Yazar: serdartash

  • Marmaris’te bisiklet kullanıcıları yolda kalmayacak

    Marmaris’te bisiklet kullanıcıları yolda kalmayacak

    Marmaris Belediyesi bisiklet kullanıcılarına yönelik yeni bir hizmeti hayata geçirdi. 5 ayrı noktaya bisiklet bakım istasyonu yapıldı.

    Marmaris Belediyesi, bisiklet kullanımını arttırmak amacıyla 2019 yılında hizmete açılan akıllı bisiklet sisteminden sonra, daha sağlıklı ve çevreci bir ulaşım aracı olan bisiklet kullanımı sırasında yaşanabilecek olumsuzluklara anlık çözümler üretilmesi amacıyla ilçenin birçok noktasına bisiklet bakım istasyonu kurdu. Bisiklet kullanıcıları bu noktalarda bisikletlerinin bakımını pratik bir şekilde yapabilecek.

    Bisiklet sürücülerinin ücretsiz olarak kullanabileceği, temel bakım ve onarım ihtiyacını karşılayan istasyonlar Saman İskelesi, Beldibi Trafik Eğitim Parkı, İçmeler Cumhuriyet Meydanı, Camiavlu Erdal İnönü Parkı, Armutalan Yunus Nadi Caddesi-304. Sok. kesişim noktasındaki yeşil alanda yer alıyor.

    Bisiklet kullanımı esnasında karşılaşılan teknik sıkıntıların anında çözülebileceği bisiklet tamir istasyonunun içinde; kullanıma hazır alyan takım seti, anahtar takımı, tornavida takımı, lastik söküp takmak için tekerlek levyeler, şişirme pompası, sadece bisiklet kullanımına uygun pedal anahtarı bulunuyor.

    Bakım istasyonlarının gençlerin ve çocukların bile kolayca kendi bisikletlerine bakım yapabilmelerine imkan sağlayacağını söyleyen proje sorumlusu Ayça Asuman Hacımustafaoğlu, “Özellikle Trafik Eğitim Parkı’nda aileler çocuklarına bisiklet sürüş eğitiminin yanı sıra bisiklet bakım eğitimi de verebilirler. Amacımız vatandaşlarımızı bisiklet kullanımına teşvik etmek ve çevreci bir ulaşım aracı olan bisiklet kullanımını arttırmak” diye konuştu.

  • Kınık kuru domatesi coğrafi işraret aldı

    Kınık kuru domatesi coğrafi işraret aldı

    Türk Patent ve Marka Kurumunca Coğrafi işaret verilerek tescillenen Kınık kuru domatesi artık bir marka oldu. Bakırçay havzasının kendine has aroması ile iç ve dış pazarlarda tercih edilen lezzetlerinden Kınık kuru domatesi, coğrafi işaretle tescillendi.

    Kınık Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer, “Kınık kuru domatesi 25 Nisan 2022 itibariyle Türk Patent Enstitüsü tarafından coğrafi işaret aldı . Artık Kınık kuru domatesi, Türkiye ve Avrupa’da markalaştı. Bakırçay’ın bereketli ovalarında eskiden biz şunu derdik Bakırçay’ın bereketi Kınık’ın samimiyeti . Artık Kınık’ın da bir kuru domatesi mevcut oluyor ve Markalaştı. ” dedi.

    Kınık Belediyesi olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Türk Patent Enstitüsüne markalaşmak için müracaat ettiklerini belirten Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer, “Kınık domatesi salçalığın yanında kurutmalık olarak ayrı bir ekim sahaları var ve vatandaşımız bunu profesyonel olarak yapmaktaydı biz bunu Kınık Belediyesi olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Türk Patent Enstitüsüne markalaşmak için müracaatımız oldu. Yaklaşık iki sezon boyunca gelip numune aldılar.Yapılan analizler ,güneş ışınları ve meteorolojik verilerde dahil olmak üzere tüm laboratuvarlar ve teknik incelemelerden sonra Kınık kuru domatesinin verileri uygun bulundu .Artık Türkiye’de kuru domates deyince Kınık akla geliyor ve markalaştık .” diye aktardı.

    Büyük emek ve alın teri ile sofralarımıza gelen kuru domatesin Türk Patent Enstitüsünden Coğrafi işaret alması üreticileri de çok mutlu etti. Katkılarından dolayı Kınık Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer’e teşekkürlerini sunan Domates üreticileri, ürünlerinin Dünya genelinde bir marka haline geldiği için gururlu.

    Üreticilerden İsmail Özçelik, çocukluğumuzdan bu yana domatesçilik yapıyoruz Belediyemizin önderliğinde patent almamız hem Domates üreticileri hem de kuru domates üreticileri olarak hepimizi çok mutlu etti bunun nedeni hep iç hem dış pazarda domatesimizin A marka B marka değil de Kınık domatesinin satılması hepimizi onure eder.” dedi

    Üreticilerden Zeki Selek, “Marka olmamız domatesimizin daha değer kazanmasını ve daha iyi satılmasını sağlayacak “diye ekledi ve üreticiler olarak mutlu olduklarını söyledi.

  • DEÜ, 9 Eylül’ü anlatıyor: ‘Kurtuluşa giden yol ve sonrası’

    DEÜ, 9 Eylül’ü anlatıyor: ‘Kurtuluşa giden yol ve sonrası’

    Adını ve logosunu İzmir’in kurtuluş destanından alan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), İzmir’in Kurtuluşunun 100. yılı etkinlikleri kapsamında “Kurtuluşa Giden Yol ve Sonrası” paneli düzenledi. Etkinlikte konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Bizi her daim koruyup kollayan aziz milletimize en derin şükranlarımı sunuyor; 100 yıl önceki birlik ve beraberlik duygumuzun sonsuza kadar daim olmasını diliyorum” dedi.

    Adını İzmir’in kurtuluş gününden alan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), İzmir’in Kurtuluşu’nun 100. Yılı Etkinlikleri kapsamında “Kurtuluşa Giden Yol ve Sonrası” paneli düzenledi. DEÜ Rektörlük Binası’nda bulunan 15 Temmuz Şehitler Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Hava Teknik Okullar Komutanı Hava Pilot Tuğgeneral Mustafa Tarkan Gümüş, İzmir Defterdarı Şenol Gezer, DEÜ’nün akademik ve idari personeli ile çok sayıda vatandaş katıldı. Etkinlikte konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Milli mücadele döneminin taçlandığı 30 Ağustos Zaferi’nin ardından; aziz milletimizin 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’de sonuçlandırdığı bağımsızlık destanının yüzüncü yılındayız. Bu kutlu zaferin ruhunu anlattığımız etkinlikte; tarihi gerçekleri ve kurtuluşa giden zorlu ama kararlı adımları gözler önüne sermeye çalışacağız. Varlığın ve yokluğun sınırında bulunan Milli Mücadele Dönemini ise bu bağlamda ele almamız gerekmektedir. Burada, yokluk ve zorluk bir yanda; istiklal ve istikbal sevdası diğer yanda yer almaktadır” dedi.

    Türkiye Cumhuriyeti’nin, atalarımızın ortak mücadelesinin sonuçlarından sadece bir tanesi olduğunu ifade eden Rektör Hotar; İzmir’in müdafaasında kahraman İzmir halkı başta olmak üzere Anadolu’nun her kentinden insanlar olduğuna, dolayısıyla bu zaferin hem İzmir hem de aziz Türk milleti ile özdeşleştiğine dikkat çekti.

    “Bize düşen, milletimizin geleceğine yatırım yapmaktır”

    Sahip olduğu kurumları ve gücü ile İzmir’in; eğitimde, öğretimde ve araştırmada bilimin merkezi olmak için çalıştığını söyleyen Rektör Hotar, “Adını kurtuluş destanımızdan alan Dokuz Eylül Üniversitemiz; ülkemizin yükseköğretim alanındaki politikalarını desteklemekte; milli ve manevi değerlerimize bağlı nesiller yetiştirmektedir. Bunu yaparken de elbette kentimizin kalkınmasına katkı sağlamaktadır. Aziz milletimizin ve insanlığın selameti için çalışan kurumumuz, öğretim ve araştırma faaliyetleri ile kamu hizmetlerini yüksek standartlarda sunmaya dikkat etmektedir. Sonuçta araştırma üniversitemizin misyonu, sadece ulusal politikalarda değil aynı zamanda birey ve toplum hayatında kendisini göstermektedir. Bu yüzden, sorumluluğumuz oldukça fazladır. Bu noktada büyük ailemize düşen görev, milletimizin geleceğine yatırım yapmak; bize gösterilen yolda ilerlemektir” dedi.

    Yerel kalkınmaya önem veriyoruz

    Rektörlük olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kentle bütünleşen üniversite’ vizyonu çerçevesinde yerelde kalkınmaya da önem verdiklerini ifade eden Hotar; “Dokuz Eylül ruhuna bakışımız, insana ve bilime yatırım yapmayı içermektedir. İzmir’in ilk ve tek Veteriner Fakültesini kurmanın; Diş Hekimliği Fakültesini kentimize kazandırmanın; ülkemizin ilk Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müzesini hizmete almanın ardında bu düşünce vardır” şeklinde konuştu. Rektör Hotar’ın açılış konuşmasının ardından Buca Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Esra Bukova Güzel’in moderatörlüğünü yaptığı ve Hava Sınıf Okulları Komutanı Alb. Ayhan Yazganarıkan, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevzi Çakmak, Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Hülya Koç ve Dr. Öğretim Üyesi Halil İbrahim Alpaslan’nın konuşmacı olarak yer aldığı panele geçildi.

    Saygı ve sevgiyle anılmakta

    Atatürk’ün liderlik özelliklerinden bahseden ve Türk milletinin çağlar boyunca kendi içinden çok büyük liderler ve devlet adamları yetiştirdiğini belirten Hava Sınıf Okulları Komutanı Alb. Ayhan Yazganarıkan, “Lider, zor zamanların, en ihtiyaç duyulan kişiliğidir. Yıkılmış bir imparatorluktan modern ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Büyük Önder, ebedi Başkomutan ve saygın bir devlet adamı olarak dünya tarihindeki yerini almıştır. Çağdaşı olan tüm lider diye anılan diktatörlerin devrilip gittikleri ve kendi halkları tarafından iyi anılmadıkları bir süreçte ölümünden 84 yıl geçmesine rağmen ismi halâ bu ülkenin en önemli cadde ve bulvarlarına verilmekte ve her ortamda büyük bir sevgi ve saygıyla anılmaktadır” dedi

    Batı dünyası inanmıyordu

    Paneldeki sunumunda; Batı dünyasının Büyük Taarruzu Türklerin kazanacağına inanmadığını kaydeden Atatürk İlke ve İnkılapları Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevzi Çakmak, “Batı dünyası Türklerin böyle bir zafer kazanacağına hiç inanmadı. Ama işin ilginç yanı, iç kamuoyunda bile buna inanmayanlar vardı. Hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bile inanmayanlar vardı” diye konuştu. İzmir’in işgalinin basit bir işgal olmadığını vurgulayan Çakmak, “Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktıktan sonra ilk yayınladığı Havza Genelgesi’nde halka İzmir’in işgalini protesto edin; mutlaka bir araya gelin; tepkinizi gösterin şeklinde duyurmuştur. Yani İzmir’in işgali İzmir’de kalmamış; Batı Anadolu’dan Anadolu’nun en doğusuna dek birçok protesto telgrafları çekilmiştir” ifadesinde bulundu.

    Modern mimariye Atatürk’ün direktifiyle geçildi

    Çakmak’tan sonra söz alan DEÜ Mimarlık Fakültesi’nden Prof. Dr. Hülya Koç; İzmir’in Kurtuluşu’nun ardından1922-1932 yılları arasındaki planlama ve imar faaliyetlerini, büyük İzmir yangınını ve bu durumun şehir üzerindeki etkilerini anlattı. Panelin kapanış konuşmacısı olan Dr. Öğretim Üyesi Halil İbrahim Alpaslan ise erken Cumhuriyet Dönemi’nde İzmir’deki mimarlık algısından bahsetti. Cumhuriyet’in erken dönemlerinde Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin izlerini görmenin mümkün olduğuna dikkat çeken Alpaslan, mimari açıdan ilk ciddi değişimlerin 1927’de bizzat Atatürk’ün direktifiyle gerçekleştiğini ve batılı tarzda modern mimarinin uygulanmaya başlandığını ifade etti.

    Panel, DEÜ Rektörü Prof. Nükhet Hotar’ın panelistlere hediye takdimi ile sona erdi.

  • DEÜ, 9 Eylül’ü anlatıyor: ‘Kurtuluşa giden yol ve sonrası’

    DEÜ, 9 Eylül’ü anlatıyor: ‘Kurtuluşa giden yol ve sonrası’

    Adını ve logosunu İzmir’in kurtuluş destanından alan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), İzmir’in Kurtuluşunun 100. yılı etkinlikleri kapsamında “Kurtuluşa Giden Yol ve Sonrası” paneli düzenledi. Etkinlikte konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Bizi her daim koruyup kollayan aziz milletimize en derin şükranlarımı sunuyor; 100 yıl önceki birlik ve beraberlik duygumuzun sonsuza kadar daim olmasını diliyorum” dedi.

    Adını İzmir’in kurtuluş gününden alan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), İzmir’in Kurtuluşu’nun 100. Yılı Etkinlikleri kapsamında “Kurtuluşa Giden Yol ve Sonrası” paneli düzenledi. DEÜ Rektörlük Binası’nda bulunan 15 Temmuz Şehitler Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Hava Teknik Okullar Komutanı Hava Pilot Tuğgeneral Mustafa Tarkan Gümüş, İzmir Defterdarı Şenol Gezer, DEÜ’nün akademik ve idari personeli ile çok sayıda vatandaş katıldı. Etkinlikte konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Milli mücadele döneminin taçlandığı 30 Ağustos Zaferi’nin ardından; aziz milletimizin 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’de sonuçlandırdığı bağımsızlık destanının yüzüncü yılındayız. Bu kutlu zaferin ruhunu anlattığımız etkinlikte; tarihi gerçekleri ve kurtuluşa giden zorlu ama kararlı adımları gözler önüne sermeye çalışacağız. Varlığın ve yokluğun sınırında bulunan Milli Mücadele Dönemini ise bu bağlamda ele almamız gerekmektedir. Burada, yokluk ve zorluk bir yanda; istiklal ve istikbal sevdası diğer yanda yer almaktadır” dedi.

    Türkiye Cumhuriyeti’nin, atalarımızın ortak mücadelesinin sonuçlarından sadece bir tanesi olduğunu ifade eden Rektör Hotar; İzmir’in müdafaasında kahraman İzmir halkı başta olmak üzere Anadolu’nun her kentinden insanlar olduğuna, dolayısıyla bu zaferin hem İzmir hem de aziz Türk milleti ile özdeşleştiğine dikkat çekti.

    “Bize düşen, milletimizin geleceğine yatırım yapmaktır”

    Sahip olduğu kurumları ve gücü ile İzmir’in; eğitimde, öğretimde ve araştırmada bilimin merkezi olmak için çalıştığını söyleyen Rektör Hotar, “Adını kurtuluş destanımızdan alan Dokuz Eylül Üniversitemiz; ülkemizin yükseköğretim alanındaki politikalarını desteklemekte; milli ve manevi değerlerimize bağlı nesiller yetiştirmektedir. Bunu yaparken de elbette kentimizin kalkınmasına katkı sağlamaktadır. Aziz milletimizin ve insanlığın selameti için çalışan kurumumuz, öğretim ve araştırma faaliyetleri ile kamu hizmetlerini yüksek standartlarda sunmaya dikkat etmektedir. Sonuçta araştırma üniversitemizin misyonu, sadece ulusal politikalarda değil aynı zamanda birey ve toplum hayatında kendisini göstermektedir. Bu yüzden, sorumluluğumuz oldukça fazladır. Bu noktada büyük ailemize düşen görev, milletimizin geleceğine yatırım yapmak; bize gösterilen yolda ilerlemektir” dedi.

    Yerel kalkınmaya önem veriyoruz

    Rektörlük olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kentle bütünleşen üniversite’ vizyonu çerçevesinde yerelde kalkınmaya da önem verdiklerini ifade eden Hotar; “Dokuz Eylül ruhuna bakışımız, insana ve bilime yatırım yapmayı içermektedir. İzmir’in ilk ve tek Veteriner Fakültesini kurmanın; Diş Hekimliği Fakültesini kentimize kazandırmanın; ülkemizin ilk Bayrakbilim ve Türk Bayrakları Müzesini hizmete almanın ardında bu düşünce vardır” şeklinde konuştu. Rektör Hotar’ın açılış konuşmasının ardından Buca Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Esra Bukova Güzel’in moderatörlüğünü yaptığı ve Hava Sınıf Okulları Komutanı Alb. Ayhan Yazganarıkan, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevzi Çakmak, Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Hülya Koç ve Dr. Öğretim Üyesi Halil İbrahim Alpaslan’nın konuşmacı olarak yer aldığı panele geçildi.

    Saygı ve sevgiyle anılmakta

    Atatürk’ün liderlik özelliklerinden bahseden ve Türk milletinin çağlar boyunca kendi içinden çok büyük liderler ve devlet adamları yetiştirdiğini belirten Hava Sınıf Okulları Komutanı Alb. Ayhan Yazganarıkan, “Lider, zor zamanların, en ihtiyaç duyulan kişiliğidir. Yıkılmış bir imparatorluktan modern ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Büyük Önder, ebedi Başkomutan ve saygın bir devlet adamı olarak dünya tarihindeki yerini almıştır. Çağdaşı olan tüm lider diye anılan diktatörlerin devrilip gittikleri ve kendi halkları tarafından iyi anılmadıkları bir süreçte ölümünden 84 yıl geçmesine rağmen ismi halâ bu ülkenin en önemli cadde ve bulvarlarına verilmekte ve her ortamda büyük bir sevgi ve saygıyla anılmaktadır” dedi

    Batı dünyası inanmıyordu

    Paneldeki sunumunda; Batı dünyasının Büyük Taarruzu Türklerin kazanacağına inanmadığını kaydeden Atatürk İlke ve İnkılapları Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevzi Çakmak, “Batı dünyası Türklerin böyle bir zafer kazanacağına hiç inanmadı. Ama işin ilginç yanı, iç kamuoyunda bile buna inanmayanlar vardı. Hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bile inanmayanlar vardı” diye konuştu. İzmir’in işgalinin basit bir işgal olmadığını vurgulayan Çakmak, “Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktıktan sonra ilk yayınladığı Havza Genelgesi’nde halka İzmir’in işgalini protesto edin; mutlaka bir araya gelin; tepkinizi gösterin şeklinde duyurmuştur. Yani İzmir’in işgali İzmir’de kalmamış; Batı Anadolu’dan Anadolu’nun en doğusuna dek birçok protesto telgrafları çekilmiştir” ifadesinde bulundu.

    Modern mimariye Atatürk’ün direktifiyle geçildi

    Çakmak’tan sonra söz alan DEÜ Mimarlık Fakültesi’nden Prof. Dr. Hülya Koç; İzmir’in Kurtuluşu’nun ardından1922-1932 yılları arasındaki planlama ve imar faaliyetlerini, büyük İzmir yangınını ve bu durumun şehir üzerindeki etkilerini anlattı. Panelin kapanış konuşmacısı olan Dr. Öğretim Üyesi Halil İbrahim Alpaslan ise erken Cumhuriyet Dönemi’nde İzmir’deki mimarlık algısından bahsetti. Cumhuriyet’in erken dönemlerinde Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin izlerini görmenin mümkün olduğuna dikkat çeken Alpaslan, mimari açıdan ilk ciddi değişimlerin 1927’de bizzat Atatürk’ün direktifiyle gerçekleştiğini ve batılı tarzda modern mimarinin uygulanmaya başlandığını ifade etti.

    Panel, DEÜ Rektörü Prof. Nükhet Hotar’ın panelistlere hediye takdimi ile sona erdi.

  • Kuşadası’nda on gün arayla aynı yerde ikinci trafik kazası: 3 yaralı

    Kuşadası’nda on gün arayla aynı yerde ikinci trafik kazası: 3 yaralı

    Aydın’ın Kuşadası ilçesinde on gün önce yaşanan trafik kazasının ardından, aynı yerde motosikletin yayaya çarpması sonucu bir kaza daha yaşanırken 3 kişi yaralandı.

    Edinilen bilgiye göre, Kuşadası-Söke çevre yolu üzerinde Aykut K. yönetimindeki motosiklet yolun karşısına geçmeye çalışan bir kadına çarptı. Çarpmanın etkisi ile yaklaşık 30 metre ileriye fırlayan kadın ile motosiklet sürücüsü Aykut K. ve yolcu konumundaki bir kişi yaralandı. Üç yaralı ambulanslarla Kuşadası’ndaki hastanelere kaldırıldı.

    “Bariyerlerin onarılmasını istediler”

    Aynı yerde 10 gün öncede bir trafik kazası yaşandığını belirten mahalle sakinleri, kaza nedeniyle refüjdeki bariyerlerin onarılmadığını, buradan yolun karşısına geçmeye çalışanların hayatının tehlike altında olduğunu belirterek, yetkililere seslendiler.

    İki kaza da güvenlik kamerasına yansıdı

    Aynı bölgede meydana gelen iki trafik kazası da bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. İlk kazada bir minibüsün refüjdeki bariyerlere çarparak yıkması ve ilerlemesi yer alıyor. İkinci kazada ise motosikletin yolun karşısına geçmeye çalışan kadına çarpması ve kadının yola savrulması kameraya yansıdı.

  • İzmir Ekonomi’den ‘Çin’in devine’ transfer

    İzmir Ekonomi’den ‘Çin’in devine’ transfer

    İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı mezunu Arda Sarıtaş, 4 yıl içinde kariyer basamaklarını hızla çıkarak İzmir’in önemli projelerinde çalıştı, son olarak Çin’in dünyaca ünlü Huawei firmasında üst düzey göreve seçildi.

    Göztepe Stadı ve Narlıdere metrosu gibi iki büyük projede iş güvenliği danışmanı olarak görev alan Sarıtaş, iş sağlığı ve güvenliği alanında Huawei markasının Ege Bölge Sorumlusu oldu. Babasının yönlendirmesiyle bu bölümü okuduğunu, mezun olduktan sonra da doğru bir karar verdiğini anladığını söyleyen Sarıtaş, “Şu anda 400’ü aşkın kişinin iş hayatındaki güvenliğini etkileyen, sorumluluğu yüksek bir alanda görev alıyorum. Konsantre ve kontrollü bir şekilde, en ufak ihmale göz yummadan hareket etmek durumundayım. İşimi seviyorum, insanların güvenliğini sağlamak beni mutlu ediyor” dedi.

    İEÜ Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı’ndan 2018 yılında mezun olan Arda Sarıtaş (26), ofis ve depo denetiminden, birlikte çalıştıkları firmaların iş güvenliği alanındaki koordinasyonuna kadar pek çok yerde görev aldığını söyledi.

    Benim için fırsat oldu

    Olası bir iş kazasının önüne geçmek için titizlikle çalıştıklarını, eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerini de kendisinin üstendiğini ifade eden Sarıtaş, “Çalıştığım firma, sadece akıllı cihaz ya da telefon değil, güneş enerji sistemi ve baz istasyonu gibi farklı alanlarda da faaliyet gösteriyor. Bunlar çok önemli, iş güvenliği alanında da bir o kadar dikkat edilmesi gereken alanlar. Üniversiteden mezun olalı 4 yıl oldu. Bu çok uzun bir süre değil ve ben bu süre içerisinde hep çalışmaya, kendimi geliştirmeye, yenilikleri takip etmeye odaklandım. Büyük projelerde görev almak, benim için fırsat oldu. Dört yılda gelinebilecek en iyi noktalardan birine geldiğimi düşünüyorum” dedi.

    Hep en iyisini yapmaya odaklanıyorum

    İEÜ’lü Sarıtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk etapta iş sağlığı ve güvenliği alanında eğitim almak gibi bir düşüncem yoktu. Ancak babam, bu alanın gelişime her daim açık olduğunu, bu bölümü seçmem gerektiğine ilişkin beni yönlendirdi. Düşündüm ve babama güvenerek kariyer hedefimi bu alanda ilerletmeye karar verdim. Eğitim sürecim çok iyi geçti, üniversitemin sağladığı imkanlar sayesinde sektörden çok sayıda kişi ile tanıştım. Mezun olduktan sonra da üniversiteye gelerek bazı etkinliklerde öğrencilerle bir araya geldim, onlara deneyimlerimi aktardım. Eğer bir işi severek ve önemseyerek, en iyisini ortaya koymak için yapıyorsanız, başarı size giderek yaklaşıyor. Ben de bu düşünceyle hareket ettim ve hedeflediğim noktaya ulaştım. Yetişmemde büyük emekleri olan, beni destekleyen tüm akademisyenlerime, üniversiteme teşekkür ediyorum.”

  • Zurna üstatları Fethiye’de buluştu

    Zurna üstatları Fethiye’de buluştu

    Muğla’da Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen ve üç gün süren 7. Uluslararası Zurnazen Festivali sona erdi.

    Büyükşehir Belediyesi tarafından Beşkaza Meydanı’nda düzenlenen festivale Türkiye ve yurt dışından katılan zurna sanatçıları performanslarını sergiledi. Zurna üstatlarının bir araya getirildiği Muğla Uluslararası Zurnazen Festivali’ne, Türkiye ve yurt dışından 13 zurna sanatçısı katıldı. Sanatçıların performansını sergilediği festivalin son gününde, bazı vatandaşlar zurnalar eşliğinde oynadı. Sanatçıların performansı izleyicilerin beğenisini topladı.

    Yaklaşık 3 bin kişinin izlediği Zurnazen festivalinde ikişer parça seslendiren zurna ustaları izleyicilerden büyük ilgi alkış aldı.

    Festivalde iki kadın, yöresel çalgı olan delbek ile performans sergiledi. Gecenin sonunda Rubato Grubu sevilen şarkılarını seslendirdi. Sanatçıların performansı, çok sayıda kişi tarafından ilgiyle izlendi.

  • Yıllar sonra yeniden Altın Güvercin sahnesine çıkacaklar

    Yıllar sonra yeniden Altın Güvercin sahnesine çıkacaklar

    İlk kez 1986 yılında düzenlenen ve düzenlendiği yıllar boyunca Türk pop müziğine pek çok önemli isim kazandıran Altın Güvercin Beste Yarışması, bu yıl profesyonel müzik yaşamlarına ilk adımlarını Altın Güvercin sahnesinde atan iki önemli ismi ağırlayacak.

    25. Altın Güvercin Beste Yarışmasında 1986 yılının birincisi ünlü pop ve caz müzik sanatçısı Fatih Erkoç’a Onur Ödülü verilecek. 1987 yılında düzenlenen yarışmaya finalist olarak katılan Türk pop müziğinin başarılı ismi Sertab Erener ise yarışmanın final gecesinde sahne alacak.

    Aydın Büyükşehir Belediyesi, Kuşadası Belediyesi ve Kuşadası Altın Güvercin Kültür Sanat ve Tanıtım Vakfı (KUSAV) iş birliğiyle, düzenlenen, özel bir televizyon ve radyo kanalından canlı olarak yayınlanacak olan Altın Güvercin Beste Yarışması bu yıl 25’inci kez düzenlenecek. Çeyrek asırlık yolculuğu boyunca besteci ve yorumcular tarafından yakından takip edilen ve büyük ilgiyle karşılanan Altın Güvercin, düzenlendiği yıllar boyunca Türk pop müziğine pek çok değerli isim ve beste kazandırdı.

    Birincisi 1986 yılında düzenlenen ve yıllar içerisinde geleneksel hale gelen Altın Güvercin Beste Yarışması’nı ilk kez Fatih Erkoç “Yol Verin A Dostlar” bestesi ile kazandı. 2014 yılına kadar 21 kez gerçekleştirilen ve her yıl ortalama 300 bestenin başvuru yaptığı Altın Güvercin Beste Yarışması bu süre içerisinde; Fatih Erkoç dışında Harun Kolçak, Aşkın Nur Yengi, Cem Karaca, Asya, Eda-Metin Özülkü, İzel-Çelik-Ercan, Bora Ayanoğlu, Suavi, Burak Uçkun, Mert Erken, Şebnem Özsaran, Tayfun Duygulu, Işın Karaca, Ferhat Göçer, Burak Uçkun, Caner Yemez, Cem Doğangil, Alper Kömürcü, Hale Özbaş, Nilgün Yavaşoğlu, Nermin Kurban ve Neslihan Demirtaş gibi önemli isimleri Türk müzik dünyasına kazandırdı. 2014 yılında 21’incisi düzenlenen Altın Güvercin Beste Yarışması, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’in göreve gelmesinin ardından 2019 yılında, altı yıllık aranın ardından bir kez daha Kuşadası ile buluşturuldu.

    Bu yıl 25’inci kez düzenlenecek olan Altın Güvercin Beste Yarışması iki önemli ismi ağırlayacak. Yarışmada profesyonel müzik yaşamına Altın Güvercin sahnesinde adım atan pop ve caz müziğinin güçlü sesi ve yorumcusu Fatih Erkoç’a geleneksel onur ödülü verilecek. 1987 yılında “Akdeniz” isimli beste ile Altın Güvercin Beste Yarışması’na finalist olarak katılan sevilen sanatçı Sertab Erener ise 11 Eylül’de Özer Türk Stadı’nda gerçekleşecek olan büyük final gecesinde sahne alacak. Final gecesinin sunuculuğunu ünlü televizyon programcısı Okan Bayülgen yapacak.

    Yarışmanın onur konuğu Fatih Erkoç, Kuşadası’nın ve Altın Güvercin Beste Yarışması’nın hayatının dönüm noktası olduğunu belirterek yarışmanın halen düzenleniyor olmasının mutluluk verici olduğunu söyledi. Altın Güvercin’in müzik camiasına adım atmasını ve tüm Türkiye tarafından tanınmasını sağladığını ifade eden Fatih Erkoç “Altın Güvercin’in ardından peş peşe albümler yaptım. Bu yarışma benim tüm Türkiye’deki ailelerin evlerine girmeme ve o ailelerin bir parçası olmama neden oldu” diye konuştu. 25. Altın Güvercin Beste Yarışmasında onur ödülü alacak olmanın heyecanı içerisinde olduğunu belirten Fatih Erkoç “Kuşadası benim ilk göz ağrım. Hatırlanmak ve bir kez daha Altın Güvercin sahnesinde bulunacak olmak benim için çok güzel” dedi.

  • Karacasu’daki örnek eğitimci Bomin yaptıkları ile takdir topluyor

    Karacasu’daki örnek eğitimci Bomin yaptıkları ile takdir topluyor

    Aydın’ın Karacasu ilçesinde bulunan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde (MTAL) 18 yıldır idarecilik yapan Müdür yardımcısı Ahmet Bomin, 2022-2023 eğitim öğretim yılı başlamasına sayılı günler kala eline fırçayı alıp yemek atölyesi olarak kullanılan iki katlı binayı boyadı. Öğrencilerini temiz bir eğitim öğretim yılına hazırlayan müdür yardımcısı Bomin, örnek davranışıyla takdir topladı.

    Karacasu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde müdür yardımcısı olarak görev yapan 32 yıllık eğitmen 56 yaşındaki Ahmet Bomin, eğitim öğretimden arta kalan zamanlarını okulun tamir tadilat işlerini yaparak geçiriyor. İnşaat, tamir tadilat boya badana gibi işlere kabiliyeti olan eğitimci Bomin, eline fırçayı alıp 18 yıldır hizmet verdiği okulun duvarlarını boyadı.

    Depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle geçen yıl yıkılan MTAL’in, 240 öğrencisi Çok Programlı Anadolu Lisesi’ne taşındı. Okulun Sevenler İlkokulu bahçesinde bulunan ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Atölyesi olarak kullanılan iki katlı binasını boyayan tarih öğretmeni Ahmet Bomin öğrencilere örnek oluyor. Yeni eğitim öğretim yılına başlarken okulu daha temiz ve daha güzel bir hale getirmeyi hedeflediklerini belirten Bomin, amacının öğrencileri motive edip örnek olmak olduğunu söyledi. Bomin, “Elimden boya, marangozluk, inşaat işleri, pidecilik gibi her iş gelir. Birçok şeyi devletten gelecek diye beklemeden kendi imkanlarımızla yapmaya çalışıyorum. Bazen ödenek yeterli olmayıp geç gelebiliyor. Her şeyi devletten beklememek lazım. Bunun ötesinde artık mesleki alanda eskisi gibi çırak usta yetişmediği için çoğu zaman paranla dahi usta bulup iş yaptıramıyorsun. Gençlerimize bu işleri yapmanın utanılacak küçümsenecek bir iş olmadığını gösterip onlara örnek olmaya çalışıyoruz” dedi.

    Özveriyle çalışarak ÇPAL’in de duvarlarını boyayan Bomin, örnek bir eğitimci olarak takdir topluyor. Okulun diğer okullar gibi normal bir okul olmadığını sözlerine ekleyen Bomin, “Bizim okul bir fabrika gibi, atölye, iş hanı gibi düşünün. 240 öğrencimiz var. Müdürle birlikte 5 idarecimiz var. Diğer okulların 2 idareci var. Çocuklar, bizi her alanda çalışırken görünce okulun ciddiyetini öğreniyor. Önce bu işler basit zannediyor. Yemekhaneye gidiyoruz. Elime hamur alıp pide yaptığımı görünce bu adam müdür ama her alanda yetişmiş diyor. Amacımız çocuklarımıza en iyi şekilde hizmet vermek ve eğitim yapacakları okulu hazır hale getirmek. Her şeyi devletten beklemek yerine elimizden gelen işleri kendimiz yapıyoruz. Ben kendim boş durmayı sevmem. O yüzden açıkçası boş boş oturacağıma ufak da olsa okulumuza katkı olsun istedik. Müdür beyle iki idareci olarak yapılması gerekenleri tespit edip elimizden geldiğince yapmaya çalışıyoruz. Müdür beyde çok becerikli ve çalışkan, yeri geldiğinde eline tornavidayı alıp okulun elektrik işlerini yapıyor. Bu işleri yapmaktan gocunmuyoruz. Aksine severek isteyerek yapıyoruz. Biraz da öğrencileri motive etmek, çalışmanın ayıp olmadığını göstermek, örnek olmak amacıyla yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Aydın’da moto kuryelere trafik eğitimi verildi

    Aydın’da moto kuryelere trafik eğitimi verildi

    Özellikle pandemi sürecinde paket servisler ile birlikte Aydın’da da moto kurye sayısında artış yaşanırken, trafik ve sağlık ekipleri gerçekleştirdikleri etkinlik ile moto kuryelere eğitim verdi.

    İnternet üzerinden alışverişlere pandemi süreci ile birlikte market alışverişi ve yemek siparişlerinin de artarak eklenmesiyle, motosiklet kullanımı da arttı. Bununla orantılı olarak kazalar, yaralanmalar ve can kayıplarında da artış yaşanmaya başlarken, Aydın İl Emniyet Müdürlüğü, Aydın İl Sağlık Müdürlüğü ve Türk Chopper Derneği’nin ortak çalışması ile moto kuryelere eğitim verildi. Gerçekleştirilen eğitimlerde trafik ekipleri tarafından kaza farkındalığı, kask kullanımı ve trafik kuralları ile ilgili bilgiler ve broşürler verilirken, İl Ambulans Servisi’ne bağlı motorize ambulans ekiplerinden Dr. Dalga Avşar tarafından da kaza anında yapılacak ilk yardım konularında bilgilendirme yapıldı. Aynı zamanda Efeler genelinde hizmet veren moto kuryelere kask ve ekipmanın önemi anlatıldı.

  • Efeler’de yeni eğitim dönemi masaya yatırıldı

    Efeler’de yeni eğitim dönemi masaya yatırıldı

    Aydın’ın Efeler ilçesinde 2022-23 eğitim öğretim yılının başlamasına günler kala, Efeler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı İstişare Toplantısı yapıldı.

    Aydın genelinde 876 okulda 15 bin 36 öğretmen ile 185 bin 208 öğrencinin yeni eğitim öğretim yılına başlamasına sayılı günler kaldı. Bu çerçevede Efeler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı İstişare Toplantısı gerçekleştirildi. Efeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Hakan Özcan’ın başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, ortaokul müdürleri katıldı. Toplantıda yeni eğitim öğretim yılına ilişkin yapılacak çalışmalar görüşülürken, karşılıklı fikir alışverişi gerçekleştirildi.

  • Çiftlikte dehşet saçtılar, 2 köpeği tüfekle katledip, 2’sini de zehirlediler

    Çiftlikte dehşet saçtılar, 2 köpeği tüfekle katledip, 2’sini de zehirlediler

    Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde 5 kişi oldukları değerlendirilen ve içlerinde kar maskeli bir şahsında olduğu şüpheliler, girdikleri çiftlikte 2 köpeği av tüfeğiyle vurarak öldürdü, 2 köpeği de zehirledi. İzmir’de yaşayan ve olaydan habersiz bir şekilde 2 gün sonra çiftliğine giden Veteriner Hekim Yekta Ünsal (63), “Elimde büyüyen köpeklerimin bu şekilde can vermesi beni çok üzdü. Böyle bir durumda benim de can güvenliğim bulunmamakta. Saldırganların biran önce bulunup adalete teslim edilmesini istiyorum” dedi.

    Olay, 31 Ağustos saat 17.20 sıralarında Burhaniye ilçesi Avunduk Mahallesi’nde bulunan bir çiftlikte meydana geldi. İddiaya göre, İzmir’de yaşayan Veteriner Hekim Yekta Ünsal (63), 2 Eylül tarihinde yaşanılanlardan habersiz bir şekilde çiftliğine gitti. Kiraz ve ceviz ağaçlarının bulunduğu çiftlikte anne-baba ve 2 yavru köpeğe baktığını söyleyen Ünsal, “Ben çiftliğe genellikle cuma günü saat 3 gibi gidiyorum. Çiftliğe giderken yanımda mutlaka ödül maması götürürüm çünkü hayvanlar orda 5 gün yalnız kalıyor ve ödül mamasını görünce de seviniyor. Beni görünce koşarak gelen köpeklerimi göremeyince seslendim hayvanlara ama yine de gelen olmadı. Bir süre köpeklerimi aradıktan sonra baba ve yavrunun bir tanesi geldi. İkisinin de ağızları köpürmüş, dengesizlerdi ve gözleri de büyümüştü. Bunun üzerine hemen evden tuz alıp hayvanları kusturdum. Sonra sistemlerini takviye edici ilaçları kullandım. Her ikisine de serum yaptım ve yaklaşık 1 saat sonra kendilerine geldiler” dedi.

    O anlar güvenlik kamerasına yansıdı

    Anne köpek ve diğer yavru köpek tüm seslenmelerime rağmen yanıma gelmediler diyen Ünsal, “Aklıma kameralar geldi ve gittim kayıtları izledim. Görüntülerde; 4-5 kişinin çiftliğe koşarak geldiğini ve kafasında kar maskesi olan bir kişinin tel örgüden atlayıp elinde tüfekle köpeklere doğru gittiğini oradan da arkaya gittiğini ve ondan sonrada önünden kaçan anne köpeğin kulübesini açıp içerde ona ateş ettiğini gördüm. Olaydan sonrada yanında olan diğer kişinin ise kameraları gösterip kendisinde bulunan tüfeği köpeğime ateş eden kişiye verdiğini ve onunda kameraya ateş ettiğini dehşetle izledim” diye konuştu.

    “Yakalanmalarını ve adalete teslim edilmelerini istiyorum”

    Hissettiği acının tarif edilemez olduğunu belirten Ünsal, “Jandarmayı aradım ve olayları anlattım. Varsa kamera kaydı ile birlikte orada ne görüyorsanız fotoğraflayıp karakola gelin şeklinde yönlendirdiler. Bende kayıtları alıp, gördüklerimi fotoğraflayarak karakola gidip teslim ettim. Sonrasında ise jandarma ekipleri gelerek çiftliğimde incelemelerde bulundu. Bende ifademi vererek saldırganlardan şikayetçi oldum. Çiftliğe bazen arkadaşlarımla bazen de tek gidiyorum. Böyle bir yaklaşımda benim can güvenliğimde problem oluyor. Bir an evvel bu kişilerin yakalanmasını ve adalete teslim edilmesini istiyorum. Birçok insanın ifadesine başvurulmuş. İşlemlerin devam ettiğini ve biraz zaman alacağını öğrendim” ifadelerini kullandı.

    Öte yandan katledilen köpeklerini gömdüğünü belirten Ünsal, saldırganlar tarafından zehirlenen köpeklerinin ise tedavilerinin ardından sağlığına kavuştuğunu kaydetti. Jandarmanın konuyla ilgili başlattığı geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü öğrenildi.

  • Maytap ile ormanı yaktılar

    Maytap ile ormanı yaktılar

    Muğla’nın Dalaman ilçesine bağlı Kargınkürü Mahallesi, Kıryer Sokakta maytap ile orman yakan şüpheliler jandarma tarafından oluşturulan özel ekip tarafından yakalanarak gözaltına alındı.

    Kıryer Sokak ormanlık alanda alevlerin yükseldiğini gören vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Bölgeye çok sayıda arazöz, itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi.

    Havadan 1 helikopterin de destek verdiği yangın, ekiplerin zamanında müdahalesi ile söndürüldü.

    Yangında 5 dönümlük alanda çam, meşe ve zeytinlik alan zarar görürken, jandarma ekipleri yangın ile ilgili sabotaj ihtimali üzerine çalışma başlattı. Jandarma tarafından kurulan özel ekip olayın şüphelerinin tespiti ve yakalanması amacıyla çalışma başlattı. Bölgedeki çok sayıda güvenlik kamera kaydını inceleyen jandarma ekipleri, 48 plakalı bir aracı tespit etti. Plakasından yeri tespit edilen araç ile birlikte içinde bulunan F.Ç., M.V., A.A. ve Y.D. isimli şahıslar yakalandı.

    Gözaltına alınan şüpheliler F.Ç., M.V., A.A. ve Y.D. bir büfeden aldıkları maytapları otomobilin camından dışarıya atmak suretiyle yangına sebebiyet verdiklerini itiraf ettiler.

  • Yanlış ihbar ekipleri harekete geçirdi, gerçek olay yerine gelince anlaşıldı

    Yanlış ihbar ekipleri harekete geçirdi, gerçek olay yerine gelince anlaşıldı

    Aydın’ın Efeler ilçesinde meydana gelen trafik kazası yanlış ihbar edilince, ekipleri harekete geçirdi, gerçek ise olay yerine gidince anlaşıldı.

    Olay, Adnan Menderes Mahallesi’ndeki bir süpermarketin otopark alanında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre otopark içerisinde park halinde bulunan K.D. idaresindeki 48 HD 562 plakalı otomobil, geri manevra yaparken o esnada arkasında bulunan A.U.’ya çarptı. Çarpmanın etkisi ile elektrikli motoruyla yere düşen A.U. hafif şekilde yaralandı. Kazayı gören vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Ancak kazanın Aydın-Muğla Karayolu üzerinde sıkışmalı trafik kazası olarak ihbar edilmesi üzerine ekipler harekete geçti. İhbar üzerine bölgeye itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler ise gerçeği olay yerine gelince öğrendi. Yapılan yanlış ihbar ekipleri adeta teyakkuza geçirirken, yaralı A.U. ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırdı. Yaralı A.U.’nun hafif şekilde yaralandığı öğrenilirken, kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.

  • Bucaspor, iki transferi birden duyurdu

    Bucaspor, iki transferi birden duyurdu

    Bucaspor 1928, 30 yaşındaki kanat oyuncusu İlhan Depe ile 2 yıllık sözleşme imzalarken, Konyaspor’dan 22 yaşındaki önlibero Adem Eren Kabak’ı ise 1 yıllığına kiraladı.

    TFF 2. Lig Kırmızı Grup ekiplerinden Bucaspor 1928, yaz transfer sezonunun son dakikalarında iki transferi birden açıkladı. Sarı-lacivertli ekip, son olarak Denizlispor’da forma giyen 30 yaşındaki kanat oyuncusu İlhan Depe’yi kadrosuna katarak 2 yıllık sözleşme imzaladı. İzmir temsilcisi, Konyaspor’dan 22 yaşındaki önlibero Adem Eren Kabak’ı da 1 yıllığına kiraladığını duyurdu.

    Bucaspor, kadrosuna kattığı oyunculara başarılar dileyerek, transferlerin camiaya hayırlı olmasını temenni etti.

  • Tarık Çamdal, Göztepe’de

    Tarık Çamdal, Göztepe’de

    Göztepe, 31 yaşındaki sağ bek oyuncusu Tarık Çamdal’ı transfer ederek 1 yıllık sözleşme imzaladı.

    Spor Toto 1. Lig ekiplerinden Göztepe’de transferin son gününde ardı ardına açıklamalar yapıyor. Sarı-kırmızılı kulüp son olarak Tarık Çamdal’ı kadrosuna kattığını duyurdu. İzmir temsilcisi, 31 yaşındaki sağ bek ile 1 yıllık sözleşme imzaladı. Göztepe, Tarık Çamdal’a “hoş geldin” diyerek, başarılar diledi.

    Futbola TSV 1860 München altyapısında başlayan Tarık Çamdal, TSV 1860 München, Eskişehirspor, Galatasaray, Antalyaspor, Adana Demirspor ve Tuzlaspor takımlarının formasını giydi.

  • Bucaspor’da 5 ayrılık

    Bucaspor’da 5 ayrılık

    Bucaspor 1928, 5 futbolcusu ile karşılıklı anlaşarak yollarını ayırdığını açıkladı.

    TFF 2. Lig Kırmızı Grup ekiplerinden Bucaspor 1928, transferin son gününde kadro yükünü azalttı. Sarı-lacivertli ekip; Metin Yüksel, Özcan Sertgöz, Sabahattin Destici, Berkay Ertürk ve Turan Ali Demirci ile karşılıklı anlaşarak yollarını ayırdığını duyurdu. İzmir temsilcisi, ayrılan futbolculara kariyerlerinde başarılar diledi.

    Öte yandan Bucaspor 1928, Ercan Şirin ve Yusuf Yıldırım’ı Yeni Mersin İdman Yurdu’na, Mustafa Hüseyin Seyhan’ı ise Amed Sportif Faaliyetler Kulübü’ne sezon sonuna kadar kiraladı.

  • Menemen FK, Gencer Cansev’i transfer etti

    Menemen FK, Gencer Cansev’i transfer etti

    Menemen FK, 33 yaşındaki defans oyuncusu Gencer Cansev ile 1 yıllık sözleşme imzaladı.

    TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Menemen FK, transferlerine bir yenisini daha ekledi. Sarı-lacivertliler, serbest statüde bulunan defans oyuncusu Gencer Cansev’i kadrosuna kattı. İzmir temsilcisi, 33 yaşındaki oyuncu ile 1 yıllık sözleşme imzaladı.

    Kariyerine Küçükköyspor’da başlayan Gencer Cansev, Kartalspor, Giresunspor, Boluspor, Başakşehir FK, Göztepe, Ankaragücü ve Altay takımlarında forma giydi. Toplamda 253 resmi maça çıkan Gencer Cansev, bu maçlarda 10 gol, 5 asistlik performans sergiledi.