Her iki yeni çözüm de üreticiler tarafından memnuniyetle karşılandı. 

 

Rakamlarla CECONOMY AG:  

• Satışlar yüzde 6,5 artarak yılın ilk yarısında 12,3 milyar Euro’ya ulaştı (+yüzde 4,8). 
• Kârlılık önemli ölçüde arttı, düzeltilmiş FVÖK yılın ilk yarısında 253 milyon Euro’ya yükseldi. 
• Hizmetler ve Çözümler satışları, bu çeyrekte yüzde 14,5 arttı. 
• Pazaryeri satışları (GMV) bu çeyrekte iki kattan fazla arttı. 
• Perakende Medya geliri bu çeyrekte neredeyse beş katına çıktı. 
• Çevrimiçi satışlar bu çeyrekte yüzde 8,8 arttı. 
• Müşteri memnuniyeti, 58 NPS (Net Tavsiye Skoru) ile yeni bir zirveye ulaştı.
• Yılın ilk yarısının sonunda güçlü likidite elde edildi.
• CECONOMY 2023/24 için görünümü belirledi: 290 milyon Euro-310 milyon Euro aralığındaki beklenen düzeltilmiş FVÖK piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Marka, yaşam ve vefat teminatları içeren 12 yıl süreli prim iadeli hayat sigortası olan son ürünü Akıllı Hayat Plus ürününü hizmete sundu. Bu ürün kapsamında, yaşam teminat süresi olan 12 yıl dolduğunda, poliçe süresi boyunca ödenen primlerin %10 fazlası olarak belirlenen yaşam teminatı sigortalıya ödeniyor. Üstelik poliçe süresi boyunca sigortalılar, ödedikleri primleri %40’a varan oranda vergi avantajı olarak geri alabiliyor.

“Bugün, bugünü yaşa” söylemiyle sigortacılık hizmetleri sunan QNB Sigorta, bireylerin ihtiyaçları doğrultusunda mevcut ürünlerini geliştirirken yeni ürünleriyle de sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Sağlık sigortası, hayat ve ferdi kaza sigortaları ve bireysel emeklilik alanında Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren QNB Sigorta, hayat sigortası branşında sektörün önemli oyuncuları arasında yer alıyor. Müşterilerinin bugünün tadını çıkarmaları ve gelecek endişesini minimuma indirmeleri için tüm ürün ve hizmetlerini sürekli olarak geliştiren marka, yeni ürünü Akıllı Hayat Plus’ı hizmete sundu.

Akıllı Hayat Plus ürünü ile sigortalılara, uzun süreli yaşam ve vefat teminatı ile kendileri veya sevdikleri için finansal güvence sağlanıyor. Yaşam ve vefat teminatları içeren 12 yıl süreli ve prim iadeli hayat sigortası olan ürün ile birçok avantaj sunuluyor. Bunlar arasında vade sonunda sigortalının hayatta kalması durumunda dolar bazında yatırılan primlerin %10 fazlasının yaşam teminatı olarak sunulması, ödenen primlerin %40’a varan oranda vergi avantajı olarak geri alınabilmesi yer alıyor. Ürünün bu avantajlarından yararlanmak için sigortalının sigorta süresi sonunda hayatta olması yeterli oluyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Antalya’da düzenlediği ‘Aslan Eğitimleri’ kapsamında yetkili bayi ve merkez şubelerindeki satış ekiplerini bir araya getiren MAN, çalışanlarına teknik ve sosyal becerilerini geliştirmeye yönelik eğitimler verdi. Yeni araçların donanımlarından sunulan hizmetlere birçok alanda çalışanların yetkinliklerini geliştirmeyi hedefleyen kampın sonunda ise başarılı olan katılımcılara ‘Aslan 1’ sertifikası verildi.

 

Ticari araçların köklü ve güçlü markası MAN, müşteri memnuniyeti odaklı hizmet kalitesini eğitimlerle daha da ileri taşımayı sürdürüyor. Müşterilerine en iyi hizmeti sunma hedefiyle çalışan MAN, bu kapsamda başlattığı ‘Aslan Eğitimleri’ serisinin ilki olan ‘Aslan 1’ eğitimini Antalya’da gerçekleştirdi. 21-24 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen ‘Aslan 1’ eğitimine MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş.’nin yetkili bayi ve merkez şubelerindeki satış ekipleri katıldı.

 

Eğitimde başarılı olan çalışanlara ‘Aslan 1’ sertifikası verildi

Teknik ve sosyal becerilerini geliştirmeye yönelik verilen eğitimlerde çalışanlar, MY24 model kamyon ve çekiciler hakkındaki bilgi ve donanımlarını artırmanın yanında, müşteri yönetim sistemleri, teknik hizmetler, garanti hizmetleri, 2. el gibi satış süreçlerindeki yetkinliklerini artıran birçok başlıkta eğitimi aldı. Katılımcılar, birim yöneticileri ve MAN Akademi’nin uzmanları eşliğinde, araç içinde yapılan eğitimlerle de aldıkları teorik bilgileri pratiğe aktarma fırsatı buldu.

 

2024 yılı ‘Aslan 1’ eğitiminin son gününde gerçekleştirilen ve tüm süreçte verilen temel bilgileri sorgulayan değerlendirmenin sonucunda da başarılır olan katılımcılara ‘Aslan 1’ sertifikası verildi. Değerlendirmede çalışanların aldıkları yüksek not ortalaması ve %90’ı aşan başarı oranı MAN yönetici ve eğitmenlerini de memnun etti. İlgili birim yöneticilerinin konuşmacı olarak yer aldığı eğitim kampına 70 çalışan katıldı. Bu eğitimlerin ikinci adımı olan ve satış sürecindeki kritik noktalara odaklanmayı amaçlayan ‘Aslan 2’ eğitiminin de ileri bir tarihte verilmesi planlanıyor.

 

“Hizmet kalitemizi daha da ileri taşımak adına kendimizi sürekli geliştiriyoruz”

MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Tuncay Bekiroğlu, eğitim kampının çok verimli geçtiğini belirterek, şunları söyledi:

 

“Müşterilerini ‘Yaşam Boyu İş Ortağı’ olarak gören ve verdiği hizmette de bu anlayışla hareket eden bir büyük aileyiz. Bizi rakiplerimizden ayrıştıran bu hizmet kalitemizi daha da yukarılara taşımak için de kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Düzenlediğimiz bu eğitimlerle çalışanlarımızın teknik ve sosyal becerilerini geliştiriyor, onların en yeni ve güncel bilgileri almalarını sağlıyoruz. Özellikle hızlı gelişen teknolojiyle birlikte araçlardaki geliştirmelerde çok hızlanmış durumda. Bu eğitimlerle ayrıca çalışanlarımızın bu geliştirmelere hakim olmalarını sağlıyoruz.

 

Antalya’da düzenlediğimiz bu üç günlük kampımızda da arkadaşlarımız müşteri yönetim sistemlerinden teknik hizmetlere, garanti hizmetlerinden 2. El satış süreçlerine birbirinden farklı alanlarda yetkinliklerini geliştirme ve son yenilikler hakkında bilgilerini tazeleme fırsatı buldular. Eğitim kampımızın sonunda yapılan değerlendirmelerde arkadaşlarımızın ulaştığı yüksek başarı oranı, bu üç günün ne kadar verimli geçtiğini açıkça ortaya koyuyor. Ben bu eğitim kampına katılan tüm çalışanlarımıza teşekkür ediyor, sertifika alan arkadaşlarımızı da tebrik ediyorum.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yolculuk esnasında düzenli olarak mola verilmesinin güvenli bir seyahat için olmazsa olmazların başında geldiğini vurgulayan Port Filo Kiralama Genel Müdürü Ogün Bükülmeyen, “Günlük hayatta aracımızda tuttuğumuz araç deodorantlarından klimayı çalıştırma zamanlamamıza kadar, yazın birçok küçük detay hayati önem taşıyor” diyor. 

Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte sürücüler, özellikle tatil ve seyahat planları yaparak uzun yolculuklara çıkmaya başladı. Ancak, bu uzun yolculuklar bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Sıcak hava koşulları, yoğun trafik ve uzun süreli araç kullanımı, sürücüler için dikkat edilmesi gereken noktaları ortaya koyuyor. Lojistikten enerjiye, madencilikten inşaat ve gayrimenkule, medyadan telekomünikasyona kadar birçok sektörde faaliyet gösteren Bacacı Yatırım’ın şirketlerinden Port Filo da uzun yolculuklar sırasında alınması gereken önlemlere dikkat çekiyor.

Filo kiralama sektöründe fark yaratan bir firma olarak önceliklerinin sürücü güvenliği olduğuna dikkat çeken Port Filo Kiralama Genel Müdürü Ogün Bükülmeyen, “Yaz mevsimiyle birlikte doğanın uyanışı, insanları uzun yolculuklara çıkmaya teşvik ediyor. Ancak uzun yolculuklar, doğru hazırlık ve dikkat gerektiriyor. Sürücüler, araçlarını düzenli olarak kontrol etmeli ve gerekli bakımları yapmalıdır. Yolculuk öncesi rotayı planlamak ve sürüş sırasında düzenli olarak molalar vermek, güvenli ve keyifli bir yolculuk için olmazsa olmazların başında gelir. Bu nedenle uzun yolculuklar sırasında her iki saatte bir mola verilmesi, yol hipnozunun önlenmesi ve dikkatin tazelenmesi açısından hayati önem taşıyor. Bir de küçük ama yıkıcı sonuçlar doğurabilecek konular var. Örneğin araçlarımıza yerleştirdiğimiz masum araç kokuları yaz aylarında güneş ışığının gücüyle yangın ve patlama riski taşıyan malzemeye dönüşebiliyor.” 

 Yaz aylarında klimanızı çalıştırmadan önce camlarınızı açın

Yaz aylarında araç kullanıcılarının kurtarıcısı klimalar için de uyarıda bulunan Ogün Bükülmeyen, “Uzun süre sıcakta bekleyen araçlarınızda klimayı çalıştırmadan önce mutlaka camlar açılmalı. Aracınızın içi güneşin etkisiyle yüksek ısıyla dolu olacaktır. Üzerine yine güçlü bir sıcaklık eklenince sağlığınız açısından tehlikeli bir ortam oluşabilir. Bu sebeple aracınızın klimasını çalıştırmadan önce mutlaka camlarınızı açın” dedi.

Elektrikli araç sahipleri rotalarını şarj istasyonlarına göre belirlemeli

Kesintisiz bir tatil yapmak isteyenlerin rotalarını şarj istasyonlarına göre düzenlemesi gerektiğini vurgulayan Genel Müdür Bükülmeyen, “Elektrikli araç kullanımı dünyaya kıyasla ülkemizde hızla artış gösteriyor. Şarj istasyonlarında da aynı artış sağlanmaya çalışılıyor ancak istasyonların yola çıkmadan önce yerlerinin belirlenmesi büyük önem taşıyor. Burada kritik nokta, gidilecek rotanın şarj istasyonlarının bulunduğu noktalara göre belirlenmesi. Bu işlem atlanırsa örnek vermem gerekirse 3 saatlik yol, 9-10 saat sürebiliyor. Elektrikli araç kullanıcıları için hem zaman hem de enerji kaybı açısından bu noktayı göz ardı etmemeleri gerekiyor” dedi.” 

Port Filo Kiralama olarak her zaman müşterilerine keyifli ve güvenli bir sürüş deneyimi yaşatmak için çalıştıklarının altını çizen Bükülmeyen, “2021 yılında Bacacı Yatırım bünyesinde yüzde yüz yerli sermaye ile kurulan bir şirket olarak kiralama hizmetlerimizin yanında, çevresel etkileri azaltma ve toplumun güvenliğini sağlama konusunda da kararlı bir taahhüt içindeyiz. Bu doğrultuda, bünyemizdeki elektrikli araç oranını artırarak gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma misyonuyla hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sanayi üretimi aylık %4,9 azaldı

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Nisan ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %1,3 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi %5,3 azaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %2,7 azaldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %49,5 oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre bin kişi azalarak 32 milyon 618 bin kişi, istihdam oranı ise 0,1 puan azalarak %49,5 oldu. Bu oran erkeklerde %66,9 iken kadınlarda %32,5 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %54,2 olarak gerçekleşti

İşgücü 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre 18 bin kişi azalarak 35 milyon 661 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise aynı seviyede kalarak %54,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %72,1 iken kadınlarda %36,6 oldu.

Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %14,5 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak %14,5 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %12,2, kadınlarda ise %19,1 olarak tahmin edildi.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 44,3 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre 0,6 saat artarak 44,3 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %27,2 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre 3,1 puan artarak %27,2 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %19,7 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı %17,1 olarak tahmin edildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akbanklı liderleri ve alanında uzman isimleri, işletme sahipleri ve yöneticileri ile bir araya getiren buluşmada, işletmelerin büyüme stratejilerine hizmet edecek çözümler ele alındı.  Buluşmada konuşma yapan Akbank Genel Müdürü Kaan Gür; “Akbank olarak, Kayseri’deki müşterilerimize sunduğumuz finansal çözümlerle, onların yenilikçi projelerine ve yatırımlarına destek oluyoruz ve bu desteğimizi sürdüreceğiz.

Kayseri’nin güçlü potansiyelini daha da ileriye taşımak için birlikte çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz” dedi.

Türkiye’de her ölçekten işletmenin geleceğe hazırlanmasını desteklemek üzere ‘Birlikte Geleceğe Buluşmaları’nı başlatan Akbank’ın ikinci durağı Kayseri oldu. Akbank yöneticilerini, Akbanklı liderleri ve alanında uzman isimleri, işletme sahipleri ve yöneticileri ile bir araya getiren buluşmada, işletmelerin büyüme stratejilerine hizmet edecek çözümler ele alındı. 

Birlikte Geleceğe Buluşmaları kapsamında Türkiye’nin sanayi ve ticaret hayatında her zaman öncü bir rol oynamış Kayseri’de olmaktan büyük memnuniyet duyduklarını belirten Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, açılış konuşmasında; “Anadolu’nun kalbinde yer alan bu önemli şehir, tarihi İpek Yolu’ndan günümüze uzanan ticaret becerisiyle bir ekonomik mucizeye imza atmıştır. 2023 yılı itibarıyla Kayseri’nin ihracat rakamı da 3,6 milyar dolara ulaşmış, şehrin ekonomik dinamizmini ve dünya ile entegrasyonunu bir kez daha kanıtlamıştır. Kayseri’deki müşterilerimize sunduğumuz finansal çözümlerle, onların yenilikçi projelerine ve yatırımlarına destek oluyoruz ve bu desteğimizi sürdüreceğiz. Kayseri’nin güçlü potansiyelini daha da ileriye taşımak için birlikte çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Akbank olarak, ülkemize olan adanmışlığımızla yatırımlarımızı Türkiye’nin geleceğine yapıyoruz. Bu süreçte Kayserili işletmelerin büyüme yolculuğunun bir parçası olmaktan da gurur duyuyoruz. Ülkemizin kalkınma ve gelişim odaklı ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiğimiz çözümlerimizle, işletmelerimizin yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Bütün bu alandaki ortak çalışmalarımızın şirketlerimizi daha dirençli, daha rekabetçi hale getireceğine, ülkemizi de uluslararası arenada daha güçlü kılacağına eminiz” dedi. 

Kayseri’deki etkinlik kapsamında Posta Gazetesi Ekonomi Müdürü Bilal Emin Turan’ın moderatörlüğünde ‘Birlikte Geleceğe Paneli’ gerçekleştirildi. İş dünyasının karşılaştığı güncel zorluklar ve fırsatların ele alındığı panelde, Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Büyüksimitci, Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, Akbank KOBİ Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, Akbank Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Çetin Düz ve Akbank Sürdürülebilir Finansman Müdürü Muratcan Başkurt, dijital ve yeşil dönüşüm, sürdürülebilirliği odağına alan finansman modelleri ve finansmana erişim gibi ticarette ve ekonomide Türkiye’yi başarıya taşıyacak adımları konuştu. Kayseri ve bölgesi özelinde gelişim fırsatlarının da değerlendirildiği panelde yenilikçi çözümler paylaşıldı. 

Panelin ardından katılımcılar, Akbank Baş Ekonomisti Çağrı Sarıkaya’nın “Makro Ekonomik Görünüm ve Beklentiler” başlıklı sunumunu dinleme fırsatı buldular. Türkiye ve dünya ekonomisine dair önemli öngörüler içeren sunumunda Çağrı Sarıkaya, işletmelerin temsilcileri ve liderlerine makro ve mikro koşulları yönetmek üzere değerlendirmelerini paylaştı.

Akbank Birlikte Geleceğe Buluşmaları, farklı illerde ekonominin uzmanlarını iş dünyasının liderleri ile buluşturmaya ve güçlü bir Türkiye için yeni çözümler ve iş birlikleri geliştirilmesine hizmet etmeye ve müşterilerin yeşil dönüşümünü desteklemeye devam edecek. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Binsat Holding’in genç patronu Saitcan Bingöl, Yurt içi ve yurtdışı istihdamları ile adından sıkça söz ettirmeye başladı….

Türkiye ve Yurtdışında Bir Çok Kulvarda Yatırımları ve Binlerce Çalışanı olan BİNSAT HOLDİNG’İN Yönetim Kurulu Başkanı ve Holding Veliahtı SAİTCAN BİNGÖL, Genç yaşına rağmen büyük bir başarı örneği göstererek, bu yıl binlerce kişiyi işe alarak, istihdam ve yatırıma ağırlık kazandırmayı hedefliyor.

Başarı Asla Tesadüf Değildir Mottosu ile Adım Adım Zirveye Tırmanan Genç ve Başarılı İş Adamı SAİTCAN BİNGÖL Yakında Tüm Ülkenin Gurur Duyduğu Bir Yatırımcı Olarak Adını Duyuracak…

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aktif Bank ekosisteminde yer alan Aktif Tech, UPT ve PayNKolay iştirakleri ile dünyanın en büyük fintech fuarlarından Money 20/20’de bulunduklarını belirten Aktif Bank Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı ve Aktif Tech, UPT, PayNKolay Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Mustafa Öztürk, “Finans dünyasının bir araya geldiği Money 20/20’de bankamız ve iştiraklerimiz olarak oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirdik” dedi.

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da düzenlenen dünyanın en büyük fintech fuarlarından Money 20/20’ye Aktif Bank damgasını vurdu. Türkiye’nin en kapsamlı finansal teknolojiler ekosistemi kimliğiyle hareket eden ve iştirakleri Aktif Tech, UPT ve PayNKolay ile fuardaki yerini alan Aktif Bank, uluslararası arenada boy gösteren global iş ortaklarıyla temas kurdu ve önemli deneyimler elde etti. 

Aktif Bank Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı ve Aktif Tech, UPT, PayNKolay Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Mustafa Öztürk, “Dünyanın dört bir yanından teknoloji ve finans kuruluşlarının bir araya geldiği bu önemli etkinliğe bankamız ve iştiraklerimiz olarak katılım sağlamamız çok önemliydi. Gerçekleştirdiğimiz görüşmeler ve temasların önümüzdeki dönemde bankamıza ve iştiraklerimize yeni iş birliği fırsatları sağlayacağını düşünüyor ve bu yıl da fintech dünyasında oldukça ses getiren bir organizasyonda yer almanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Inspiration’ temasıyla Olympia West’te düzenlenen Gastromasa London, 28-29 Mayıs tarihlerinde gastronomi dünyasının dev isimlerini bir araya getirdi.

Türk mutfağının global alanda gelişimine büyük oranda katkı sağlayan Gastromasa, dokuz yıllık deneyimiyle birlikte bu yıl ilk kez Londra’da Sozen Global tarafından düzenlendi. Gastromasa Türk şefleri ve Türk restoranlarını dünyaya tanıtarak gastronomi dünyasında yeni ufuklar açan, dünyanın en prestijli etkinliklerinden olan, dünyaca ünlü şeflerin, katılımcıların ve sponsorların destekleriyle Londra’da bulunan Olympia West’te ‘Inspiration (İlham)’ temasıyla düzenlendi. Etkinlik boyunca vurgulanan ana temada hem yerel hem de uluslararası gastronomi sektörünün duayenleri, yatırımcıları, ulusal ve uluslararası basın kuruluşları bir araya geldi.

Ferran Adrià, Dabiz Muñoz, Ana Roš, Eduard Xatruch, Diego Guerrero, Clare Smyth, Simon Rogan, Jeremy Chan, Jordi Roca, Antonio Bachour, Endo Kazutoshi, René Frank, Franco Pepe, Santiago Lastra, Joris Bijdendijk, Andrea Berton, Fredrik Berselius, Begoña Rodrigo, Mohamad Ørfali, Matt Abé, Ago Perrone, Giorgio Bargiani, Matthias Ingelmann gibi dünyaca ünlü şeflerin, pastry şeflerin, miksolojistlerin bulunduğu oturum ve panellerde önemli başarıları imza atmış gastronomi, turizm ve ağırlama sektörünün önemli profesyonelleri ve fikir önderleri Gastromasa Londra sahnesinde yer aldı.

Gastromasa Londra Konferansı’nın Onur Konuğu Ferran Adrià’ya konuşması sonrasında Sözen Grup CEO’su ve Gastromasa Kurucusu Gökmen Sözen tarafından ‘Inspiration Honour Award’ takdim edildi.

Sözen Grup CEO’su ve Gastromasa Kurucusu Gökmen Sözen etkinlik hakkında; “Türk mutfağının dünyaya açılan kapısı Gastromasa, dokuz yıllık tecrübesi ve köklü geçmişiyle bu yıl ilk kez 28-29 Mayıs tarihlerinde Londra’da kapılarını açtı. Dünya gastronomisine yeni ufuklar açacağına inandığım bu prestijli etkinlik gastronomi sektörünün değerli isimlerinin katılımıyla gerçekleşti. Bu yılki Gastromasa Londra Konferansı bizim için bir tanışma, merhaba demenin ve konferansımız aracılığıyla Londra’da bir adım atmanın fırsatı oldu. Çünkü bu yıl Gastromasa olarak Londra’da herkese ‘merhaba’ demek istedik. Konuşmacılarımızın ilham verici paylaşımları etkinliğimizin büyük bir motivasyonla gerçekleşmesini sağladı ve izleyicilerimiz için güzel bir deneyim oldu. Gastromasa Londra Konferansı’na yaptığınız değerli katkılardan dolayı tüm konuşmacılarımıza en içten şükranlarımı sunarım. Bu vesileyle ‘birlikte’ olmanın gastronomik dünyamızı güçlü kıldığına şahit olduk. Bu sayede dünya mutfağına farklı bir perspektiften bakabilmenin gururunu yaşıyoruz. Gastromasa Londra Konferansımıza katkılarından dolayı değerli Ana Sponsorlarımız: Paloma Hotels, Club Marvy, Paloma Finesse’ye; Gold Sponsorlarımız: Bonna, Doğuş Hospitality & Retail, Özmen Un, Karaca’ya; Accommodation Partner’ımız: Hilton London Olympia’ya; Technoloji Sponsor’umuz; Kerzz’e; Oturum Sponsorlarımız & Destekçilerimiz: Altınmarka, Atelier Terra Madre, Bonna, Club Marvy, Chef Seasons, D-Maris Bay, Go Türkiye, İnoksan, İzmir Ticaret Borsası, Kapp, Karaca, Komili, Nude, Özti, Özmen Un, Paloma Finesse, Pirge, White Uniform, Yeni Rakı’ya; Dinner Sponsorlarımız; Benares, Da Terra, Kioku, Opso, Sabor, The Counter’a; tüm konuşmacılarımıza, moderatörlerimize, ziyaretçilerimize ve Gastromasa ekibine teşekkürlerimi sunmak isterim. Gelecek sene Gastromasa Londra’da daha farklı konseptler ile yeniden buluşmak dileğiyle” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yaklaşık 400 yetkin mühendis ve teknisyenin çalıştığı GE Aerospace’in yeni yerleşkesi, şirketin Türkiye’de halihazırda var olan mühendislik, inovasyon, araştırma ve üretim kabiliyetlerini daha da güçlendirecek.

Ticari ve askeri uçaklar için jet motorları, bileşenleri ve sistemleri tedariğinde dünya lideri olan GE Aerospace’in Kartal İstanbul’daki yeni yerleşkesinin açılışı, 2 Nisan 2024’te havacılık odaklı bağımsız bir şirket olarak faaliyete geçmesinden iki ay sonra gerçekleşti. Türkiye Teknoloji Merkezi’nin yeni yerleşkesinin açılış törenine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Türk havacılık ekosisteminden temsilciler katıldı.  

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır yaptığı açıklamada, “Dünyada uçak motoru üreten ve her türlü uçak motoru parçasını test edebilen altyapıya sahip sayılı ülkeler arasında yer alıyoruz. Havacılık ve uzay sanayimizin küresel oyuncularıyla iş birliği içerisinde inşa ettiğimiz bu altyapının önemli oyuncularından biri GE Aerospace’tir. Uçak motoru geliştirme ve üretme çalışmalarımızda önemli bir paydaş olan GE Aerospace, ülkemizin nitelikli insan kaynağına, katma değerli üretim ve teknoloji geliştirme vizyonuna inanarak son yıllarda Türkiye’deki operasyonlarını ölçeklendirdi. Dünyanın önde gelen firmalarının yenilikçi Ar-Ge çalışmalarını ülkemizde gerçekleştirmesi için hayata geçirdiğimiz TÜBİTAK Öncül Ar-Ge laboratuvarları Destek Programızdan yararlandı. TÜBİTAK MARTEK bünyesinde yer alan Katmanlı İmalat Teknolojileri Araştırma Laboratuvarıyla, GE Aerospace’in katmanlı imalat parça ve sistemlerinin tasarım ve üretimi konusunda bilgi birikimini nitelikli insan kaynağımızla bir araya getirerek yeni teknolojilerin ve ürünlerin geliştirilmesini destekliyoruz. Şimdi de GE Aerospace Türkiye Teknoloji Merkezi’nin, sürdürülebilir itki de dahil birçok ileri teknolojiye dayalı araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ev sahipliği yapacak yeni merkezinin açılışını gerçekleştiriyoruz. 400’ün üzerinde araştırmacı mühendisi bir araya getirerek ülkemizin motor teknolojilerinde yenilikçi çalışmalara ivme kazandıracak bu merkezin ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.” dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, ayrıca TTC Kartal Yerleşkesi’nin Ar-Ge Merkezi başvurusunun onaylandığını da ilk kez tören esnasında yaptığı açıklamada paylaştı.

GE Aerospace’in Türkiye’deki faaliyetleri kapsamında, TTC’nin yanı sıra, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) ile 40 yıllık ortaklığa sahip olduğu TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI) Ortak Girişimi bulunmaktadır.TEI, GE Aerospace ve ortakları (CFM International motorları) için CFM LEAP, GEnx ve GE9X motorlarına üretilen türbinler ve kompresörler de dâhil olmak üzere yüzlerce motor bileşeni üretimi ve CFM RISE (Sürdürülebilir Motorlar için Devrimci Yenilik) Programı için prototip oluşturmada GE Aerospace’in küresel tedarik zincirine katkıda bulunmaktadır. 

Türkiye Teknoloji Merkezi’nde yapılan çalışmalardan, Türk Hava Yolları, Pegasus Hava Yolları ve SunExpress’in de dâhil olduğu küresel ve bölgesel ticari müşteriler faydalanmaktadır. TTC bünyesindeki mühendisler, yerli muharip uçağı programı KAAN ve eğitim uçağı programı HÜRJET’in yanı sıra Türkiye’nin hava, kara ve deniz savunma programlarına da destek vermektedir.

GE Aerospace Başkan Yardımcısı ve Mühendislik Genel Müdürü Mohamed Ali yaptığı açıklamada “GE Aerospace’e oldukça yetkin bir işgücü sağlayan ve güçlü bir pazar olan Türkiye, bizi hem ticari hem de savunma müşterilerimize yakın kılmaktadır. Uzun yıllardır Türkiye’de bulunmaktan ve mevcut ortaklığımızın daha da güçlenerek gelecekte de devam edecek olmasından gurur duyuyoruz.” dedi.

TTC Genel Müdürü Dr. Aybike Molbay, “TTC’ye yaptığımız yatırım, Türk havacılık sektörüne olan güvenimizi ve burada çalışan ekiplerin olağanüstü kapasitesini yansıtmaktadır. TTC, yerel ortaklarla iş birliği içinde yürütülen AR-GE ve inovasyon merkezi olmasının yanı sıra hem Türkiye hem de küresel olarak uçuşun geleceğini şekillendirmek, insanları yükseklere çıkarmak ve güvenli bir şekilde evlerine ulaştırmak için sürdürdüğümüz küresel çalışmalarımızın da temel taşlarından biridir.” dedi.

2000 yılında kurulan TTC, GEnx, CFM LEAP, GE9X ve Catalyst motorlarına ek olarak halihazırda hizmet vermekte olan motorların teknolojik gelişimine yönelik küresel mühendislik çalışmalarına da katkıda bulunmaktadır. Aynı zamanda, mühendisler aeroderivatif teknolojileri üzerinde çalışarak ticari motorlardan türetilen deniz ve enerji motorları geliştirmektedir.

TTC mühendisleri ayrıca, CFM’nin RISE programına yaptıkları katkılar sayesinde uçuşun geleceğini şekillendirecek öncelikli alanlardan biri olan emisyon azaltımına yönelik çalışmalar yürütmektedir. GE Aerospace ve Safran’ın yüzde 50-50 ortak şirketi CFM International tarafından yönetilen RISE Programı, mevcut ticari motorlara kıyasla yüzde 20 daha verimli yakıt tüketimine ve yüzde 20 daha düşük karbon emisyonuna sahip motor teknolojileri geliştirmek için çalışmaktadır. TTC mühendisleri açık fanlı motor tasarımı, kompakt çekirdek, hibrit elektrikli tahrik ve hidrojen yanma teknolojileri için ileri araştırmalara da yardımcı olmaktadır.

Yazılım alanında ise TTC mühendisleri, uçuş içi operasyonlar, teknik operasyonlar, bakım, güvenilirlik ve analitik uygulamaları dâhil olmak üzere; GE Aerospace’in küresel müşterileri tarafından kullanılan “Software as a Service (SaaS)” yazılım çözümlerinin geliştirilmesi ve güncellenmesini desteklemek üzere çalışmaktadır.

TTC’nin İstanbul Kartal’daki yeni yerleşkesine ek olarak, Gebze’deki Türkiye Teknoloji Merkezi bünyesinde aşağıdaki laboratuvarlar bulunmaktadır.   

• Katmanlı Araştırma Laboratuvarı, uçak motorlarında 3D baskı bileşenlerinin kullanımının genişletilmesi için çalışmalarını desteklemektedir. 
• Thermofluid Laboratuvarı, yeni ve mevcut ürünlerin iyileştirmelerinin bir parçası olarak ileri termal teknoloji testleri yürütmektedir.
• Gelişmiş İmalat ve Onarım Atölyesi, üretim ve onarım süreçlerini geliştirme ve optimizasyonu yanı sıra ve parça prototipleri oluşturulması çalışmalarını yürütmektedir. 

GE Aerospace’in Gebze’deki TTC tesisleri ve İstanbul’daki yeni TTC yerleşkesi, Türkiye’nin uzun vadeli stratejik büyümesini ve Türkiye’nin küresel havacılık sanayii için bir teknoloji ve mühendislik merkezi olarak konumunu güçlendirmesini desteklemeye devam edecektir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Banka, bu iş birlikleri ile müşterilerine, hayat, ferdi kaza ve hayat dışı branşlarında sigorta ürünleri sunuyor olacak. 

Burgan Bank, HDI Fibaemeklilik ve Fibasigorta ile gerçekleştirdiği iş birlikleri ile müşterilerinin ihtiyaçlarına yönelik özel ve hızlı çözümler sunmaya devam ediyor.

HDI Fibaemeklilik’in hayat ve ferdi kaza branşlarındaki ürünleri ile müşterilerinin hayatını kolaylaştıran çözümler Burgan Bank şubeleri ve müşteri hizmetleri üzerinden sunulmaya başlandı. Fibasigorta’nın hayat dışı branşlarındaki ürünleri de yakın zamanda satışa sunulmaya başlanacak.

Aslı Koçer: “Bankacılık anlayışımız: İhtiyaca göre çözüm”

Müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda ürün yelpazelerini çeşitlendirmeye devam ettiklerini belirten Burgan Bank Birikim Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Aslı Koçer, “İş ortağımız HDI Fibaemeklilik ve Fibasigorta iş birliğiyle şirketlerin hayat, ferdi kaza ve hayat dışı branşlarındaki sigorta ürünlerini ürün gamımıza ekliyoruz. Bu iş birliğiyle müşterilerimize sunduğumuz sigorta ürünlerimizin yelpazesini genişletmiş oluyoruz ve böylece müşterilerimize farklı risklere karşı teminat sunuyoruz. HDI Fibaemeklilik ve Fibasigorta iş birliğiyle, müşterilerimizin farklı ihtiyaç ve beklentilerine yönelik çözümler sunmaya devam ediyoruz” dedi.

Erol Öztürkoğlu: “Yenilikçi ve dinamik sigortacılık deneyimini Burgan Bank müşterileriyle buluşturacağız”

Burgan Bank ile imzalanan iş birliğine ilişkin görüşlerini paylaşan HDI Fibaemeklilik ve Fibasigorta Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, “Bankacılık alanında ülkemizin önemli markalarından olan Burgan Bank ile gerçekleştirdiğimiz iş birliğinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Türkiye’de yenilikçi bankacılık anlayışıyla, üst düzey müşteri deneyimi sunan Burgan Bank’ın kurumsal, ticari, perakende bankacılık segmentlerindeki geniş müşteri kitlesiyle ürünlerimizi buluşturacak olmaktan dolayı heyecanlıyız. HDI Fibaemeklilik ve Fibasigorta olarak, Burgan Bank müşterilerine özel tasarlayacağımız dijital satış ve satış sonrası süreçler ile müşteri ihtiyaçlarına yönelik çözümlerimizle, yenilikçi ve dinamik sigortacılık deneyimini Burgan Bank müşterileriyle buluşturacağız. Çok kıymetli bulduğumuz bu iş birliği ile, HDI Fibaemeklilik ve Fibasigorta olarak sağlam adımlar atmaya devam ediyor, faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde liderlik konumumuzu güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Hayat, hayat dışı ve sağlık branşlarında birçok sigorta şirketinin acenteliğini gerçekleştiren Burgan Bank, geniş ürün yelpazesi ile müşterilerinin her alandaki sigorta ihtiyaçlarına çözüm sunuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üç gün süren etkinliğin ilk gününde ‘Robot Devrimi ve E-Ticaret Lojistiğinin Geleceği’ panelinde konuşmacı olarak yer alan Develioğlu, “Biz ticaretin artık globalleştiğine inanıyoruz. Yeni pazarlara, yeni müşterilere açılmak günümüzde şirketlerin olmazsa olmazı… Bu noktada da lojistik çok önemli bir bariyer. Sahip olduğumuz depo ve lojistik network’üyle Türkiye’den çıkıp Amerika, Almanya, İngiltere gibi global pazarda yer edinmek isteyen markalara operasyonel anlamda önemli fırsatlar sunuyoruz” diye konuştu.

OPLOG, İstanbul’da global e-ticaret ekosistemini buluşturan WorldEF’in düzenlediği ‘yılın en büyük e-ticaret etkinliği’nde yer aldı. E-ticaret özelinde büyük iş birliklerine ev sahipliği yapan WorldEF, e-ticaret odaklı üreticilerden tedarikçilere, servis sağlayıcılardan pazar yerlerine kadar 40 ülkeden geniş bir kitleyi ağırlıyor. Etkinliğe, OPLOG kurucusu ve CEO’su Halit Develioğlu’nun yanı sıra sektörün önemli şirketlerinden transfer ettiği global yöneticileri Chris Sherlock, VP of Revenue (Eski Zendbox CRO), Azeem Baig VP of Fulfillment (Eski Amazon Bölge Müdürü) ve Sophia Aigbe Customer Success Manager de katıldı. CEO Halit Develioğlu ve OPLOG’un global yöneticileri, Türk şirketlerine rekabette lojistik ile bir adım daha önde olmak için neler yapmaları gerektiğini anlattı.

Lojistik, Globalleşme İçin Önemli Bir Bariyer

‘Robot Devrimi ve E-Ticaret Lojistiğinin Geleceği’ (Robot Revolution and the Future of E-Commerce Logistics) panelinde konuşan Develioğlu, “Biz ticaretin globalleştiğine inanıyoruz. Yeni pazarlara, yeni müşterilere açılmak günümüzde şirketlerin olmazsa olmazı. Bu noktada da lojistik çok önemli bir bariyer” dedi. OPLOG’un bu noktada markalara önemli fırsatlar sunduğunu belirten Develioğlu şöyle devam etti: “Sahip olduğumuz depo ve lojistik network’üyle Türkiye’den çıkıp Amerika, Almanya, İngiltere gibi global pazarlarda yer almak isteyen markalara operasyonel anlamda önemli lojistik fırsatlar sunuyoruz. Günümüzde bir markanın yurt dışına açılma sürecinde yabancı pazarlarda oldukça önemli fırsatlar olduğu gerçeği yadsınamaz. Pek çok marka Türkiye pazarında bile zorlanırken, bunu Amerika’da, İngiltere’de, Almanya’da sürdürmek çok daha büyük belirsizlikler içerebilir”. 

 OPLOG’un ‘Kullandığın Kadar Öde’ Modeli 

WorldEF’de gerçekleştirilen panelde konuşan Halit Develioğlu, sadece lojistik operasyonların mükemmelliği değil maliyetlerin kontrol edilmesinin de bu nokta önemli olduğunu belirtirken, “Biz sunmuş olduğumuz hizmetlerde ‘kullandığın kadar öde’ modeliyle çalışan bir şirketiz. Geliştirdiğimiz teknoloji ve sahip olduğumuz yapılarla beraber ‘kullandığın kadar öde’ konseptini işletmelere çok sağlıklı, sürdürülebilir bir lojistik hizmet olarak sunuyoruz” dedi.  Böylelikle lojistik yükü markanın sırtından alarak, herkesin kendi işine odaklanmasını sağladıklarını belirten Develioğlu, “Bu çerçevede markaların kendi işlerini yapmaya odaklanmalarını sağlayarak, lojistik yükünü OPLOG olarak onların sırtlarından alıyoruz. Bulunduğumuz her noktada müşterilerimize hem yazılım anlamında hem de depolarımızla kompakt bir hizmet sunuyoruz” dedi.

OPLOG’un RobotuTARQAN Bu Toprakların Gücünü ve Kültürünü Yansıtıyor 

 E-ticaret sektörünün ihtiyaç duyduğu teknolojik gelişmeyi kendi yazılımları ve robotik teknolojileriyle sağlayan OPLOG’un ‘tech-enabled logistics/teknoloji odaklı lojistik’ anlayışıyla kendi geliştirdiği robotlarla süreçlerde oluşturduğu farklılık ve sektörde yarattığı değişim ve dönüşüm, yurtdışında da ilgiyle karşılanıyor. OPLOG Kurucusu ve CEO’su Halit Develioğlu, WorldEF etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Nasıl İskandinav ülkelerinin Thor’u, Amerika’nın Captain America’sı, Batman’i varsa biz de Tarkan’ın bu topraklardaki gücü ve kültürümüzü yansıtabilecek misyonundan yola çıktık. O yüzden de geliştirmiş olduğumuz robotumuzu TARQAN olarak adlandırdık” dedi. 

Uluslararası Markalara TARQAN’dan Operasyonel Destek 

Robotlar ve OPLOG’un kendi geliştirdiği TARQAN’ın yeni lojistik ortamındaki önemini aktaran Halit Develioğlu şöyle devam etti: “Gelişmiş pazarlarda ciddi bir işçilik problemi bulunuyor. Bugün birçok global firmanın üst yönetiminde işçiliğin geleceğiyle ilgili kaygılar var. TARQAN işte tam da burada devreye giriyor ve işin aslında çok daha verimli, çok daha rekabetçi maliyetlerle yapılabileceğini göstermesi açısından önemli bir avantaj sağlıyor. Biz şu anda Türkiye’deki depolarımızı da kullanarak uluslararası pek çok markaya lojistik desteğimizi devam ettiriyoruz. Bunlardan bir tanesi de Rossmann… Avrupa’nın en büyük kozmetik devlerinden Rossmann’ın Türkiye’deki operasyonlarını, TARQAN robotlarımızla gerçekleştiriyoruz”.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

11 yıldır yaptığı Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarıyla sektörde ön plana çıkan Eriş, geçen yıl Türkiye’nin noodle üzerine çalışan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı resmi ilk ve tek Ar-Ge merkezini kurdu. 22 kişilik ekipten oluşan Eriş Ar-Ge Merkezi, gıda alanındaki sanayi-üniversite iş birliği kapsamında Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Teknoloji Transfer Ofisi’nin (TTO) bilimsel çalışmaları sonucu Türkiye’nin fonksiyonel Vitamin Destekli ilk Probiyotikli Noodle ürününü geliştirdi. Cirosunun yüzde 5’ini Ar-Ge’ye ayıran Eriş’in inovasyon çalışmaları kapsamında geliştirdiği yeni fonksiyonel ürünü bağışıklık sistemini destekliyor ve sindirim sisteminin düzenlenmesine fayda sağlıyor.

2013 yılından bu yana aralıksız olarak lezzet noktasında önemli Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmaları gerçekleştiren Eriş, 2023 yılında Türkiye’nin noodle üzerine çalışan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı resmi ilk ve tek Ar-Ge Merkezini kurdu. Doktora, yüksek lisans ve lisans eğitimine sahip 22 kişilik bir araştırma ekibinden oluşan Eriş Ar-Ge Merkezi, birçok üniversite ile sanayi-üniversite iş birliği kapsamında Ar-Ge projeleri yürütürken, Türkiye’nin ilk ve tek probiyotikli noodle ürününü Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) iş birliği ile geliştirdi. Cirosunun yüzde 5’ini Ar-Ge’ye ayıran Eriş’in inovasyon çalışmaları kapsamında piyasaya sürdüğü yeni fonksiyonel ürünü bağışıklık sistemini destekliyor ve sindirim sisteminin düzenlenmesine fayda sağlıyor. Koruyucu, tatlandırıcı, renklendirici ve MSG gibi lezzet artırıcılar içermeyen Vitamin Destekli NUDO Probiyotikli Noodle, aynı zamanda B1, B3, B6, B12 vitaminlerinin etkisi ile yorgunluğun ve bitkinliğin azaltılmasına ve günlük B vitamini ihtiyacımızın yüzde 15’inin giderilmesine yardımcı oluyor.

Noodle sektörünün gelişmesi için önemli bir adım

Noodle’ın ülkemizde özellikle 7-35 yaş arası tüketiciler arasında en hızlı büyüyen gıda kategorilerinden biri haline geldiğini belirten Eriş Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Abdullah Eriş, Türkiye’nin 480 milyon porsiyon noodle tüketimi ile dünya sıralamasında 23’üncü sırada yer aldığını bildirdi. Ülkemizde yaklaşık 4 milyar TL’lik hacmi bulunan pazarın her geçen gün büyüme kaydettiğine de dikkat çeken Dr. Abdullah Eriş, “Eriş olarak noodle pazarına sağlıklı ve yenilikçi ürünler sunmak amacıyla sürekli araştırma çalışmaları içindeyiz. Bu kapsamda 2023 yılında Türkiye’nin noodle üzerinde çalışan ilk ve tek Ar-Ge merkezini kurduk. Ar-Ge çalışmalarımızda yeni nesil fonksiyonel noodle ürünleri geliştirmeyi temel hedef aldık. Bu hedefimiz doğrultusunda geliştirdiğimiz ‘Vitamin Destekli NUDO Probiyotikli Noodle’ Türkiye’nin ilk ve tek fonksiyonel noodle ürünüdür. Gıda alanında üniversite-sanayi iş birliği kapsamında gerçekleştirdiğimiz bu çalışmanın, noodle sektörünün büyümesi ve gelişmesi noktasında önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz. Özellikle gençler tarafından çokça tercih edilen noodle’ı insan sağlığını destekleyen, besleyici, fonksiyonel ve güvenilir bir gıda ürünü haline getirdik” şeklinde konuştu.

Hedefimiz kaliteli ve sağlıklı noodle’ın öncüsü olmak 

Gıda sektöründe yenilikçi ürünleri ile ön plana çıktıklarını belirten Dr. Abdullah Eriş, noodle pazarında lezzet arttırıcı, koruyucu ve renklendirici içermeyen ürünlerle farklılaşan, sağlıklı, kaliteli ve hijyen odaklı bir marka olduklarından söz etti.  Noodle üretimin her aşamasında kaliteye ve gıda güvenliğine önem veren Eriş’in tüm ürünlerinin kalite belgeleri ve sertifikalarına sahip olduğuna dikkat çeken Dr. Abdullah Eriş: “Ciddi bir yatırım ve liyakatli insan kaynağına sahip Eriş Ar-Ge merkezinin temel görevi; sağlıklı, hijyenik, kaliteli ve helal niteliklere sahip ürünler geliştirmek. Bu doğrultuda üretim aşamasında kullandığımız tüm hammaddeler bu kriterlere göre seçilirken, üretim süreçlerimiz ve depolama prosedürlerimiz de bu ilkeler ve bilimsel disiplinler doğrultusunda dizayn edildi. Tesislerimiz gıda güvenliği noktasında en üst otorite olarak kabul edilen BRCGS belgesi ne sahip olmakla beraber tüm ISO kalite sistem belgelerine de sahibiz” dedi. 

Eriş lezzetini farklı coğrafyalara taşımak istiyoruz

Firma olarak un ihracatında yakaladıkları başarıyı noodle ile de devam ettirdiklerini belirten Eriş, halihazırda 23 ülkeye gerçekleştirilen noodle ihracatını önümüzdeki dönemde 40 farklı ülkeye ulaştırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Öncelikli hedef pazarları arasında; Avrupa Birliği ve komşu ülkelerin yanı sıra Afrika Ülkeleri ve Orta Doğu ülkelerini sıralayan Dr. Abdullah Eriş, noodle piyasasındaki hedefleri ve ihracata yönelik çalışmaları hakkında şunları söyledi: “Nudo ve Dudomi markalarımız ile faaliyet gösterdiğimiz noodle pazarında öncelikli hedefimiz kategorinin sağlıklı, lezzetli ve fonksiyonel ürün zenginliğini arttırmak ve bu noktada öncü bir misyon üstlenmek. Uzun vadeli hedefimiz ise ilave yatırımlarla üretim kapasitemizi artırmak ve yenilikçi noodle lezzetlerimizi ihracat rotamızdaki 23 ülkenin yanı sıra dünyanın farklı kültür ve coğrafyalarına da ulaştırmak. Eriş olarak, bugün itibarıyla 50’den fazla ülkeye gerçekleştirdiğimiz ihracatla Türkiye’nin önde gelen ihracat firmaları arasındaki yerimizi her geçen yıl daha yukarılara taşımaktayız.”

Yıldız Teknoloji Transfer Ofisi iş birliği ile geliştirildi

2013 yılından bu yana aralıksız olarak lezzet noktasında önemli Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmaları gerçekleştiren Eriş, Türk gıda mühendislerinin araştırmaları sonucunda geliştirilen Vitamin Destekli NUDO Probiyotikli Noodle hem sağlıklı beslenme ihtiyacına hem de yeni nesil tüketicinin hassasiyetlerine lezzetli çözüm sunuyor. 

Sağlığa yararlı organizmaları ürüne adapte ettik 

Toplantıda konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Enes Dertli, yapılan çalışma sonucu insan sağlığına yararlı bir ürün ortaya çıkardıklarını belirterek, “Eriş ile yaptığımız Ar-Ge çalışmaları sonucu sağlığa yararlı organizmaları, bir gıda ürününe adapte etmiş olduk. Böylece hem gıda hem de insan sağlığına yararlı bir ürün ortaya çıktı.  Nudo Noodle, sindirim sistemi sağlığını desteklemek ve vücudu daha sağlıklı hale getirmek için özel olarak formüle edilmiş probiyotikler içeriyor. Probiyotikler, sindirim sistemi sağlığını destekleyen yararlı mikroorganizmalar olarak bilinir. Bu probiyotikler, sindirim sağlığını destekleyerek bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücuda faydalı mikroorganizmalar ekleyerek sağlıklı olmamıza katkıda bulunurlar ”dedi. 

Nudo noodle bilimsel çalışmaların ürüne dönüşmesinin en güzel örneği  

Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Salih Karasu ise “Yıldız Teknik Üniversitesi ve Eriş Ar-Ge Merkezi iş birliğiyle ortak geliştirmiş olduğumuz bu ürün üniversite sanayi iş birliği ve laboratuvardaki elde etmiş olduğumuz bilimsel bilginin teknolojiye dönüşmesi adına en önemli bir örnek. Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği olarak biz bu tarz çalışmaların her zaman yanındayız, destekliyoruz ve bu tarz çalışmalara her zaman açığız.”

Üniversite sanayi iş birliği eczanede satılan bir ürünü market raflarına taşıdı 

Eriş ile inovasyona ve sürdürülebilirliğe dayalı iş birliği hakkında konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya-Metalurji Fakülte Dekanı Prof. Dr. Osman Sağdıç, Vitamin Destekli NUDO Probiyotikli Noodle çalışmaları ve ürünün özellikleri hakkında şunları söyledi; “ Bugün önümüzde gurur verici bir tablo var. Üniversite sanayi iş birliğinin çok önemli bir ürüne dönüştüğünü görmek akademisyenler olarak bizi çok mutlu ediyor. Üniversitedeki laboratuvarlarımızda gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge çalışmalarının katma değerli ürüne dönüşmesini her zaman ön planda tutuyoruz. Çalışmalarımız sonucunda gurur duyacağımız bir ürünü ortaya çıkardık. Herkesin tüketeceği ekonomik olarak öğrenciye bile hitap edebilecek bir ürünü sağlıklı bir şekilde piyasaya sunduk. Eczanede satılan bir ürünü market raflarına taşıyarak insanların sağlığına büyük bir katkı sundukları için Eriş firmasını bir kez daha tebrik ediyorum” açıklamasında bulundu.

Özkaya: Bilgiyi ürüne dönüştürüyoruz

Toplantıda konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bestami Özkaya, katma değeri yüksek ürünlerin oluşturulmasında üniversite-sanayi iş birliğinin önemine değinerek şunları söyledi: “Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü bilginin ürüne dönüştürülme potansiyelinin oldukça yüksek olduğu bir bölüm. Yeni nesil üniversitelerde ARGE faaliyetlerinin ürüne dönüşmesi için sanayiyle iş birliğinin olması en önemli unsur. Yıldız Teknik Üniversitesi Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden biri olmasının yanı sıra Türkiye’nin en iyi teknoparkına da sahip. Bu teknoparkta üreticilerin, sanayicilerin, start-up firmalarının, daha kolay entegre olmalarını ve çalışmalarını hızlandırmalarını sağlayacak birtakım faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Üniversite sanayi iş birliğine destek verdiği için Eriş’e çok teşekkür ediyoruz.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından yayınlanan ihracat istatistiklerine göre; kuru meyve sektörünün muhteşem üçlüsünün miktar bazındaki ihracatı ise; yüzde 12’lik düşüşle 328 bin tondan, 290 bin tona geriledi.

Miktardaki düşüşe karşın elde edilen döviz tutarındaki artış ortalama ihraç fiyatının dolar bazında yüzde 22 artması sayesinde oldu. 2022/23 sezonunda üç ürünün ortalama kilogram ihraç fiyatı 2,84 dolar iken, 2023/24 sezonunun aynı döneminde 3,46 dolara yükseldi.

Çekirdeksiz kuru üzüm ihraç fiyatı 3 bin dolara koşuyor

Türkiye’nin kuru meyve ihracatını domine eden çekirdeksiz kuru üzüm ihracatıımızın 1 Eylüy 2023 – 3 Haziran 2024 tarihleri arasında 175 bin 641 ton karşılığı 395 milyon 444 bin dolar olduğunu dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, 9 aylık dönemde çekirdeksiz kuru üzümün ortalama ihraç fiyatının bin 692 dolardan, 2 bin 248 dolara çıktığı bilgisini verdi.

Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımızın 1 Eylül 2022 – 3 Haziran 2023 tarihleri arasında miktar bazında 196 bin 581 ton olurken, döviz getirisinin 332 milyon 884 bin dolar olduğunu hatırlatan Işık, “Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı miktar bazında yüzde 11’lik gerileme yaşasada, döviz gerisini yüzde 19 arttı. Kuru üzümümüzün ihraç fiyatı dolar bazında yüzde 33 artmış oldu. Son bir haftalık süreçte çekirdeksiz kuru üzümün ortalama ihraç fiyatı 2 bin 839 dolara ilerledi ve 3 bin dolara yaklaştı. Bu başarıya emek veren tüm üreticilerimizi ve ihracatçılarımızı kutluyoruz” diye konuştu.

Cennet meyvesi olarak tanımlayan kuru incirde sezonun başladığı 6 Ekim 2023 tarihinden, 3 Haziran 2024 tarihine kadar geçen 8 aylık süreçte 54 bin 876 ton kuru incir ihraç edildiğini aktaran Başkan Işık sözlerini şöyle sürdürdü; “Kuru incir ihracatımız 2022/23 sezonunun aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 6 düşsede, döviz gelirimiz yüzde 19’luk artışla 209 milyon dolardan 249 milyon dolara ulaştı. Kuru incirimiz geçen sene ton başına 4 bin 240 dolara ihraç edilmişken, bu sezon yüzde 29 daha katma değerli ihraç ettik ve kuru incirimizin ihraç fiyatı ton başına 5 bin 458 dolara ilerledi. Son bir haftalık dönemde kuru incirimizin ortalama ihraç fiyatı 6 bin 431 dolara çıktı. Kuru incirimizin ihraç fiyatının bu seyirle 6 bin 500 doları geçmesini bekliyoruz. Kuru incir ihracatında 2023/24 sezon sonu için belirlediğimiz 300 milyon dolar hedefine emin adımlarla ilerliyoruz.”

Türkiye, üretim merkezi Malatya olan ancak ihracatta Ege Bölgesi’nin lider olduğu kuru kayısıda, 1 Ağustos 2023- 3 Haziran 2024 tarihleri arasında 60 bin 320 ton kuru kayısı ihraç etti ve 362 milyon 124 bin dolar döviz geliri elde etti. Kuru kayısıda ortalama ihraç fiyatı dolar bazında yüzde 13’lük artışla 6 bin 27 dolardan, 6 bin 785 dolara yükseldi. Kuru kayısıda ortalama ihraç fiyatı 7 bin dolara yaklaştı.

Çekirdeksiz kuru üzümde İngiltere zirvede

Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm ihracatında İngiltere, 93 milyon 797 bin dolarlık tutarla zirvedeki yerini korurken, İngiltere’ye kuru üzüm ihracatı yüzde 17 artış gösterdi.

Hollanda, 2022/23 sezonunun 9 aylık döneminde Türkiye’den 41 milyon dolarlık çekirdeksiz kuru üzüm ihraç etmişken, 2023/24 sezonunun aynı zaman aralığında yüzde 29’luk artışla 53 milyon dolarlık kuru üzüm ithal etti ve Almanya’yı geçerek ikinci sıraya yerleşti. Almanya Türkiye’den 40,5 milyon dolarlık çekirdeksiz kuru üzüm ithal etti ve zirvenin üçüncü sırasına adını yazdırdı.

İtalya’ya çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımız yüzde 33’lük artışla 22 milyon dolardan 29,5 milyon dolara çıkarken, Avustralya’ya çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımız miktar bazında yüzde 58, döviz bazında yüzde 85’lik gelişim gösterdi ve 12,7 milyon dolardan 23,4 milyon dolara çıkdı. Bu ülkeleri, 23 milyon 133 bin dolarlık kuru üzüm talebiyle Fransa ve 20,4 milyon dolarlık taleple Japonya takip etti.

Turkish Tastes TURQUALITY Projesiyle ABD’ye kuru incir ihracatı arayı açtı

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Amerika Birleşik Devletleri pazarında Türk gıda ürünlerinin bilinirliğini ve ihracatını artırmak için sürdürdüğü Ticaret Bakanlığı destekli TURQUALITY Projesi meyvelerini veriyor. Türkiye’nin ABD’ye kuru incir ve kuru kayısı ihracatı ortalamanın üzerinde artıyor. 6 Ekim 2023-3 Haziran 2024 tarileri arasında ABD’ye kuru incir ihracatı yüzde 65’lik rekor artışla 30,8 milyon dolardan 51 milyon dolara çıktı.

Zirve ortağı Fransa’ya yapılan kuru incir ihracatı yüzde 16’lık yükselişle 25 milyon dolardan 29 milyon dolara ilerledi. Türkiye, Almanya’ya ise; yüzde 13’lük artışla 28 milyon dolar kuru incir ihraç etti. İtalya 13,3 milyon dolarlık, Kanada 11,4 milyon dolarlık ve Japonya 10,4 milyon dolarlık Türk kuru inciri talep etti.

Kuru kayısı ihracatında ABD 61,3 milyon dolarlık taleple açık ara birinci ülke olurken, Fransa’ya 33,5 milyon dolarlık, Almanya’ya 29 milyon dolarlık kuru kayısı ihraç edildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Inveo Yatırım Holding CEO’su
 Onur Topaç, bugüne kadar girişimcilik ekosistemindeki farklı sektörlerden 100’e yakın şirkete, 10 milyon doların üzerinde yatırım yaptıklarını söyledi.  

Inveo Yatırım Holding ve Gedik Yatırım tarafından kurulan ve grubun teknoloji girişimciliği yatırımları nezdinde yönetim merkezi olarak konumlanan Inveo Ventures, Bridgevent 2024 etkinliğinde ekosistem paydaşlarıyla bir araya geldi. 

Bölgenin lider kurumsal girişim sermayesi olmayı hedefleyen Inveo Ventures, bu yolculukta en büyük gücü, yatırım yaptığı girişimlerden alıyor. Girişimciler için yatırımcıdan öte yol arkadaşı olma vizyonuyla hareket eden Inveo Ventures, girişimciler ve yatırımcılar arasında bir değer köprüsü kurmayı amaçladığı Bridgevent 2024 etkinliğini gerçekleştirdi. 

Inveo Yatırım Holding CEO’su Onur Topaç ve Inveo Ventures Genel Müdürü Haluk Nişli’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Bridgevent, grubun teknoloji girişimciliğiyle ilgili hedeflerinin anlatıldığı ‘Yatırımdan Daha Fazlası’ başlıklı panelle başladı. Bu panelin ardından, ‘Yatırım ve Sinerji: CVC’den Startup’lara Stratejik Yaklaşımlar’, ‘Kadın Liderler: Güçlü Kadınlar, Güçlü Yatırımlar’, ‘Engelleri Aşmak: Fundraising Süreçleri’ ve ‘İşin Mutfağında Yer Almak’ başlıklarında paneller düzenlendi. 

Panellerde Doğukan Çetin (APY Ventures), İlker Temuzkuşu (Vestel Ventures), Erkan Yağcıoğlu (100. Yıl Girişim Sermayesi), Başak Zorlutuna (ScaleX Ventures), Günce Önür (Startup Wise Guys), Elif Boyner (iyiyaşa), Zeynep Eliçin (Varsapp), Murat Hacıoğlu (B2Metric), Emre Öget (Retter.io), Egehan Asad (Novus), Berkin Toktaş (Revo Capital) ve Barış Özistek (Boğaziçi Ventures) konuşmacı olarak yer aldı.

Inveo’nun ekosistemi her yıl istikrarlı büyüyor

Inveo Yatırım Holding CEO’su Onur Topaç, 2024 yılında, holding bünyesinde yeni şirketler kurarak veya mevcut şirketlere ortak olarak, finansal ve entelektüel sermaye yatırımlarıyla, şirketlerinin değerini maksimize etmeyi amaçladıklarını söyledi. Ekosistemlerinin her yıl istikrarlı bir şekilde büyümeye devam edeceğini belirten Topaç, “Piyasa değerimizde 2028 itibarıyla 1,7 milyar dolar seviyesine ulaşma vizyonumuzu gerçekleştirmek için üstün bir özveriyle çalışacağız” dedi.

Inveo Ventures’ın Türkiye’nin parlayan yıldızlarını keşfedip onlara destek vermeyi amaçladığını belirten Onur Topaç, “Uzun yıllar öncesine dayanan bir hayalin gerçeğe dönüşmesi yolundaki atılımlarımızdan büyük gurur duyuyorum. Bugüne kadar, girişimcilik ekosistemindeki farklı sektörlerden 100’e yakın şirkete, toplamda 10 milyon doların üzerinde yatırım yaptık. Bu girişimlere değer katmayı ve onların global pazarlarda rekabet edebilir hale gelmelerine destek olmayı sürdürüyoruz” diye konuştu.

Daha fazla unicorn ve decacorn çıkarabilecek potansiyelimiz var

Türkiye’de girişimcilik ekosisteminde son 10 yılda 2.000’i aşkın işlemde 5 milyar dolara yakın yatırım yapıldığını vurgulayan Onur Topaç, geleceğe ilişkin öngörülerini şöyle açıkladı: “Ekosistemin, özellikle son yıllarda hızlanarak büyüdüğünü, Türkiye’den çıkan girişimlerin global oyuncular arasında yer bulduğunu ve teknolojiye olan yatırımcı ilgisinin arttığını görmek sevindirici. Nitekim ülkemizden 5 unicorn, 2 de decacorn çıktı. Bugün 374 Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, 29 Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığının bulunması, çok sayıda kurumsal girişim sermayesinin kurulmuş ya da kurulma aşamasında olması, çok sayıda girişimcinin katılımı, ekosistemdeki muazzam gelişime işaret ediyor. Önümüzdeki 10 yılda, daha fazla şirketin teknolojik inovasyona yatırımcı olacağını olacağını düşünüyorum. Daha fazla bireysel yatırımcı, doğrudan ya da dolaylı olarak ekosisteme gelmeli. Türkiye, daha fazla unicorn ya da decacorn çıkarabilecek potansiyele sahip. Bu yolla daha fazla teknoloji ihracatı yapabilecek konuma erişmeliyiz. Inveo Ventures’ın, gelecek 10 yıl içinde, büyüyen ekosistemin önemli bir oyuncusu olarak, portföyü 100 girişim şirketine ulaşmış, yerelden globale açılmak için nakdi ve gayrinakdi kaynak arayan teknoloji girişimleri için bir cazibe merkezi haline gelmesini planlıyoruz. Yatırım yaptığımız girişimlerden bir unicorn çıkarmayı hedefliyoruz. Portföyümüzdeki teknoloji şirketlerinin halka arzına önderlik etmek de hedeflerimiz arasında yer alıyor.”

Inveo Ventures Genel Müdürü Haluk Nişli de Bridgevent’e katılım gösteren paydaşlara teşekkür ederek, “Bridgevent etkinliği, girişimcilerimizle aramızdaki bağları daha da güçlendiren ve girişimcilik ekosisteminin birlikte büyümesinin anlamını gösteren bir platform oldu. Inveo Ventures olarak, sadece finansal destek sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda girişimcilere stratejik rehberlik de sunuyoruz. Amacımız, yatırım yaptığımız her şirketin global pazarlarda rekabet edebilir hale gelmesini sağlamak ve onlara sürdürülebilir büyüme yolculuklarında eşlik etmek. Büyük bir aile olduğumuz tüm girişimcilerimizle daha nice etkinliklerde buluşmayı dört gözle bekliyoruz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı