Kategori: Magazin

  • İGA İstanbul Havalimanı yurt dışı personel değişimiyle sektörel iş birliklerini sürdürüyor

    İGA İstanbul Havalimanı yurt dışı personel değişimiyle sektörel iş birliklerini sürdürüyor

    Dünya havacılık sektörünün liderlerinden İGA İstanbul Havalimanı, havalimanlarının operasyonel mükemmelliğini, bilgi alışverişini ve çalışanların deneyimini artıracak uluslararası iş birliklerine devam ediyor. İGA İstanbul Havalimanı, Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO), Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) ve dünyanın en saygın havalimanlarının paydaşlığıyla hayata geçirilen “Secondee ve Geçici Personel Değişim Programları”na iki yıldır Türkiye’de liderlik ediyor.

    İGA Akademi’nin çalışanların kişisel gelişimlerini desteklemek, uluslararası deneyim ve kültür paylaşımını teşvik etmek, havacılık ekosistemine katma değer sağlamak amacıyla 2 yılı aşkın süredir düzenlediği “Secondee ve Geçici Personel Değişim Programları” aracılığıyla İGA İstanbul Havalimanı’nın asgari bir yıl dış göreve gönderdiği 6, dışarıdan misafir ettiği de 12 çalışan bulunuyor.

    Küresel havacılık akademilerinin öncülüğü görevini üstlenen İGA Akademi’nin “Kardeş Havalimanları” projesi kapsamında bu yıl Güney Kore Incheon Uluslararası Havalimanı ile ortak çalıştığı “Secondee ve Geçici Personel Değişim Programları”nın ilk dönem mezunu Seoyun Kim oldu. 

    Mezuniyet törenine İGA İstanbul Havalimanı yöneticilerinin yanı sıra Incheon Havalimanı Kurumsal Strateji Grubu Genel Müdür Yardımcısı Ga Kyun Shin, Uluslararası İlişkiler Direktörü Vin Kim, Uluslararası İlişkiler Kıdemli Müdürü Jun Choi ve üst düzey yöneticileri katıldı. İstanbul Havalimanı’nda bir yıl boyunca ‘secondee’ (geçici personel) olarak görev yapan Seoyun Kim, törende, farklı departmanlarda kazandığı deneyimleri ve önerileri içeren bir sunum yaptı.

    Soldan Sağa Fotoğraf Altı: Tunç Cavcav –  İGA  İstanbul Havalimanı İnsan ve Kültür Kıdemli Müdürü – Seoyun Kim – Secondment Programı – Secondee ve Geçici Personeli

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Tüik: Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %61,78, aylık %3,23 arttı

    Tüik: Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %61,78, aylık %3,23 arttı

    Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup %39,57 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise %104,50 ile eğitim oldu.

    Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre azalan ana grup %-2,58 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise %8,08 ile konut oldu (ana harcama gruplarına göre endeksler, ağırlıklar ve değişim oranları Ek Tablo-1’dedir).

    Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Temmuz ayı itibarıyla, 24 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 115 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

    Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık %60,31, aylık %2,47 oldu

    İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %2,47, bir önceki yılın Aralık ayına göre %28,48, bir önceki yılın aynı ayına göre %60,31 ve on iki aylık ortalamalara göre %68,37 olarak gerçekleşti.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Tüik: Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık %41,37 arttı, aylık %1,94 arttı

    Tüik: Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık %41,37 arttı, aylık %1,94 arttı

    Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık %41,84 arttı

    Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %60,34 artış, imalatta %41,84 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %25,27 artış ve su temininde %75,40 artış olarak gerçekleşti.

    Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %36,96 artış, dayanıklı tüketim mallarında %49,78 artış, dayanıksız tüketim mallarında %55,41 artış, enerjide %31,09 artış ve sermaye mallarında %40,06 artış olarak gerçekleşti.

    Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde aylık %1,42 arttı

    Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %1,55 artış, imalatta %1,42 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %7,37 artış ve su temininde %5,28 artış olarak gerçekleşti.

    Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %1,57 artış, dayanıklı tüketim mallarında %1,20 artış, dayanıksız tüketim mallarında %0,58 artış, enerjide %6,28 artış ve sermaye mallarında %1,78 artış olarak gerçekleşti.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yatırım Finansmanında En Uygun Maliyetli Kaynak: ECA Kredileri

    Yatırım Finansmanında En Uygun Maliyetli Kaynak: ECA Kredileri

     Servo Capital Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Kiziroğlu ve Finansman’dan Sorumlu Direktörü İnci Balkan, maliyet ve vade avantajıyla son dönemde rakiplerinin önüne geçip yatırımlarına devam etmek isteyen şirketler için en önemli kaynak olarak değerlendirdikleri ECA Kredilerine erişim, başvuru ve kredi temini süreçleri ve gereklilikleriyle ilgili bilgiler aktardılar. 

    Finans sektöründe bilinen adı ile ECA Kredileri ya da İhracat Kredileri, dünya genelinde ülkelerin yerel üreticilerinin ihracatını teşvik etmek amacıyla oluşturulan kredileri ifade ediyor. ECA Kredileri, ülkemizde Türk Eximbank ve diğer kuruluşlar gibi, bu amaçla hayata geçen ve sigorta/kredi veren kurum ve kuruluşlarca sağlanıyor. ECA Kredileri, doğrudan ECA Kuruluşları tarafından kullandırıldığı gibi, genellikle ECA Kuruluşlarının verdiği garanti/sigorta kapsamında, ticari bankalar tarafından da kullandırılabiliyor. ECA Kuruluşları politik ve ticari nedenlerle doğrudan ticari bankaların üstlenmediği riskleri barındıran yatırımlara yönelik ihracatçı kurum ya da ticari finansman lehine güvence vererek, yatırımların finanse edilebilmesini sağlayabiliyor.

    Farklı sektörlerden farklı büyüklükteki şirketlere kredi, büyüme yatırımı, ortaklıklar, operasyonel ve finansal yeniden yapılandırma gibi finansman ve iş çözümleri sağlayan kurumsal finansman şirketi Servo Capital Advisors’un (Servo Capital) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Kiziroğlu, ECA Kredilerinin yatırımın finansmanı için mutlaka değerlendirilmesi gereken bir alternatif olduğuna dikkat çekti ve “ECA Kredileri şu anda diğer finansman alternatiflerine göre yaklaşık EURIBOR + %1 gibi daha uygun maliyetle ve 10 – 12 sene gibi daha uzun vadeyle temin edilebilir durumda. Bunun yanı sıra, Finansal Danışmanlarca kurgulanacak yapılarla sadece ithal edilecek makine ekipmanının değil, yerelde gerçekleştirilen yatırım harcamalarının bir kısmının finansmanını da ECA Kredisi çatısı altına sağlamak mümkün. Yine Finansal Danışmanlarca kurgulanacak yapılarla sadece tek bir ülke ve tedarikçiden yapılacak makine ithalatındansa, farklı ülke ve tedarikçilerden yapılacak ithalatın hepsinin ECA kapsamına alınabilmesi için yollar var. Şu anda en ucuz ve en uygun vadeli kaynak olarak öne çıkan ECA kredileri, rakiplerinin önüne geçmek için yatırım finansmanı arayan şirketlere fırsat sunuyor” şeklinde konuştu.

    Kaan Kiziroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “2023 yılında dünya genelinde enflasyon dalgası ve 21. Yüzyılın en yüksek seviyesine ulaşan faiz oranları, yatırım maliyetlerini ve finans kuruluşlarının risklerini olumsuz etkiledi. Öte yandan ihracat finansmanı, 2022 yılına göre yüzde 70’in üzerinde artış gösterdi. Bunda, geleneksel finansman yöntemlerine uygun maliyetli ve uzun vadeli bir alternatif sunan ECA Kredilerinin payı büyük. Doğru finansman kaynağı ve yapısı, şirketinizin olası dalgalanmalara karşı direncini güçlendiren en önemli dayanaktır. Yatırımın ödeme yeteneklerine göre özel oluşturulmuş geri ödeme yapısı ve görece düşük finansman maliyeti, rakipler karşısında da önemli bir avantaj sağlar. Öte yandan, yurtdışından sağlanan bu finansman alternatifi ile şirketinizin yurtdışı ECA Kuruluşu ve yurtdışı finansörler nezdinde de kredibilitesinin olması, diğer finansörler nezdinde de olumlu olarak değerlendirilecektir.”

    Türkiye’nin Kredi Notu Yükselişi ve Risk Primi Düşüşü Paralelinde ECA Kredi İşlemlerine Hız Kazandıracak

    Servo Capital Finansmandan Sorumlu Direktörü İnci Balkan, önümüzdeki dönemde özellikle Türkiye’nin kredi notu yükselişi ve risk primi düşüşü paralelinde ECA Kredi işlemlerinin daha da hız kazanacağının altını çizdi ve  “Ülkemizde şirketlerin, bu kredilerden maksimum şekilde faydalanabilmek için hazırlıklarını mutlaka tamamlamaları gerekiyor. Firmalarımızın yatırım kararı verirken ilgili makine ekipmanının fiyatının yanı sıra ilgili ülkenin ECA kuruluşu vasıtası ile kullanabilecekleri finansmanın da şartlarını masaya yatırmasını ve karar öncesinde finansman maliyeti de dahil olarak bir maliyet karşılaştırması yapmasını öneriyoruz. Servo Capital olarak, farklı sektörlerden farklı boyutlarda şirketlere, ECA Kredilerine erişim konusunda yardımcı oluyoruz” dedi.

    İnci Balkan, bu dönemde Türkiye’deki en aktif çalışan İhracat Kredi Kuruluşlarının, US EXIMBANK (ABD), HERMES (Almanya), UKEF/ECGD (İngiltere), COFACE (Fransa), ÖKB (Avusturya), NCM/ATRADIUS (Hollanda), SACE (İtalya), EDC (Kanada), NEXI/JBIC (Japonya), KEXIM, K-SURE (Kore), Sinosure (Çin) olduğunu da sözlerine ekledi.

     

    ECA Kredilerinden Maksimum Şekilde Faydalanmak İsteyen Şirketlere, Servo Capital’den 7 Altın Öneri:

    Servo Capital Finansmandan Sorumlu Direktörü İnci Balkan, Servo Capital’in ECA Kredilerinden maksimum şekilde faydalanmak isteyen şirketler için hazırladığı 7 Altın Öneriyi şöyle sıraladı:

    1. İngilizce finansal tablolarınızı bağımsız denetçinize hazırlatın,
    2. Ülke Kredisi aranjmanı yapacak ECA kuruluşları ve bankalarıyla iyi ilişkisi olan ve en yüksek miktarda krediyi kullanabilmenizi sağlayacak yapıyı kurabilecek finansal danışmanınızı seçin. Böylelikle hem zaman kaybetmeyin hem de işlemin başarılı şekilde tamamlanmasının olasılığını arttırın,
    3. Yatırım fizibilitesi ve öykünüzü, finansal danışmanınızla hazırlayın,
    4. Birkaç ülkeden ithalat yapılacaksa, ECA konsolidasyonu için özellikli yapının oluşturulması sürecini finansal danışmanınıza bırakın,
    5. ECA kuruluşunun Türkiye limitini ve nakdi finansmanı sağlayacak finansman kuruluşunun limitlerini kontrol edin. Kreditörlerin nabzını tutun,
    6. Finansman sağlayacak ECA bankalarının hepsiyle temasa geçip en ucuz fiyatı, en uzun vadeyi verecek ve işi yapabilecek bankayı seçmek için ihale yapın,
    7. İlerleyen dönemde gerçekleştireceğiniz başka işlemlerinizde Şirketinizi/Grubunuzu kısıtlamaması için dökümantasyon müzakeresini çok dikkatli yapın.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Çalık Enerji'nin yeni CEO'su Temel Kotil oldu

    Çalık Enerji'nin yeni CEO'su Temel Kotil oldu

    Çalık Holding’in enerji sektöründe EPC projeleri, yenilenebilir enerji yatırımları, dağıtım ve perakende alanlarındaki faaliyetlerini yürüten dünyanın önde gelen enerji şirketleri arasında yer alan Çalık Enerji’de üst düzey atama gerçekleşti. 30 yılı aşkın deneyimiyle havacılık ve uzay sanayii sektöründe başarılı işlere imza atan Temel Kotil, 1 Ağustos 2024 tarihi itibarıyla Çalık Enerji’nin CEO’luk görevini üstlendi. 

     

    Faaliyette bulunduğu her coğrafyada insan yaşamına değer katacak projeler üreten Çalık Holding şirketlerinden Çalık Enerji’de üst düzey atama gerçekleşti. Havacılık ve uzay sanayii sektöründe farklı şirketlerde 30 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Temel Kotil, son olarak Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) Genel Müdürü olarak görev yapıyordu.  

     

    Temel Kotil hakkında

    İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak Mühendisliği bölümünden 1983 yılında mezun olan Temel Kotil, 1986’da ABD Michigan Üniversitesi’nin Uçak Mühendisliği bölümünde yüksek lisansını, 1987’de aynı üniversitede Makine Mühendisliği dalında ikinci yüksek lisansını, 1991’de de yine Michigan Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği bölümünde doktorasını tamamladı. 1991-1993 yılları arasında İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde havacılık ve ileri kompozit laboratuvarlarının kuruculuğu ve yöneticiliğini yapan Kotil, İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde Yardımcı Doçent ve Doçent olarak hizmet verdi ve aynı fakültede Bölüm Başkan Yardımcılığı ve Fakülte Dekan Yardımcılığı görevlerini yürüttü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanı görevlerinin ardından 2003 yılında THY’deki kariyerine Teknik Genel Müdür Yardımcısı olarak başlayan Kotil, 2005 yılında THY Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyeliği’ne atandı. 2005 – 2011 yılları arasında THY Teknik A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı, 2010 – 2012 yılları arasında Sun Express Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. 2015 – 2023 yılları arasında TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alan Kotil, 2016 – 2024 yılları arasında TUSAŞ Genel Müdürlüğü görevini yürüttü. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • EİB'den temmuz ayında 1 milyar 541 milyon dolarlık ihracat

    EİB'den temmuz ayında 1 milyar 541 milyon dolarlık ihracat

    Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) temmuz ayında yüzde 6’lık artışla 1 milyar 541 milyon 896 bin dolarlık ihracata imza attı. EİB’nin 2023 yılı temmuz ayı ihracatı 1 milyar 458 milyon 915 bin dolar olmuştu.

    Temmuz ayında Türkiye’nin ihracatı ise; yüzde 13,8’lik artışla 19,8 milyar dolardan 22,5 milyar dolara yükseldi.

    EİB’nin ihracatı 2024 yılı ocak-temmuz döneminde yüzde 1’lik azalışla 10 milyar 554 milyon dolar olurken, son 1 yıllık ihracatı 18 milyar 150 milyon dolar olarak kayıt altına alındı.

    Ege İhracatçı Birlikleri’nde sanayi sektörleri yüzde 6’lık artışla 825,8 milyon dolarlık bir ihracat rakamına ulaşırken, tarım ürünleri ihracatı yüzde 4’lük artışla 584 milyon dolardan 605 milyon dolara ilerledi. 2024 yılının ihracat artış rekortmeni olan madencilik sektörü temmuz ayında da ihracatta yüzde 19’luk gelişim gösterdi ve 111 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı.

    EİB’de 10 ihracatçı birliği ihracatını artırdı

    Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki 12 ihracatçı birliğinin 10 tanesi ihracatını artırmayı başarırken, 2 ihracatçı birliği 2023 yılı temmuz ayı performansının gerisinde kaldı.

    Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği 190 milyon 447 bin dolarlık ihracat seviyesiyle EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında liderliğini korurken, 2023 yılı temmuz ayına göre ihracatta yüzde 1’lik artış gösterdi.

    Hazırgiyim ikinciliğe yükseldi

    Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, temmuz ayında ihracatını yüzde 21’lik artışla 116,5 milyon dolardan 140,6 milyon dolara çıkardı ve uzun zaman sonra EİB bünyesinde en çok ihracat yapan ikinci birlik konumuna yükseldi.

     

    Su ürünleri ihracatında Türkiye lideri olan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği temmuz ayında ihracatını yüzde 2’lik ilerlemeyle 129 milyon dolara taşıdı ve zirvenin üçüncü basamağında yerini aldı.

    Ege Maden İhracatçıları Birliği yüzde 19’luk artış hızı yakalarken temmuz ayında ihracatını 93 milyon dolardan 111 milyon dolara taşıdı.

    Ege Bölgesi’nin lezzetlerini dünyanın dört bir tarafına taze meyve sebze ve meyve sebze mamulleri olarak ulaştıran Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, temmuz ayında 107 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdı ve EİB çatısı altında 100 milyon dolar barajını geçen beş ihracatçı birliğinden biri oldu.

    Türkiye’deki tüm tütün ve tütün mamulleri ihracatçılarını çatısı altında buluşturan Ege Tütün İhracatçıları Birliği temmuz ayında ihracatını yüzde 6 geliştirdi ve 90,4 milyon dolar ihracatı hanesine yazdırdı.

    Temmuz ayında ihracatını yüzde 6 artıran Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 82 milyor 150 bin dolarlık ihracat başarısı gösterdi.

    Temmuz ayında, Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde en başarılı olan ihracatçı birliklerinden birisi de Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği oldu. EMKOÜİB ihracatta yüzde 18’lik sıçramayla 65 milyon dolardan 76,8 milyon dolara yükseldi.

    Kuru meyve ihracatında Türkiye’nin ihracatının yüzde 60’ını tek başına gerçekleştiren ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, temmuz ayında ihracatını yüzde 3 geliştirdi ve 65 milyon dolara çıkardı.

    Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği temmuz ayını 53 milyon dolarlık ihracat rakamıyla geride bırakırken, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği hanesine 32,2 milyon dolarlık ihracat yazdırdı.

    Emek yoğun sektörler arasında yer alan ve 2024 yılının ilk yarısında ihracatta yüzde 16’lık gerileme yaşayan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği temmuz ayında ihracatta yüzde 9’luk gelişim göstererek 17,2 milyon dolar ihracat seviyesine ulaştı.

    Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde ihracatçı birliği olmayan sektörler arasında kimya sektörü 164,5 milyon dolarlık ihracata imza atarken, otomotiv endüstrisi 83,3 milyon dolar, elektrik-elektronik sektörü 60 milyon dolar, iklimlendirme sektörü 56 milyon dolar, makine sektörü 42 milyon dolar döviz getirisi sağladı.

    Ege Bölgesi’nin ihracatı 2 milyar 554 milyon dolar 

    Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre temmuz ayında Ege Bölgesi 2 milyar 554 milyon dolarlık ihracata imza attı. Ege Bölgesi 2023 yılı temmuz ayında 2 milyar 329 milyon dolar olan ihracatını yüzde 5 artırmayı başardı.

    İzmir, 1 milyar 402 milyon dolarlık ihracatla Ege Bölgesi ihracatının yüzde 55’ini tek başına gerçekleştirirken, İzmir’deki iki serbest bölge İzmir’in temmuz ayı ihracatına 266 milyon dolar katkı sağladı. Ege Bölgesi’nde ikinci sırada 428,6 milyon dolarlık ihracatla Manisa yer aldı.

    Denizli, 352 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırırken, Muğla 91 milyon dolarlık, Balıkesir 81 milyon dolarlık ihracat performansı gösterdi.

    Temmuz ayını Aydın 72,3 milyon dolarlık ihracatla geride bırakırken, Kütahya 38 milyon dolar dövizi hanesine yazdırdı. Afyonkarahisar’ın ihracatı 28,5 milyon dolar olurken, Uşak 26,3 milyon dolarlık ihracatla temmuz ayını geride bıraktı

    Eskinazi: “Temmuz ayındaki grafiğin sürdürülebilir olması önemli”

    Temmuz ayında Türkiye genelinde ve Ege İhracatçı Birlikleri bazında ihracat rakamlarının umut verici olduğunu dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, temmuz ayındaki yukarı yönlü ihracat rakamlarının sürdürülebilir olmasının önemli olduğunu, bunun için döviz kurlarının enflasyon rakamlarına yakın bir seyir izlemesi gerektiğini belirtti.

    Ege İhracatçı Birlikleri’nin son 1 yıllık ihracatının halen yüzde 1 seviyesinde geride olduğuna dikkati çeken Eskinazi, “TİM Başkanımız Mustafa Gültepe’nin de ifade ettiği gibi Türkiye’de üretim maliyetleri Asya’daki rakiplerimizden yüzde 40-50 daha yüksek. Avrupa’daki bazı ülkelerden yüzde 15-20 yukarıda kalıyoruz. Emek yoğun sektörlerimiz başta olmak üzere pekçok sektörümüz fiyat tutturamıyor. Rekabetçiliğimiz sürekli geriliyor. Toplumda istihdamı, refahı ve sosyal barışı koruyabilmemiz için ihracat hedeflerimizi tutturmamız gerekiyor. Bunun içinde ihracatçıya nefes aldıracak adımların atılmasını bekliyoruz” diye konuştu.

    Almanya, ABD ve İngiltere ilk üç ülke

    Ege İhracatçı Birlikleri’nin temmuz ayında ihracat yaptığı ülkeler irdelendiğinde Almanya 154,5 milyon dolarlık ihracatla zirvedeki yerini korudu. EİB’den Almanya’ya yapılan ihracat temmuz ayında yüzde 4 artış gösterdi.

    Zirvenin ikinci sırasında yer alan Amerika Birleşik Devletleri’ne EİB’nin ihracatı yüzde 28,5’luk artışla 110 milyon dolardan 141,4 milyon dolara çıktı. EİB’li ihracatçılar İngiltere’ye ihracatlarını yüzde 19,4’lük artışla 75 milyon dolardan 90 milyon dolara taşıdılar. Bu artışla İngiltere, İtalya ve İspanya’yı geride bırakarak üçüncü sıraya yükseldi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kimya Sektörü Temmuz Ayında İhracatını Yüzde 19 Artırdı

    Kimya Sektörü Temmuz Ayında İhracatını Yüzde 19 Artırdı

    Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin ihracatı temmuz ayında, geçen yıl aynı döneme göre yüzde 13,8 artarak 22,5 milyar dolar oldu ve Temmuz ayı rekoru kırıldı. Kimya sektörü ise temmuz ayında en çok ihracat yapan ikinci sektör olarak 2,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Sektörün ihracatı geçen yıl temmuz ayına göre yüzde 19,4 artış gösterdi.

     

    Kimya sektörünün temmuz ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Temmuz ayında kimya sektörümüz 2,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek tüm sektörler arasında en çok ihracat yapan 2’inci sektör konumunu korudu. Sektörümüz ihracatını temmuz ayında yüzde 19’un üzerinde artırmayı başardı. Böylece ilk yedi aylık ihracatımız 18,4 milyar dolara ulaştı. Kalan dönemde de her ay ihracat artış performansımızın devam etmesi için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bybit ve Ethena, USDe ile Çığır Açan Ödüllerin ve Verimli Teminat Yönetiminin Kilidini Açmak İçin Güçlerini Birleştiriyor

    Bybit ve Ethena, USDe ile Çığır Açan Ödüllerin ve Verimli Teminat Yönetiminin Kilidini Açmak İçin Güçlerini Birleştiriyor

    İşlem hacmine göre dünyanın en büyük ikinci kripto borsası Bybit, çığır açan bir ödül taşıyan sabit teminat teminatı olan USDe’nin platformuna entegrasyonunu duyurmaktan gurur duyar. Bu entegrasyon, yatırımcıların ödüllerin kilidini açarken ve getiri elde ederken teminatlarını verimli bir şekilde yönetmelerini sağlamada önemli bir kilometre taşına işaret ediyor.

    Bybit ve Ethena arasındaki bu stratejik entegrasyon, kripto para sektöründeki stablecoin ortamını yeniden şekillendirmeyi amaçlayan ileriye dönük bir hamleyi temsil ediyor. Bybit’in Ethena’nın USDe’sini benimsemesi, ticaret ödülleri ve teminat yönetiminde yeni bir paradigma getiriyor.

    Bybit’in kurucu ortağı ve CEO’su Ben Zhou, “Ethena ile bu ortaklığı duyurmaktan ve sektördeki yenilikleri yönlendirmek için büyük beyinleri bir araya getirmekten heyecan duyuyoruz” dedi. “Bybit üzerinde USDe entegrasyonunu mümkün kılmak, daha canlı ve esnek bir kripto ekosistemini teşvik etme ve şekillendirme konusunda bize benzersiz stratejik avantajlar sunuyor. Bu ortaklığın getireceği çığır açıcı gelişmeleri ve kullanıcılarımız ve daha geniş kripto topluluğu üzerinde yaratacağı olumlu etkiyi dört gözle bekliyoruz.”

    Ethena Labs CEO’su ve Kurucusu Guy Young, “Ethena’nın Bybit ile entegrasyonu USDe’nin kullanım alanlarını genişletmek için önemli bir adımdır.” dedi. “Tüm kripto dünyasının en önemli türev araçlarından biri olan Bybit’te USDe’yi teminat olarak sunmak, USDe’nin bir sonraki büyüme dalgasının kilidini açacak ve kripto yerlileri için özel olarak tasarlanmış bir ürünle mevcut stabilcoin hegemonyasına daha da meydan okuyacaktır.”

     

    Kampanyanın öne çıkan özellikleri:

    • Sadece USDe ile günlük %20’ye varan APR’nin ve %90’lık olağanüstü bir teminat değer oranının (CVR) keyfini çıkarın.
    • Kullanıcılar sadece USDe tutarak ödülleri zahmetsizce biriktirebilir, stake etme veya kilitleme mekanizmalarına olan ihtiyacı ortadan kaldırır.
    • Kullanıcılar ödüllerini her gün sabah 6’da UTC’de herhangi bir minimum tutma gereksinimi olmaksızın doğrudan Fonlama hesaplarına alacaklardır.
    • Kullanıcılar hem USDe/USDT hem de USDe/USDC spot çiftlerinde sıfır ücretle alım ve satım yapabilirler.

     

    Bybit Hakkında

    Bybit, 37 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren, işlem hacmine göre dünyanın en büyük ikinci kripto para borsasıdır. 2018 yılında kurulan Bybit, kripto yatırımcılarının ve tüccarlarının ultra hızlı bir eşleştirme motoru, 7/24 müşteri hizmetleri ve çok dilli topluluk desteği bulabilecekleri profesyonel bir platform sunmaktadır. Bybit, Formula 1’in yapıcılar ve sürücüler şampiyonu Oracle Red Bull Racing takımının gururlu bir ortağıdır.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Emirates, Sezonluk Talebi Karşılamak için Bali'ye İkinci Günlük A380 Seferini Başlatacak

    Emirates, Sezonluk Talebi Karşılamak için Bali'ye İkinci Günlük A380 Seferini Başlatacak

    Dünyanın en büyük havayollarından Emirates, yaklaşan yoğun sezonda adaya olan seyahat talebindeki artışı karşılamak amacıyla 1 Eylül’den 26 Ekim’e kadar Dubai ile Bali arasında ikinci günlük A380 seferini başlatacağını duyurdu.

     

    1 Eylül – 26 Ekim 2024 tarihleri arasında Emirates’in Dubai (DXB) ile Bali (DPS) arasındaki EK398/399 seferleri, mevcut Boeing 777 yerine Airbus A380 ile gerçekleştirilecek.

     

    Bu yeni hizmetiyle Emirates, 1 Haziran 2023’te Endonezya’ya başlattığı ilk A380 seferiyle elde ettiği başarıyı pekiştirirken, aynı zamanda yılın en yoğun dönemlerinden birinde Bali’ye daha fazla yolcu için uçuş hizmeti verecek. 

     

    Emirates, dünya çapında seyahat deneyimleri sunma ve Endonezya’nın büyüyen seyahat ve turizm sektörünü destekleme taahhüdünü güçlendirmeye devam ediyor. Bali’ye günde iki A380 seferiyle hizmet verecek olan havayolu, yoğun seyahat sezonunda artan talebi karşılamaya yardımcı olmak için seferlerinde haftalık 2.600’den fazla ek koltuk hizmeti sunacak. Bu ek hizmetle birlikte, Endonezya’ya ikonik çift katlı uçakla seyahat eden daha fazla yolcu, geniş kabinler, özel Uçak İçi Dinlenme Salonu ve 6.500’den fazla eğlence kanalı sunan Emirates’in ödüllü uçak içi eğlence sistemi ice gibi sınıfının en iyisi ürün ve hizmetlerinden yararlanabilecek.

     

    Emirates, 1992 yılında başlayan Cakarta tarifeli uçuşlarına ek olarak 2015 yılında Dubai’den Bali’ye aktarmasız günlük seferlerini başlattı. Altı kıtada 144’ten fazla noktaya uçuş gerçekleştiren Emirates, şu anda Cakarta ve Bali’ye günde iki sefer düzenliyor.

     

    Biletler emirates.com, Emirates Satış Ofisi veya iletişim merkezi üzerinden ya da seyahat acenteleri aracılığıyla satın alınabilir. Uluslararası ziyaretçilerin Dubai’ye giriş koşulları hakkında daha fazla bilgi için emirates adresini ziyaret edebilirsiniz.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Turizmde, 2030'a kadar yeni planlamalar ve stratejik yatırımlar önemli

    Turizmde, 2030'a kadar yeni planlamalar ve stratejik yatırımlar önemli

    Devletimiz de her daim bu çözümlerin üretilmesinin önünü açmıştır. Yüksek fiyatlar konusunda ise turizmci mağdur. Maliyet artışlarını dengelemeye çalışarak bir fiyat yapısı oluşturmaya gayret ediyoruz. Ancak bunu tam olarak yansıtmak da mümkün olmuyor” açıklamalarında bulundu. 

    2030 yılına kadar turizm sektöründe kapsamlı yeni planlamalara ihtiyaç duyulduğunu da belirten Oya Narin, Türkiye’nin turizm sektöründeki rekabet gücünü artırma ve sektördeki büyüme potansiyelini genişletmenin önemli olduğunu, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi yeni rakiplere karşı hazırlıklı olunması gerektiğine de sözlerine ekledi.

    Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkan Oya Narin, katıldığı bir televizyon kanalında Türkiye turizminin güncel durumu ve geleceğe yönelik hedefler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

    Zorlu dönemlerde dayanıklılık ve çözüm üretebilme yeteneğimiz istikrarı koruyor

    Son dönemlerde Türkiye turizminin başarılı performansı ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından açıklanan 6 aylık turizm verilerinin turizm sektöründeki büyüme trendini gözler önüne serdiğini ifade eden Oya Narin, özellikle İstanbul ve Antalya’nın geçen seneye oranla başarılı performansın altını çizdi. Narin, Temmuz-Ağustos ayı doluluklarının ise beklentinin biraz altında kaldığını, ancak kişi başı harcamalarda hedeflerin tuttuğunu ve turizm gelirinin artmaya devam ettiğini belirtti.

    Sektörün bölgesel dalgalanmalardan yüksek ölçüde etkilendiğini, ancak Türk turizminin her zaman riskli ve sıkıntılı dönemlerde kendini ispat ettiğini ifade eden Narin, “Türk turizminin zorlu dönemlerde gösterdiği dayanıklık ve Türk yatırımcılarının her koşulda çözüm üretebilme yeteneği sektördeki istikrarın korunmasına önemli katkılar sağladı. Devletimiz de her daim bu çözümlerin üretilmesinin önünü açmıştır” dedi.

    Narin, sektörün en büyük destekçisi olan yurt içi turizmde seyahat sayısında ilk çeyrekte yüzde 2,5 civarında bir düşüş gözlemlendiğini, bunun da ekonomik dalgalanmaların etkisiyle meydana gelmiş olabileceğini belirtti.

    Maliyet artışlarını dengeleyerek fiyat yapısı oluşturmaya çalışıyoruz

    “Maalesef son dönemde kamuoyunda hepimizi üzen ve turizmciyi mağdur durumda bırakan fiyatlar çok yükseldi, yerli turist tatil yapamıyor algısı var. Bu turizmciyi, bizleri çok üzüyor” diyen TTYD Başkanı, “Sektörümüz, 60 milyon turiste hizmet veren ve 60 milyar dolar gelir getiren emek yoğun bir sektör. Önümüzdeki dönemde de cari dengeye ve bütçe dengesine katkı vermeye devam edecek. Konaklama sektöründe özellikle gıda, yiyecek ve enerji fiyatlarındaki artışlarından kaynaklı maliyet enflasyonu yaşanmakta. Bu maliyet artışlarını dengelemeye çalışarak bir fiyat yapısı oluşturmaya gayret ediyoruz. Ancak bunu tam olarak yansıtmak mümkün olmuyor” şeklinde konuştu.

    Konaklama sektöründe karlılıklarının düştüğünü, bu çerçevede makroyapısal bir ekonomik programın uygulanarak maliyetlerin daha iyi kontrol edilmesine ihtiyacı olduğunu belirten Oya Narin, “Baskılanan döviz ve yüksek enflasyonun yaşandığı bir ortamda, maliyetleri dengeleyerek bir çözüm arıyoruz. TÜİK’in enflasyon hesaplarında ana harcama grubunda lokanta ve oteller bir arada yayımlanmakta. Ama kırılımlara bakıldığında, bir önceki yıla göre konaklama hizmet fiyatlarının yüzde 52, yiyecek hizmet fiyatlarının ise yüzde 95 arttığını görüyoruz. Önümüzdeki süreçte, Eylül, Ekim ve Kasım ayları turizm sektörü için kritik bir dönem. Bu dönemde dikkatli bir mali yönetim ve stratejik planlamanın yapılması gerekiyor” dedi.

    2030’a kadar yeni planlamalar ve stratejik yatırımlar önemli

    TTYD Başkanı, 2030 yılına kadar turizm sektöründe kapsamlı yeni planlamalara ihtiyaç duyulduğunu da belirtti. Türkiye’nin turizm sektöründeki rekabet gücünü artırma ve sektördeki büyüme potansiyelini genişletmenin önemini vurgulayan Narin, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi yeni rakiplere karşı hazırlıklı olunmasının gerekliliğine dikkat çekti.

    Oya Narin “2 milyonluk yatak kapasitemizin yaklaşık yarısı 1999 öncesine dayanıyor. Turizm sektörü olarak potansiyelimizi geliştirmemiz, rekabetçi özelliğimizi korumamız ve yeni destinasyonlar oluşturabilmemiz için hem mevcut yatak kapasitemizi dönüştürmemiz hem de toplam yatak kapasitemizin arttırılması bir ön şart. Bu yatırımların yapılabilmesi için ise finansman sorununu aşabilmemiz gerekiyor. Bununla birlikte özellikle sektörün mevsimsel yapısını göz önünde bulundurduğumuzda işletme sermayesi ihtiyacı da mevcut. 12,7 milyar dolarlık bir kredi portföyümüz var. Sektörümüz toplam kredi dağılımının sadece yüzde 2,9’unu oluşturuyor. Sektörün arzu edilen yatırımları yapabilmesi için konvansiyonel krediye erişmesinin yanı sıra alternatif finansman kaynaklarından da yararlanabilmelidir. Turizmin finansal yönetim tarafında da dönüşerek sermaye piyasalarında doğru ve avantajlı kurgulardan yararlanması, varlık finansmanının desteklenmesi, imar, özel turizm koruma alanları, kıyı kenar çizgisi gibi birçok mevzuattan etkilenen sektörümüz için Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) sisteminin daha kullanışlı hale getirilmesi ve yeni iş projeleri için finansman modellerinin geliştirilmesi gibi konularda kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalarımız doğrultusunda, elde ettiğimiz sonuçları ve önerileri Sermaye Piyasası Kurulu ve Borsa İstanbul başta olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla paylaşmayı planlıyoruz. Amacımız, bu iş birlikleri sayesinde sektördeki en iyi uygulamaları hayata geçirerek, yatırımcılar için daha cazip fırsatlar sunulmasıdır.

    Bu hedeflerimiz doğrultusunda, uluslararası yatırımcı ve işletmecilerle Türk yatırımcı ve işletmecileri buluşturacağımız 4. Turizm Yatırım Forumu’nu 26-27 Kasım tarihlerinde İstanbul’da düzenleyeceğiz. Forum, sektörün global düzeydeki gelişmelerini takip etme ve yeni yatırım fırsatlarını değerlendirme açısından önemli bir platform olacaktır” şeklinde konuştu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Albaraka Garaj, Kapılarını 8. Kez Girişimciler İçin Açıyor

    Albaraka Garaj, Kapılarını 8. Kez Girişimciler İçin Açıyor

    Albaraka Garaj’ın girişimciler için hazırladığı Hızlandırma Programı’nın 8. dönem başvuruları başladı. Programdan yararlanmak isteyenler, Albaraka Garaj’ın web sitesinden başvuru yapabilecek.

    Albaraka Türk bünyesinde faaliyet gösteren Startup Hızlandırma Merkezi Albaraka Garaj, teknoloji tabanlı hizmet ve ürün geliştiren girişimcileri desteklemeye devam ediyor. 

    Albaraka Garaj’ın girişimcilere özel hazırladığı Hızlandırma Programı kapsamında, startup yaşam döngüsü boyunca ihtiyaç duyulan yönlendirme desteğinin yanında eğitim paketleri, mentörlük, hibe, müşteri ağı, API ve ofis gibi önemli imkânlar da sağlanıyor. Girişimcilere, AlbarakaTech Global, Albaraka API, APY Ventures, Albaraka Portföy Yönetimi, Insha Ventures gibi Albaraka Türk iştirakleriyle iş birliği olanakları da sağlayan program, çeşitli global araçları kapsayan geniş bir yan hak paketini de kullanımlarına sunuyor.

    EN İYİ GİRİŞİMLER GARAJ’DAN ÇIKAR!

    Katılım bankacılığı alanında dünyanın ilk startup hızlandırma merkezi olan Albaraka Garaj’ın Hızlandırma Programı’nın 8. dönem başvuruları başladı. Başvuru yapan girişimler, bankanın stratejik hedeflerine uygunluk, ekip tecrübesi, hitap edilen pazar ve olgunluk seviyesi gibi farklı kriterlerde değerlendirilerek programa kabul edilecek.

    Albaraka Garaj Hızlandırma Programı için albarakagaraj.com/on-basvuru-formu linkindeki form doldurularak başvuru yapılabilecek. Yapılan başvurular arasından seçilen girişimler, yaklaşık 3 ay süren Ön Hızlandırma Programı’na dahil edilecek. Ön Hızlandırma Programı’nı başarıyla tamamlayan girişimler ise yaklaşık 9 ay süren Ana Hızlandırma Programı kapsamında profesyonel destek almaya hak kazanacak.

    DR. ÖMER EMEÇ: “TAM 40 YILDIR ‘ÖNCÜ BANKA’ KONUMUNDA FAALİYETLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ”

    Albaraka Türk Strateji ve Dönüşümden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ömer Emeç, Albaraka Garaj’ın girişimcilik ekosistemindeki önemini şöyle anlattı:

    “Albaraka Türk olarak, tam 40 yıldır yenilikçi hizmetler ve uygulamalar sunarak ‘öncü banka’ konumunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu vizyonla çıktığımız yolda, katılım bankacılığı alanında dünyanın ilk startup hızlandırma merkezi olan Albaraka Garaj’ı kurarak öncülüğümüzü bir kez daha kanıtlamış olduk. Albaraka Garaj aracılığıyla şimdiye kadar 130’dan fazla girişime destek verdik. Gelecek vadeden, ekonomiye ve topluma değer katmayı hedefleyen girişimcilere ulaşmaya ve onların ilk destekçilerinden biri olmaya devam edeceğiz.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Aroma, Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşları arasında ikinci 500 Listesi'nde

    Aroma, Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşları arasında ikinci 500 Listesi'nde

    Bu önemli başarı, şirketin sektöre olan katkılarını ve sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyarken, Aroma Türkiye sanayisine güç katmaya devam ediyor.

     

    Ülkemizin köklü ve önde gelen meyve suyu üreticilerinden Aroma, 2023 yılında Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarının bir araya geldiği İstanbul Sanayi Odası (İSO) ikinci 500 listesindeki yerini aldı. Aroma, sektöründe yerli ve öncü marka olma sorumluluğuyla, insana ve doğaya olan bağlılığı ile pazara yeni ürün ve segmentler sunmaya liderlik ederken, İSO’nun İkinci 500’deki konumuyla Türkiye’nin kalkınmasında da önemli bir pay sahibi olduğunu bir kez daha kanıtladı. 

    56 yılı geride bırakan Aroma, bir meyve suyu markası olmasının ötesinde bir vizyonla içinde bulunduğu dönüşüm yolculuğunda pazara yenilikler katmaya devam ediyor. Türkiye’nin gıda sektöründeki inovasyonunun da öncülerinden biri olan köklü şirket, geleneksel lezzetleri modern bir yorumla sunarak, tüketicilere farklı bir deneyim yaşatırken sürdürülebilirlik ve kalite odaklı yaklaşımıyla da sektöre örnek oluyor. 

    Aroma Genel Müdürü Sefer Kılınç, İSO tarafından açıklanan ikinci 500 şirket arasında yer almalarına ilişkin olarak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olmamızı, şirket olarak gösterdiğimiz çabanın ve elde ettiğimiz başarıların bir kanıtı olarak görüyorum. Doğanın bize sunduğu kaynaklara değer katarak güvenle tüketilebilecek, lezzetli, kaliteli ve sağlıklı ürünlere dönüştürme misyonuyla yola çıktık. İnovasyon ve AR-GE’ye yaptığımız yatırımlarla sektörümüze ilklerle öncülük ederken, Aroma olarak her zaman yenilikçi düşünüyoruz. Şimdi bu yaklaşımımızla inovasyona yatırım yaptığımız daha büyük bir dönüşümün içerisindeyiz. Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer almak, tüm çalışanlarımızın özverili çalışmaları ve tüketicilerimizin bize olan güveninin bir sonucudur. Gelecek dönemde de büyümeye ve gelişmeye devam ederek, ülkemizin ekonomik anlamdaki kalkınmasına daha büyük katkılar sağlamayı hedefliyoruz.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • PepsiCo, Türkiye'de elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket oldu

    PepsiCo, Türkiye'de elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket oldu

    PepsiCo bu yöntem ile karayolu taşımacılığına göre karbon salımını yüzde 83 oranında düşürerek sürdürülebilir yaşama katkı sağlayan bir adım daha attı. 

     

    PepsiCo, uçtan uca stratejik dönüşümü pep+ stratejisi çerçevesinde doğayı ve çevreyi odağına alarak daha yaşanılabilir bir dünyanın inşasına katkıda bulunmak için attığı adımları büyütmeye devam ediyor.

    Bu stratejinin üç temel başlığından biri olan Pozitif Değer Zinciri başlığı kapsamında PepsiCo, iklim değişikliği ile mücadele etmek için karbon salımını azaltmak üzere birçok çalışma gerçekleştiriyor. 

    Bu kapsamda kendi operasyonlarından kaynaklı emisyonlarını 2030 yılına kadar %75 oranında azaltmayı taahhüt eden PepsiCo, yenilenebilir enerji ve elektrikli araçların kullanımı başta olmak üzere birçok yatırım yapıyor.

    PepsiCo’nun global hedeflerine en güçlü katkıları gerçekleştiren iş birimlerinden biri olan PepsiCo Türkiye, yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımlarla PepsiCo içerisinde %100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden biri olmuştu. PepsiCo Türkiye bir süre önce elektrikli araçları filolarına dahil ederken şimdi de elektrikli tren ile fabrikaları arasında gıda sevkiyatına başladı.

    PepsiCo Türkiye, nakliye ve lojistik ekiplerinin geliştirdiği projeyle Mersin’in Akdeniz ilçesindeki fabrikasından Kocaeli’nin Kartepe ilçesindeki Suadiye fabrikasına elektrikli tren ile gıda evkiyatı yaparak bir yeniliğe daha imza attı. PepsiCo Türkiye böylece Türkiye’de ilk defa elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren şirket oldu. Elektrikli tren ile yapılan bu taşıma, karayolu ile yapılan taşıma işlemine göre karbon salımını yüzde 83 oranında düşürüyor.

    Gerçekleştirilen ilk sevkiyat ile birlikte açıklamalarda bulunan PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen: “PepsiCo Türkiye olarak iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek ve sıfır karbon hedefine ulaşarak daha sürdürülebilir bir yaşam oluşturmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına dayalı yatırımlarımızla bu konuda Türkiye’de öncü şirketlerden biri olarak taşımacılıktaki karbon salımlarını azaltmak için elektrikli araç filolarımızı büyütmeye devam ederken uzun mesafeli karayolu taşımacılığının yarattığı yüksek karbon salımlarının önüne geçmek için artık elektrikli trenlerle gıda taşıması yapmaya başladık. Bu uygulama Türkiye’de bir ilk… Yiyecek ürünlerimizi elektrikli tren ile taşıyarak, taşımacılık kaynaklı karbon salımını çok ciddi bir şekilde azaltacağız. Karayolu taşımacılığına göre karbon salınımını yüzde 83 azaltan bu projede emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim” dedi. 

     

    Projede PepsiCo ile iş birliği yapan Arkas Rail’ın Genel Müdürü Hamit Gökmen: “Arkas Rail olarak” Avrupa Yeşil Mutabakatı” ile uyumlu sürdürülebilir ulaşım çözümlerine odaklanmaktayız. 

     

    Karbon ayak izini azaltmak, sürdürebilir lojistiğe katkıda bulunmak amacıyla demiryolu hizmetlerini genişletiyor ve optimize ediyoruz. Arkas Rail olarak 2025 yılı Nisan ayında teslim alacağımız 5 adet elektrikli dual lokomotiflerimizle de paydaşlarımıza daha geniş operasyonel çözümler üreteceğiz. 

     

    Global bir marka olan PepsiCo ile karbon ayak izini azaltmaya yönelik iş birliğini önemsiyoruz. PepsiCo gibi büyük şirketlerin demiryolu taşımacılığını tercih etmesi çevresel duyarlılık ve sürdürülebilirlik açısından diğer şirketlere de ilham verecektir” dedi.

     

    İlk sevkiyat kapsamında Mersin’in Akdeniz ilçesindeki fabrikasından konteynerler elektrikli trene yüklenip Kocaeli’ndeki PepsiCo Suadiye fabrikasına teslim edildi, sonrasında da Suadiye-Tarsus yönünde taşıma gerçekleştirildi.

     

    Gidiş dönüş olacak şekilde 1600 km’yi aşan bu güzergahta, aynı yük 1 tır ile taşındığı takdirde 950 kg’lık karbon Co2 salınımı gerçekleşiyor, elektrikli tren ile demiryolu aracılığıyla taşındığında ise karbon salınımı 160 kg’a düşüyor. 

    Bugüne kadar sadece yolcu ve çeşitli yük taşıyan elektrikli trenler PepsiCo’nun bu projesiyle ilk defa gıda taşımacılığında kullanılmış oldu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türk İstif Sınıfı MİLGEM Projesi İlave LM2500 Motorlarıyla Gücünü Artırıyor

    Türk İstif Sınıfı MİLGEM Projesi İlave LM2500 Motorlarıyla Gücünü Artırıyor

    GE Aerospace; TAIS OG-STM İş Ortaklığı ile MİLGEM-I 6-8 Projesi için İstif Sınıfı firkateynlere LM2500 deniz gaz türbinlerinin tedariğine ilişkin İstanbul’da imzaladığı anlaşmadan bir yıl sonra, MİLGEM – I 9-12 Projesi kapsamındaki firkateynler için verilen siparişlerin de hazırlıklarına başladı. GE Aerospace’in on yıllardır süregelen inovasyonundan güç alan LM2500 gaz türbini, her bir firkateyne 23 MW güç sağlayacak.

    İstif sınıfı (veya İ sınıfı) firkateynler, yine LM2500 gaz türbinleri ile güçlendirilmiş Ada sınıfı korvetlerin biraz daha büyük bir gövdeye sahip olan versiyonudur. Ada sınıfı korvetlere kıyasla, istif sınıfı firkateynlerin gövdesi, dayanıklılık, artırılmış menzil ve gelişmiş silah sistemleri için daha gelişmiş bir yapıya sahiptir. MİLGEM projesi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için son derece başarılı bir program olup diğer ülkelere de ihraç edilmiştir.

    GE Aerospace, 1997 yılından bu yana Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na güvenilir tahrik sistem çözümleri sağlamaktadır. Halihazırda 31 adet LM 2500 gaz türbini Türkiye’de 18 farklı gemide kullanılmaktadır. MİLGEM projesi kapsamındaki Ada sınıfı korvet ve İstif sınıfı firkateynlere ek olarak; Barbaros ve Gabya sınıfı firkateynler ile DİMDEG denizde ikmal ve muharebe gemisi de bu programlar arasında yer almaktadır. LM2500 motor ailesi, geniş çaplı filo deneyimi ve kanıtlanmış güvenilirliği ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın gelecekteki TF-2000 hava savunma muhribi (destroyer) için de idealdir.

    GE Aerospace’in 1.140 adet deniz gaz türbini dünya çapında toplamda 513 donanma gemisinde bulunmakta olup 39 farklı uluslararası donanmaya güvenilir güç sağlamaktadır. Bu donanmalar ayrıca, GE Aerospace’in dünya çapında, Türkiye’de TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI) de dahil olmak üzere, 8 adet hizmet deposundan destek alarak diğer müttefik gemilerle müşterek çalışma avantajına sahiptir.

    GE Aerospace, İstanbul, Ankara ve Gebze’de bulunan ofis ve tesislerinde 440’tan fazla çalışanı ve Türkiye genelinde 2.300’den fazla ticari ve askeri motordan oluşan güçlü varlığı ile yaklaşık 60 yıldır Türkiye’nin havacılık ve denizcilik sektörüne katkı sağlayan sadık bir ortağıdır. Buna ek olarak; GE Aerospace, yakın zamanda ikinci yerleşkesinin açılışını gerçekleştirdiği Türkiye Teknoloji Merkezi’ndeki yetkin mühendisleri ile özgün programları, yeni motor programları, yazılım geliştirme ve katmanlı üretim alanlarındaki mühendislik çalışmalarını destekleyerek ülkenin gelişmiş havacılık ve uzay merkezi konumunu güçlendirmektedir.

    GE Aerospace Deniz Motorları ve Sistemleri Hakkında

    GE Aerospace Deniz Motorları ve Sistemleri, harbe hazır olma ve güç yoğunluğu çözümlerine ihtiyaç duyan donanmalar için tahrik sistemi çözümleri sunmaktadır. Gereksinimleri yerine getirme ve beklenenin ötesine geçme hedefine yönelik olarak GE Aerospace Deniz Motorları ve Sistemleri, LM2500 deniz gaz türbini ailesinin güvenilirliği ve uzman tasarımı ile dünya çapında harp gemilerinin yeteneklerini geliştirmektedir.

    GE Aerospace, merkezi Cincinnati, Ohio’da bulunan, ticari ve askeri uçaklar için jet motorları, motor bileşenleri ve sistemleri ile aeroderivatif deniz tahrik sistemlerinin tedariğinde bir dünya lideridir. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • İhracatçı istedi, TARSİM mandalinanın sigorta bedelini artırdı

    İhracatçı istedi, TARSİM mandalinanın sigorta bedelini artırdı

    İhracatçı istedi, TARSİM mandalinanın sigorta bedelini kilogramda 7,5 TL’den 12,5 TL’ye çıkardı.

    Taze meyve sebze ürünleri arasında 2023 yılında 576 milyon dolarlık ihracat tutarıyla ihracatın lider ürünü olan mandalinada 2024/25 sezonu hazırlıkları sürüyor.

    Üreticilerle sözleşme yaparak yeni sezon hazırlıklarına başlayan ihracatçılar, mandalina bahçelerindeki ürünleri don, dolu vb. afetlerde oluşabilecek hasarlara karşı güvence altına alan tarım sigortasında ürün bedelinin düşük kalması nedeniyle Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş.’ye ürün sigorta bedellerinin artırılması talebinde bulundu.

    Satsuma mandalinada ürünün sigorta tutarının kilogram başına 7,5 TL olduğunu, bu tutarın güncel ürün fiyatlarının çok gerisinde kaldığını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, talepleri sonrasında satsuma mandalinada sigorta tutarının 12,5 TL’ye yükseltildiğini, diğer narenciye ürünleri portakal, limon ve altıntopun sigorta tutarlarında da iyileştirmeler yapıldığını kaydetti.

    İklim değişikliğinin etkilerinin her geçen gün arttığını vurgulayan Başkan Uçak; “Çiftçilerimizin, ihracatçılarımızın 1 yıllık emeklerinin zayi olmaması adına tarım sigortası hayati derecede önemli. Tarım sektöründe sürdürülebilirlik için sigorta bedellerinin doğru tespiti çok hayati. Bu anlamda yıllık 1,8 milyon tonluk üretimle dünya üçüncüsü olduğumuz mandalinada sigorta bedellerinin artırılması ile ilgili başvurumuzu hızlı bir şekilde hayata geçiren Tarım ve Orman Bakanlığımıza, TARSİM Genel Müdürlüğümüze üreticilerimiz ve ihracatçılarımız adına teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

    Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü iş birliğinde yaptığı Ege Bölgesi Turunçgil Rekolte Tahmin Raporuna göre; Ege Bölgesi’nde 682 bin ton narenciye rekoltesi beklenirken, portakal 286 bin 403 tonla ilk sırada yer alıyor. Mandalina rekoltesi 262 bin ton tahmin edilirken, Limon rekoltesi 127,5 bin ton olarak hesaplandı. Altıntop rekoltesi ise; 6 bin 127 ton öngörüldü.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Tarek Daouk, Dentsu'nun Türkiye'yi de Kapsayan MENAT Bölgesi CEO'su ve Merkle SEMENAT Başkanı Olarak Atandı

    Tarek Daouk, Dentsu'nun Türkiye'yi de Kapsayan MENAT Bölgesi CEO'su ve Merkle SEMENAT Başkanı Olarak Atandı

    Dentsu, yeni oluşturulan Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye (MENAT) bölgesinin CEO’luk görevine Tarek Daouk’un atandığını duyurdu. Yeni göreviyle dentsu’nun Türkiye operasyonlarına liderlik edecek olan Tarek Daouk, şirketin bölgedeki etkisini artırmak amacıyla MENAT bölgesi için entegre büyüme stratejisine ve iş uygulamalarına yön verecek.

     

    Aynı zamanda Merkle Güney Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye (SEMENAT) Başkanı olarak da atanan Tarek Daouk bu görevinde, dentsu’nun dönüşüm gündemini uygulamak için bu bölgelerle iş birliği yapacak ve geniş bir coğrafyada CXM Uygulamasına liderlik edecek. Daouk, dentsu’nun önemli büyüme pazarlarında, müşterilerine dijital dönüşüm sağlamak için veri odaklı deneyimleri ve sınıfının en iyisi teknolojileri kullanarak deneyim dönüşümünü yaygınlaştırmaktan sorumlu olacak.

     

    2018 yılında dentsu’ya katılan Daouk, o tarihten itibaren MENA bölgesinde stratejik büyümeye liderlik etti. Bunu dentsu’nun teknoloji, medya, içerik ve müşteri deneyimini sorunsuz bir şekilde birleştirerek daha iyi iş sonuçları ve toplumsal faydalar elde etmek için entegre çözümler geliştirme yeteneklerini kullanarak başardı. Daouk bu süreçte, dentsu’nun MENA’daki iş ve operasyonlarını dönüştürerek iddialı bir liderlik ekibi kurdu.

     

    dentsu SEMENAT CEO’su Mariano Di Benedetto, “Tarek, müşterilere odaklanan entegre çözümler sunma konusunda güçlü bir liderlik gösterdi ve iş büyümesini sağlamak için dentsu’nun en iyi yönlerini bir araya getirme konusunda büyük bir tutku ve bağlılık sergiledi. MENAT bölgesi, yüksek performans ve büyüme potansiyeline sahip bir bölge, Tarek ile bu stratejik hedeflerimize ulaşmak için yakın iş birliği içinde çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Tarek’in, MENA, Türkiye ve daha geniş SEMENAT bölgesinde CXM uygulamalarıyla müşterilerimize uzun vadeli değer sunarken, işi bir sonraki büyüme aşamasına başarıyla yönlendireceğinden eminim.” açıklamalarında bulundu.

     

    Tarek Daouk, “Pazarlama, danışmanlık ve teknoloji alanlarındaki hizmetlerimizi sektörün ön saflarına taşıdığımız bu heyecan verici dönemde, dentsu’da daha kapsamlı bir rol üstlenmekten mutluluk duyuyorum. Bölgedeki mevcut başarıları daha da ileriye taşımak ve dentsu’nun entegre büyüme çözümlerinin potansiyelini ortaya çıkarmak için MENAT’taki çalışanlarımızla iş birliği yapmaya hazırım. Çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve tüketicilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için bu fırsatı değerlendirmek istiyorum. Ayrıca deneyim dönüşümünü sağlamak için teknoloji ve inovasyondan yararlanarak Merkle SEMENAT ekibiyle birlikte çalışma konusunda sabırsızlanıyorum.” ifadelerini kullandı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Tekstil ihracatçıları 2024 yılında mevcudu koruyacak

    Tekstil ihracatçıları 2024 yılında mevcudu koruyacak

    Türkiye’de sürdürülebilirlik ile ilgili ilk ve en önemli adımları atan kurumların başında gelen Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ETHİB), 2024 yılının ilk yarısını 203 milyon dolarlık ihracatla geride bıraktı.

     

    Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi, “2024 yılının ilk yarısında Türkiye geneli tekstil ve hammaddeleri ihracatı yüzde 3,8 azalışla 4,6 milyar dolar olarak gerçekleşirken Birliğimizden ise yüzde 10 azalışla 203 milyon dolar ihracat yaptık. Ürün grubu bazında değerlendirildiğinde Birliğimizden en fazla pamuk elyaf ihracatı yapılmış olup pamuk dışında en fazla ihracat halı, suni-sentetik örme kumaşlar, yatak çarşafları ve pamuklu dokuma kumaşlarda gerçekleştirmiştir. 2024 yılının ilk yarısında ihracatımızda ilk sıradaki ülke 21 milyon dolar ile Çin oldu. Çin’i, Ürdün, Pakistan, İtalya, Bangladeş, Vietnam, İran, Belçika, Tunus, Portekiz takip etmektedir.” dedi.   

     

    Başkan Eskinazi, “Özellikle son üç yıldır ekonomimiz yüksek enflasyon sorunuyla karşı karşıya ve buna bağlı olarak faiz ve döviz kurları gibi temel göstergelerdeki istikrarsızlıklar nedeniyle fiyat rekabetinin çok önemli hale geldiği bir dönem geçirdik. 2025’in ilk yarısı için fiyatların daha rasyonel ve daha sağlıklı verilebileceğini, ihracatçının biraz daha önünü görebileceğini belirtebiliriz. Türkiye’nin kaybettiği döviz kuru avantajını geri kazandığı takdirde ise 2025’in ortalarından itibaren önümüzü daha rahat göreceğiz. 2024 yılı tekstil ihracatımızın ise mevcudu koruyacak şekilde gerçekleşeceğini düşünüyorum.” diye konuştu.

     

    Eskinazi, “Türkiye inovasyon altyapısını geliştirdiği sürece 85 milyon yurttaşı için refah sağlayabilir. Ar-Ge ve inovasyon odaklı yatırımlar için de yapısal reformlar şart. Capital Economics tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yapay zekadan en fazla fayda sağlayacak ekonominin ABD olması bekleniyor. Asya ülkeleri, Birleşik Krallık, İsrail ve bazı İskandinav ülkeleri de iyi bir şekilde konumlanmış durumda. Türkiye listede yer almıyor. Doğru alanlara yatırım ülkelerin geleceklerinin şekillenmesinde önemli rol oynuyor. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat kapsamında gelen Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizmasına (SKDM) sektörümüzün uyum sağlaması için enerjimizin büyük bir kısmını ayırıyoruz. Birliklerimizin katılımıyla yürütmeye başladığımız Ortak Sürdürülebilirlik Komitesi çalışmaları ve Birliğimizin sorumlu olduğu Organik – Sürdürülebilirlik Sertifikasyonları  ve Pamuk alt çalışma grubumuzun faaliyetleri 2024 yılında da devam ediyor.” dedi.

     

    Başkan Eskinazi, Tüm Tekstil Birlikleriyle ortaklaşa olarak gerçekleştirmeyi planladıkları 2024-2028 yıllarını kapsayacak Turquality projesi ile ABD’ye yönelik tanıtım faaliyetleri gerçekleştireceklerini söyledi.

     

    “Tekstil Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi URGE Projemiz kapsamında 15-19 Eylül 2024 tarihinde Hollanda’ya Sektörel Ticaret Heyeti düzenlemeyi planlıyoruz. 18 Eylül’de gerçekleşecek Circular Textile Days programına paralel yürütülecek heyet ile katılımcı firmaların sürdürülebilir bir geleceğe yönelik temel bağlantılar ve iş birlikleri için faydalı bir ortam sağlayacağız. Katılımcılar, döngüsel ekonomi alanında faaliyet gösteren firma ziyaretleri ile tekstil sektöründeki sürdürülebilirlik örneklerini ve inovasyonları görme imkanı elde edecek. Pamuk üretim, tüketim ve fiyat projeksiyonun yanı sıra sürdürülebilirlikle ilgili konular olmak üzere birçok oturuma sahip Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC)’nin 82. Toplantısı bu yıl 30 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında Özbekistan’da düzenlenecek ve toplantıya Birliğimiz tarafından katılım sağlanacaktır.”

     

    Üçüncü UR-GE projeleri olan “Halı İhracatını Geliştirme UR-GE Projesi” için 14 Haziran 2024 tarihinde Ticaret Bakanlığı’nın onayını aldıklarını belirten Başkan Eskinazi, sözlerini şöyle noktaladı:

     

    “Türkiye’nin en önemli halı üretim merkezlerinden Manisa Demirci’de faaliyet gösteren 19 firma Demirci Ticaret ve Sanayi Odası’nın desteğiyle, Demirci halılarının uluslararası pazarlarda bilinirliğinin artması için Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ETHİB) çatısı altında “Halı İhracatını Geliştirme” URGE Projesi’nde güçlerini birleştirdi. Türkiye’ye 2023 yılında 2 milyar 752 milyon dolar döviz kazandıran halı sektörünün ihracatta ürün çeşitliliğinin artırılarak uluslararası ürün pazarındaki payının genişletilmesini amaçlıyoruz.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sleepy, Bio çözünür yüzey temizlik havlusu ile alanında çığır açıyor

    Sleepy, Bio çözünür yüzey temizlik havlusu ile alanında çığır açıyor

    Kişisel hijyen alanındaki yenilikçi ürünleriyle dikkat çeken Sleepy , geçtiğimiz yıl pazara sunduğu, yaşam alanlarında hijyen sağlayan  Sleepy Easy Clean Yüzey Temizlik Havlusu serisiyle tüketicilere kolaylığı yüksek kalite ile sundu.

    Doğal içerikli ve doğa dostu ürünler üretmeyi kendine misyon edinen Sleepy, şimdi de bu anlayışla Çoklu Kullanılabilir Bio Çözünür Sleepy Easy Clean yüzey temizlik havlusu serisini geliştirdi. Sleepy, sürdürülebilir gelecek hedefleri çerçevesinde plastik içerikli ham maddeler yerine, doğal kaynaklı- %100 bio çözünür liflerden oluşan kumaş yapısı ve geri dönüştürülebilir ambalaja sahip bu ürünlerle sektörüne öncülük etmeyi hedefliyor .

    Seride 3 farklı doğal içerikli ürün yer alıyor. Çay Ağacı + Misket Limonu, Deniz Tuzu + Deniz Yosunu ve Karanfil + Tarçın çeşitlerinin hepsinde doğal temizleyici denilince ilk akla gelen sirke ve karbonat içerikleri de yer alıyor.

    3 X large ebadı ile, katlanarak 4 yüzeyi de kullanabilen Sleepy Bio Çözünür Yüzey Temizlik Havlusuyla daha çok alan temizlenebiliyor ve böylece tüketim azaldığı için atık sayısı da düşüyor. Ürün aynı zamanda yıkanıp tekrar bez gibi kullanılabildiği için çevre kirliliğinin azalmasına katkı sağlıyor. Sleepy Bio Çözünür Yüzey Temizlik Havlusu Micro Pin teknolojisiyle üretilen özel bir kumaşa sahip. Bu sayede yüzeydeki kirleri kolayca alıyor, kullanıldıktan sonra yıkandığında üzerindeki  kirleri çok fazla su tüketmeden yine kolayca bırakıyor.

    Tüketicilere yararlı yenilikler sunma ve sürdürülebilir gelecek hedefi ile çalışan Sleepy Yer ve Yüzey Temizlik Havluları benzersiz özellikleri ile dünyada ilk ve tek olarak karşımıza çıkıyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı